ODD Yönetim ve Denetleme Kurulu Üyeleri 2013 Beklentileri Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

2013'te otomotiv sektörünü neler bekliyor?

ODD Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri, yılın ilk yarısını değerlendirdi ve yıl sonuna dair öngörülerini paylaştı.

ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar

“2023 hedeflerine ulaşmak için güçlü bir iç pazara ihtiyacımız var”

Otomotiv sektörü 2013'ün ilk yarısını oldukça başarılı bir sonuçla, yüzde 11.6'lık artışla kapattı. Bu dönemde ülkemizin ekonomi gündeminde, kredi kuruluşlarının not artırımları ve TCMB'nin faiz indirimleri bulunuyordu. Düşük faiz ortamı ve buna ek olarak tüketici güven endekslerindeki toparlanma, Haziran ayına kadar devam etti. Bu olumlu tablo otomobil satışlarına da yansıdı. Düşük faiz ortamı otomobil pazarını olumlu etkilerken, büyüme rakamlarındaki düşük gidişat, ticari araç pazarını olumsuz etkiledi. Hafif ticari araç pazarı ilk altı ayda yüzde 7 küçüldü.

Haziran ayında hem döviz kurlarındaki artış hem de gizli ÖTV artışı nedeniyle satışlarda bir miktar yavaşlama gerçekleşse de otomobildeki büyüme devam etti.Yılın ikinci yarısında ise Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) para arzının hızını azaltacağı yönündeki beklentiler, ABD ve Avrupa'daki yüksek işsizlik oranı, gelişmekte olan ülkelerdeki finansal dalgalanmalar ve zayıflayan büyüme performansları nedeniyle ülkemiz ekonomisinin de etkileneceğini ve satışlarda bir miktar yavaşlama gerçekleşebileceğini tahmin ediyoruz.

2013'ün ikinci yarısında, 2012'ye benzer bir pazar bekliyoruz. ODD üyesi markalardan alınan verilerle hazırlanan tahmin çalışmasında, 2013 için otomotiv toplam pazarının 790 ila 840 bin adet arasında gerçekleşeceği öngörülüyor. Sektörün üretimi ise geçtiğimiz yıl ile aynı seviyede kalırken ihracat adetlerinde yüzde 6.9'luk artış gerçekleşti. “Otomotiv Endüstrisi”, 2013 Ocak-Haziran döneminde Türkiye'de en fazla ihracat yapan sektör oldu ve yılın ilk altı ayında 10 milyar 642 milyon dolarlık ihracat sağladı. TÜİK Ocak-Mayıs 2013 sonuçlarına göre de sektörümüzde yaklaşık 400 milyon dolar civarında dış ticaret fazlası oluştu.

Türkiye'nin 2023 vizyonu ve hedeflerine baktığımızda da Türkiye'nin makro hedeflerini; dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak, 2 trilyon dolar GSYİH'ya ve 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmak ve orta ve ileri teknoloji sektörlerde Avrasya'nın üretim üssü olmak olarak sıralayabilirim. 2023 Otomotiv İhracat Stratejisinde ise, 75 milyar Dolar ihracat, 4 milyon adet üretim ve 3 milyon adet ihracat hedefi yer alıyor. 2023 hedeflerine ulaşmak istiyorsak, güçlü bir iç pazara ihtiyacımız olduğu gerçeğini unutmamalıyız. Güçlü bir iç pazarın yaratılması için ülkemizin yaşlı araç parkının vakit kaybetmeden yenileştirilmesi ihtiyacı içerisindeyiz. 2012 yıl sonu verilerine göre, araç parkımızın yüzde 32'si 16 yaşın, yüzde 21'i ise 20 yaşın üstündeki araçlardan oluşuyor.

ODD olarak görüşümüz, çevreyi daha az kirleten araçlardan daha düşük vergi alınması için Motorlu Taşıtlar Vergisinde (MTV) yapılacak düzenlemenin hurda teşviki ile birlikte uygulanması yönündedir. Bunun için de, tüm araç parkını kapsayacak şekilde ve sürekli olarak uygulanacak üç ayaklı bir programa ihtiyaç var.

Öncelikle hurda araçlarını teslim edenlerin birikmiş vergilerinin affı gerekiyor ki bu adım atıldı. Maliye Bakanlığı hurda araçlarını teslim edenlere vergi affı uyguluyor ancak bu yeterli olmuyor. İkinci olarak MTV yapısı değişmeli. MTV'nin, karbondioksit salınım seviyesi veya benzer kapsamda çevresel etkiler göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. MTV ile ilgili düzenlemenin bir an önce hayata geçirilmesi lazım. Bu düzenlemelerin de, hurda teşvik programı ile güçlendirilmesi gerekiyor. Sisteme işlerlik ancak, hurda aracını getirip teslim edenlere aracın ekonomik bedeli gözetilerek bir bedel ödenmesi ile kazandırılabilir.

Doğuş Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu

Ekonomik istikrarsızlığın süresinin ve boyutunun bilinmezliği, firmaları tedbir almaya itecek

2013'ün ilk altı ayına baktığımızda, sektörümüzün genel olarak beklentiler paralelinde bir grafiğe sahip olduğunu söylemek mümkün. Toplam pazar 340 bin 632 adet araç satışı ile geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 12,07 büyüdü. Otomobil satışları geçen yıla göreyüzde19,48 artarak 292bin106 adede ulaştı. Buna karşılık hafif ticari araç pazarında bir miktar daralma yaşandı. 2013'ün ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göreyüzde6,77'lik daralmayla,89bin637 adetlik satışa ulaşıldı.

Toplamdaki büyüme elbette en başta ekonomik dinamikler kaynaklı. Kredi kuruluşlarının not artırımları, Merkez Bankası'nın faiz indirimlerive oluşan düşük faizortamının yarattığı olumlu hava etkili oldu. Ticari araç pazarında durum biraz daha farklı seyretti. Büyüme sürecindeki düşüşün, araçlarını bir yatırım aracı olarak değerlendiren ticari araç kullanıcısında olumsuz bir etki yarattığını söylemek mümkün.Buna karşılık, yılın ikinci yarısının gerek ilk yarıya gerekse geçen yılın aynı dönemine oranla biraz daha olumsuz geçmesi mümkün.Avrodaki artış hemenhementüm markalar tarafından fiyatlara yansıtıldı. Geçtiğimiz yıllarda kampanya dönemi olarak geçirdiğimiz Mayıs-Haziran ayında bu yıl zam yapmak durumunda kaldık.Bu göstergeler ışığında yıl sonu itibarıyla 800-830 bin adet civarında bir pazar beklentimiz var. Ancak özellikle döviz kurunda ve faizlerde yaşanan istikrarsızlığın süresinin ve boyutunun bilinmezliği, firmaların tedbir almalarını geciktirecektir. Bu nedenle de daha temkinli yaklaşımlar gerçekleştirmek zorunda kalacak. Doğuş Otomotiv olarak ise yılın ilk altı ayını, sektör paralelinde tamamladığımızı söyleyebilirim.Pazar payı olarak geçen yıl ile aynı seviyelerde bir gerçekleşme bekliyoruz.

Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO'su Ali Haydar Bozkurt

Binek araç pazarında yüzde 15 seviyesindeki büyüme oranlarına yeniden ulaşılacak

Hepimizin yakından takip ettiği gibi 2013'ün ilk yarısında binek araç pazarı özellikle ekonomik göstergelerdeki iyileşmelerden ve ocak ayına alınan model yılı değişim zamanlamasından olumlu etkilendi. 2012 Aralık ayı binek araç satışlarının 2011 Aralık ayına göre yüzde 10 azalması, 2013'ün ilk aylarında da geçen yıla göre yaklaşık yüzde 25'lik artış yaşanması da bunu destekliyor.

Ekonomik gelişmelere bakıldığında ise öncelikle kredi faizlerindeki düşüş önemli bir etken olarak göze çarpıyor. 2012'nin ilk yarısında ortalama yüzde 1.1 - 1.2'lerde seyreden bankaların ortalama faiz oranları 2013 Haziran ayında yüzde 0.70'li seviyelere geldi. Tüketici güven endeksinde yılbaşından bu yana sürekli bir artış söz konusu oldu. Yine geçtiğimiz yılın ilk yarısıyla karşılaştırmalı olarak enflasyon oranlarında da düşüş göze çarpıyor. Bütün bu olumlu seyir otomobil satışlarına pozitif olarak yansıdı.

Türkiye'de ve yurt dışında Haziran ve Temmuz aylarında yaşanan gelişmelerle birlikte kurlarda ciddi bir artış meydana geldi ve bu da ayın ikinci yarısından itibaren Türkiye'de otomobil fiyatlarına artış olarak yansıdı. Haziran ayı tüketici güven endekslerinde düşüş göze çarpıyor. Ramazan ayının da etkisiyle birlikte Temmuz ayında pazardaki büyüme trendinin azalacağını ve özellikle ilk 6 aydaki büyüme oranının oldukça altında kalacağını tahmin ediyoruz. Orta vadede ise kurların daha stabil hale gelmesi ve istikrarın tekrar yakalanmasıyla binek araç pazarında ortalama yüzde 15 seviyesinde büyüme oranlarına yeniden ulaşılacağını tahmin ediyoruz. Hafif ticari araç pazarının da ise yılın ilk yarısındaki düşüş trendinin devam edeceğini ve yıl sonu toplamında geçen yıla göre bir miktar daralacağını öngörüyoruz. 2013 yıl sonu için ise binek ve hafif ticari araç toplamında pazarın otomobil satışlarındaki büyümenin sonucu olarak geçen yıla göre yaklaşık yüzde 10 civarında büyüyerek 865 bin adede ulaşacağını tahmin ediyoruz.

Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Aykut Özüner

Yıl sonunda toplam otomotiv pazarı 850 binin üzerinde gerçekleşecek

2013'ün ilk 6 ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2012'nin aynı dönemine göre yüzde 12 artarak 381 bin 700 adet olarak gerçekleşti. Bu dönemde büyümenin özellikle otomobil segmentinde olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıl, 244 bin olan otomobil satış adedi bu yılın ilk yarısında yüzde 19'luk bir artışla 292 bine çıktı. Hafif ve orta ticari araç pazarı ise maalesef geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 daralarak 89,6 bin adet seviyelerine geriledi. Bu düşüşün sebeplerinden biri de geçtiğimiz yılın başında artan ÖTV ve ticari araçlara getirilen K belgesi, SRC belgesi gibi ek yükler oldu.Ticari araç pazarının orta vadede toparlanmasını, ekonomimizin canlanması ve yerli üretim adetlerinin artması açısından önemli görüyoruz. 2013 yıl sonu itibarıyla toplam otomotiv pazarının 850 binin üzerinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Son dönemde yaşadığımız döviz hareketlerinin pazara etkisi ile ilgili yorum yapmak için aceleci olmamak gerekir. Döviz kurlarının yüksek seyretmesi öngördüğümüz bu pazar büyüklüğünün bir miktar düşmesine sebep olabilir. Henüz yorumda bulunmak için erken, Ramazan dönemi sonrasında Eylül ayı gibi daha net bir tahminde bulunulabilecektir.

Hedefimiz, gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımız ve teknolojisiyle ön plana çıkan modellerimizle son 11 yılda olduğu gibi zirvedeki yerimizi koruyarak 12. defa Türkiye'nin en çok satan markası olmak.

General Motors Türkiye Ltd. Şti. Genel Müdürü Özcan Keklik

Otomotiv pazarındaki gelişme, binek araç satışlarından kaynaklandı

Hepimizin malumu otomotiv sektörü ülkemizin en önemli lokomotif sektörlerinden birini oluşturuyor. Yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağlıyor ve 2023 planlamalarında ülkemizin öncü ekonomik güçlerinden biri olarak, gelişimi hedefleniyor. Otomotiv satışları, vergi oranlarındaki artış ve talebi sınırlamak için alınan önlemlere bağlı olarak 2012'de yüzde 10 daralma göstermişti.

2013'te gelen faiz indirimleriyle piyasa faiz oranlarının daha düşük seviyelere gerilemesi, özel sektör tüketimindeki artışın etkisi ve GSYH büyümesindeki iyileşmenin desteğiyle otomobil pazarı yüzde 19 yükselirken, hafif ticari araç pazarı yüzde 7 düştü. Toplam pazarda yüzde 12'lik bir büyüme gerçekleşti.

2013'ün ilk altı ayında otomotiv pazarındaki gelişmenin özellikle binek araç satışlarından kaynaklandığını görüyoruz. Bu artış döviz kurlarında görülebilecek yukarı yönlü oynaklıklar ve faiz oranlarının yükselmesine paralel, yıl sonuna kadar öngördüğümüz tabloyu olumsuz yönde etkileyebilir. Pazar büyüklüğünün (ağır ticari araçlar hariç olmak üzere) 2013 sonunda 795 bin (610 bin adet otomobil ve 185 bin adet hafif ticari araç) olmasını öngörüyoruz.

2013'ü toplamda 14 bin adetlik satışla yine büyüyerek kapatmayı öngörüyoruz.

Mercedes Benz Türk A.Ş.

Mercedes Benz Türk A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Şükrü Bekdikhan

İç pazarın büyümesi için gerekli tedbirlerin alınması en büyük öncelik olmalı

Yılın ilk altı ayında otomobil pazarı yüzde 19 seviyesinde artarken hafif ticari araçlar pazarının yüzde 7 azalarak toplam pazarın geçen yıla nazaran yüzde 12 büyümesi memnuniyet verici ve cesaret verici bir gelişme oldu. Mayıs-Haziran aylarında yaşanan faiz / kur artışı, satışlarda ve piyasalarda kırılganlıkların oluşmasına yol açmıştı ancak bu dönem markaların yaptıkları kampanyalarla çok fazla pazara etki etmeden bertaraf edildi. Ancak yılın ikinci yarısında gerek fiyat artışları, gerekse faizlerin yükselmesiyle daha çetin bir döneme girilerek otomobil pazarının artış hızının yavaşlama sürecine gireceğini öngörüyoruz. Buna rağmen 2013, geçtiğimiz yıldan daha iyi bir yıl olacak. İhracat pazarlarının durgunluk döneminde olduğunu gördüğümüz bu süreçte, iç pazarın büyümesi için gerekli tedbirlerin alınması hem sektör hem de ülke ekonomisi açısından en büyük öncelik olmalı.

Çelik Motor Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Bora Koçak

2013'ü toplamda 14 bin adetlik satış ile yine büyüyerek kapatmayı öngörüyoruz

Bilindiği gibi 2013'te otomotiv sektöründe bir ilk yaşandı ve önceki yıllarda, yeni model yılı araçlar yılın üçüncü çeyreğinden itibaren pazara sunulurken, bu yıl itibarıyla yıl başından itibaren pazara sunulmaya başlandı. İlk kez yaşanan bu durum otomotiv sektörünü olumsuz yönde etkilemediği gibi, Haziran ayı sonu itibarıyla açıklanan pazar rakamları, 2012'nin aynı dönemine göre yüzde 12'lik bir büyüme gösterdi.

2013'ün ilk yarısında ortaya çıkan bu büyümedeki en önemli neden olarak ekonomik konjonktürdeki pozitif yönlü gelişmeler gösterilebilir. Kurların uzun süreli durgun seyrinin sağladığı istikrar, faizlerin düşük seviyelerde seyretmesi de bunlara ek olarak ekonomik büyümenin göstergelerinden bazılarıydı. Otomotiv sektörü özelinde, pozitif ekonomik gidişata ek olarak yeni modellerin satışa sunulması ve cazip faiz oranlarına sahip kredi seçenekleri sayesinde, sektörün geçtiğimiz yıla oranla yüzde 12 büyüdüğü görülüyor.

2013'ün ilk yarısının son ayı olan Haziran ayında, yaklaşık yüzde 5-6 puan yükselen kurların yıl sonuna kadar bu seviyede seyredeceğini düşünüyoruz. Yükselen kurların doğal bir sonucu olarak araç fiyatlarına yapılan zamlar nedeniyle yılın ikinci yarısındaki büyümenin ilk yarıdaki büyüme kadar büyük olmayacağı öngörüsüyle hareket ediyoruz. Dolayısıyla yıl sonunda otomotiv sektörünün 2012 ile kıyaslandığında yüzde 4-5 seviyelerinde genişleyerek yaklaşık 800 bin adet bandında kapanacağını tahmin ediyoruz.

KIA olarak, yılın ilk 6 ayında yüzde 12 genişleyen otomotiv sektöründen daha fazla büyüme yakaladık ve satış adetlerimizi geçtiğimiz yılın ilk 6 ayına göre yüzde 17 artırdık. Bu başarıdaki en büyük payın SUV segmentinde bulunan Sportage ve C segmentinde yer alan cee'd modellerimizin ulaştığı satış adetleri olduğunu söyleyebiliriz. Mayıs ayında satışa sunduğumuz pro_cee'd modeli ve yılın ikinci yarısında satışa sunacağımız, seri üretimi yapılan en güçlü hatchback KIA olma özelliğini taşıyan pro_cee'd GT modelinin katkısı ile

Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. Fiat İş Birimi Direktörü

Son 3 yıldır Türkiye otomotiv pazarı istikrarlı bir seyir izledi

2013'te ilk aylardaki düşük faiz ortamı, tüketici güven endeksindeki toparlanma ve yeni model yılının etkisini gördük. Yılın ilk 6 ayında, Türkiye'deki binek ve hafif ticari araç toplam pazarı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12 oranında artarak yaklaşık 382 bin seviyesine ulaştı. Otomobil satışları aynı dönemde yüzde 19,5'lik artışla 292 bine ulaşırken, hafif ticari araç pazarı yaklaşık yüzde 6,8 azalarak 90 bin seviyesinde gerçekleşti.

Tofaş olarak, bu 6 aylık dönemde, üretimini gerçekleştirdiğimiz Fiat markasıyla, binek otomobilde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20'lik bir artışa imza attık. Binek otomobilde, 24 bin 953 adet ve yüzde 8.5'lik bir pazar payına sahibiz. Fiat markalı hafif ticari araçlarda ise yılın ilk 6 ayında 22 bin 23 adet satış ve yüzde 24.6 pazar payıyla pazarı şekillendirmeye devam ediyoruz. Binek ve hafif ticari araçların toplamında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6'lık artışla 46 bin 976 adet satış gerçekleştirdik. İlk altı aylık dönemde, toplamda, yüzde 12.3'lük bir pazar payına sahibiz. Ek olarak Linea modeli, ilk 6 ayın toplamında da Türkiye'nin en çok satılan otomobili oldu.

Son 3 yılda Türkiye otomotiv pazarı 750 bin adedin üzerinde kalarak, istikrarlı bir seyir izledi. Bu yıl da pazarın yeniden 800 bin adetlerin üzerine çıkacağını tahmin ediyoruz. Otomotiv sektörü, üretimdeki payı, yarattığı katma değer ve taşıdığı potansiyelle, kuşkusuz ülkemizin göz bebeği… Türkiye, bugün Avrupa'nın en büyük hafif ticari araç üreticisi. Avrupa satışlar sıralamasında ise otomobilde 7'nci, hafif ticari araçta 4'üncü, toplamda ise 6'ncı sırada yer alıyor. Bugün geldiğimiz noktada, ülkemizin, üretim, satış-pazarlama ve servis gibi alanlarda, küresel entegrasyonu büyük oranda tamamladığını görüyoruz. Otomotiv sektörü, üretimde kalite yönetimi ve verimlilikteki yetkinliğini, küresel ve gelişmiş pazarlara yaptığı ihracatın yanı sıra iç pazardaki performansıyla kanıtladı. Sektör, bugün olduğu gibi gelecekte de, Türk ekonomisi için hayati önem taşımaya, vergi gelirlerine ve istihdama önemli katkılar sağlamaya devam edecek.

Bu noktada, Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin AB ülkelerinin yaklaşık 3'te biri seviyesinde olması ve bu alandaki gelişme potansiyeli, genç ve satın almaya hevesli nüfus avantajımızın devam etmesi, araç sahipliği oranının AB ülkelerine oranla düşük seviyede olması ve mevcut araç parkımızın yaş ortalamasının nispeten yüksek olması gibi etkenler, iç pazardaki potansiyel açısından önemli bir anlam ifade ediyor.

Mais Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş. Genel Müdür İbrahim Aybar

Otomotiv satışlarını arttıran en önemli unsur: Makroekonomik istikrar

Otomotiv pazarı, yılın ilk altı ayında geçen yılın yüzde 12 üzerine çıktı. 2013'te ilk iki ayda yaşanan artış, diğer aylarda da devam etti. Yılın başındaki bu artış iki nedenden kaynaklandı. 2013 yılı başlayınca 2013 yılı modelleri satılmaya başlandı ve ilk satışlar da doğal olarak yerlilerle başladı. Bundan dolayı da bu model yılı geçişinin getirdiği bir artı var ama ayrıca 2012'de bağlantıları yapılmış satışların 2013'ün başında faturalanmasının veya tescil edilmesinin de etkileri var. Diğer taraftan faizlerin bir miktar daha düşmüş olmasının getirdiği kolay finansman seçenekleri, 2013 Ocak ve Şubat aylarının geçen yıla göre bir miktar yukarıda geçmesini getirdi. Ardından izleyen aylarda da olumlu etki devam etti.

Geride bıraktığımız Haziran ayında ise ülkemizin makroekonomik parametrelerinde hayli değişimler görmeye başladık. Dövizde yaşanan ani değer artışı ve faizlerin yeniden yükselme eğilimine girmesi nedeniyle motorlu araçların satış fiyatları ve finansman maliyeti yükseldiği için showroom trafiğinde bir azalma görüldü. Ancak bu satış rakamlarınaHaziran ayında tam yansımadı, 74 bin adet satış gerçekleşti. Yılın ilk yarısında ise toplamda 381 bin satış adedi ile yüzde 12 artan pazar, geçen yılın Haziran ayına göre ise 4,26 artış gösterdi. 14 yıldır binek otomobil liderliği unvanını taşıyan markamız, Haziran ayında toplam pazarda en yüksek satış rakamını elde eden marka oldu. Ramazan ve yaz tatili nedeniyle Temmuz ve Ağustos aylarında bir yavaşlama olacak. İlk 6 aya baktığımızda yıl sonu beklentimizde bir revizyona gitmemize gerek olmadığını görüyoruz. Hep söylediğimiz gibi otomotiv satışlarını arttıran en önemli unsur makroekonomik istikrar. Yıl sonunda beklentimiz 800 bin satış seviyelerinde.

Mazda Türkiye Genel Müdürü Nurkan Yurdakul

İç pazardaki daralma yerli üretim üzerinde etki yaratabilir

2012 sonlarında 2013 ile ilgili olarak beklentilerimizi, toplam pazarda yüzde 10 civarında bir büyüme şeklinde belirlemiştik. Ocak-Haziran dönemi sonuçlarına baktığımızda pazarın genel toplam olarak beklentilerimiz çerçevesinde geliştiğini gözlemliyoruz. 2013 sonu için ilk 6 ay sonuçlarının devamında, yılın ikinci yarısında mevsimin etkilerini, 2013 başında uygulamaya alınan yeni model yılı tanımını, döviz kurlarındaki dalgalanmaları dikkate alıyoruz. Bu durumda 2012'nin ilk yarısına göre yüzde 12 olan genel toplam pazar artışının biraz hız keserek yine yüzde 10 civarına gerilemesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Haziran ayında yurt içindeki gelişmeleri incelersek, torba yasa içinde yer alan ve paralel ithalatı disipline etmek amaçlı hazırlanan mevzuat, özellikle filo satışlarında ve kiralama şirketlerinin faaliyetlerini araç maliyetleri yönetimi bakımından yeni bir döneme taşıyacak gibi görünüyor. ASBİS uygulamasının da getirdiği yen disiplinler nedeniyle kiralama piyasasında araç maliyetlerinde artış gözlenebilir. Haziran ayında başlayan döviz kurlarındaki artışların ise kalıcı olması halinde Ağustos ve sonrasında ithal edilecek olan araçların fiyatlarını etkilememesi mümkün değil. Kurlardaki değişikliğin etkilerini yakın geçmişte 5 TL'yi aşan benzin pompa fiyatları ile görmeye başlamıştık.

Hafif ticari araç toplam satışlarındaki daralma beklentilerin üzerinde seyrederken bu konunun özellikle ülkemizdeki yerli üretim ve istihdamı etkileyeceğini öngörüyoruz. Hatırlanacağı üzere ülkemizde otomobillerde ithalatın payı kemikleşmiş şekilde yüzde 65-70 seviyelerinde iken bu oran hafif ticari araçta ise tam tersi idi. İç pazardaki daralma yerli üretim üzerinde yakın vadede etkiler yaratabilir.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next