Ekonomistler 2012 - 2013 Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

2013'te Türkiye ekonomisi ve otomotiv sektörü

Otomotiv dünyası rekor taleple karşılaştığı 2011'in ardından, talebin bir önceki yıla göre daraldığı, uzmanların deyimiyle ‘normal seyreden' bir yılı kapatmak üzere. 2012'ye dair planlarını yapan ve 2013'e dair yol haritasını çizmeye başlayan sektör temsilcileri için ülke ve dünya ekonomisindeki gelişmeler büyük önem taşıyor. Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri Türkiye ekonomisini değerlendirdi, ODD Yönetim Kurulu üyeleri 2013 sektör tahminlerini açıkladı.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel

Türkiye ev ödevlerini yerine getirmeli”

“2012'de büyüme yüzde 3 civarında kalacak.Pek çok tahmincinin öngördüğü 'sert iniş' senaryosu(yüzde 2 civarı büyüme) gerçekleşmeyecek. Ancak Orta Vadeli Program'ın öngördüğü yumuşak inişin de (yüzde 4 civarı büyüme) gerçekleşemeyeceği anlaşıldı. Yüzde 3 civarı büyüme nispi bir başarıyı ifade ediyor. 2010 ve 2011'de tamamen iç talebe dayalı yüksek büyüme sürdürülebilir değildi. 2011'in sonunda cari açık 80 milyar dolara dayanmış, cari açığın Milli Gelire oranı da rekor kırarak yüzde 10'u geçmişti. 2011'in ikinci yarısından itibaren etkisini gösteren düzeltme-dengeleme politikaları başarıyla devam ediyor. 2011'in 3. çeyreğinden itibaren ihracat ithalattan daha hızlı artıyor ve bu sayede net ihracat büyümeye pozitif katkı yapıyor. Son iki dönemde de büyümeyi tamamen net ihracat sırtladı. Cari açık 60 milyar dolara, cari açık oranı da yüzde 8,2'ye geriledi. Ancak daha yolun yarısındayız. Cari açık oranının hiç olmazsa yüzde 6 civarına, enflasyonunun da yüzde 6'nın altına indirilmesi şart. Aksi takdirde uzun dönemde ortalama büyümedaha da düşük çıkabilir.

Eğer bu düzeltme yüzde 4-5 arası bir büyüme ile başarılabilseydi, ideal olacaktı. Bir yandan AB ekonomilerinde devam eden durgunluk, diğer yandan içerde verim artırıcı, maliyet düşürücü işgücü ve enerji piyasası reformlarının rafa kalkmış olması gereken düzeltmenin daha yüksek bir büyüme düzeyinde gerçekleşmesine izin vermiyor. Bu noktada bu dizi soru gündeme geliyor: Dengelemenin devamı için iç talepte yaşanan durgunluk kaçınılmaz mı? İç talep, özellikle tüketimbir miktar canlandırılsa dengeleme süreci uzasa da devam etmez mi? Bu mümkün olsa bile hangi politikalarla özel tüketim canlandırılabilir?

2012'nin ikinci yarısında bu sorulara yanıt aranacak ve 2013 büyük ölçüde verilecek yanıtlar sonucu şekillenecek. Benim görüşüm para politikasının sınırlı ölçüde gevşetilerek özel tüketimin bir miktar desteklenmesi. Maliye politikası zinhar gevşetilmemeli. Düşen büyüme gelirleri azalttığından harcamalara dokunmasanız bile zaten bütçe açığı artacak ve artmakta. Eğer ek bir gevşeme yaratırsanız açık iyice büyük ve beklentiler olumsuz etkilenebilir. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz. İlkbaharda çıkarılan yeni teşvik sisteminin düşen yatırımlarıbir ölçüde canlandırmasını bekleyebiliriz. Az da olsa artan özel tüketim ve özel yatırımlar iç talebin büyümeye katkısını pozitife çevirir. Kritik nokta net ihracatın katkısının pozitif olmaya devam edip etmeyeceğidir. Katkı bir ölçüde Avrupa'nın durumuna bağlı olsa da Türkiye'nin kendi ev ödevlerini yapması şart. Yani, TL'nin değerlenmesini engellemek ve yapısal reformlara hız vermek.Bu ikinci ödev konusunda pek umutlu değilim. Bölgesel asgari ücretten vazgeçildi. Kıdem tazminatı rafa kalktı. Enerji piyasası reformlarından söz edilmiyor. Sadece vergi reformu masada. Türkiye 6 ay sonra seçim sath-ı mailine girecek. Siyaseten zor reformların fırsat penceresi kapanmak üzere.”

Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu

Büyüme, yüzde 4 hedefine ulaşamayacak”

“Türkiye Ekonomisi 2012'de yüzde 4 olan büyüme hedefinin altında kalacak görünüyor. Yılın ilk yarısında gerçekleşen büyüme tamamen dış talepten kaynaklanmış görünüyor. İç tüketim ve yatırım harcamaları yıllık bazda hemen hemen hiç büyümedi. Önümüzdeki dönemde ekonomi politikalarının büyümeyi bir miktar arttırıcı yönde olması şaşırtıcı olmaz. Yılın ilk 6 ayında merkezi yönetim bütçesi yatırım harcamaları yıl sonu hedefinin yaklaşık dörtte biri seviyesinde gerçekleşti. Yılın son çeyreğinde bütçe ödeneklerinin tamamen kullanılacağını ve kamu yatırımlarının büyümeyi desteklemesini bekleyebiliriz. Merkez bankasının olası faiz indirimleri de tüketim talebinde bir miktar hareketlenme sağlayacaktır. Bu yılın en yüksek büyüme oranı muhtemelen yılın son çeyreğinde ortaya çıkacaktır. 2012 yılını yüzde 3'ün hafif üzerinde bir büyüme oranı ile tamamlayacağımızı düşünüyorum. Fakat para ve maliye politikasının büyümeye asıl etkisi muhtemelen 2013 yılı ilkbahar aylarında ortaya çıkacaktır. Euro krizi derinleşmez ve jeopolitik riskler artmaz ise Türkiye ekonomisinin büyüme hızı yüzde 4-5 aralığına yükselir.
Enflasyon tarafına gelince, mevcut kapasite kullanım oranları ve büyüme sürecinde talep enflasyonu baskısı olmayacaktır. Parasal genişlemeler emtia fiyatlarını arttırarak maliyet enflasyonu baskısı yaratabilir. Fakat dünya ekonomisinin mevcut büyüme dinamikleri emtia fiyatlarındaki spekülatif hareketleri bir noktada durdurur kanaatindeyim. Bu nedenle maliyet enflasyonu baskısı da çok olmayacaktır. Enflasyon açısından en büyük risk döviz kurlarındaki yükselme olabilir. FED'den beklenen parasal genişlemenin gelmesi ve Euro krizinin derinleşmemesi durumunda döviz kurları sepet bazında mevcut seviyelerini muhtemelen koruyacaktır. Bu senaryoda enflasyon beklentilerinin yüzde 6 -6.5 arasında seyredeceğini tahmin ediyorum.

Tahminlerimiz euro krizinin derinleşmemesi ve jeopolitik risklerin artmaması varsayımına dayanıyor. Bununla birlikte, Euro Bölgesi'ndeki krizin derinleşme riskini çok küçümsememek gerekiyor. Bu riskin ortaya çıkma olasılığını yüzde 3O-40 arasında görüyorum. Böyle bir durumda, Türkiye ekonomisi büyümede ciddi sıkıntı yaşayabilir. Döviz kurları, enflasyon ve faizlerde yukarı yönlü hareketler kaçınılmaz olur. Temennim bu risklerin ortaya çıkmaması ve Türkiye'nin sonraki dönemler için yapısal reformlarını hızla tamamlanmasıdır.”

Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Mahfi Eğilmez

2013'ü Avrupa şekillendirecek”

“Zor bir yıldı 2012. Birçok açıdan sıkıntılarla dolu geçiyor. Oysa geçen yılın ortalarında herkeste 2012'de krizin toparlanmaya dönüşeceği ve 2013'te de küresel sistemin düzlüğe çıkacağına ilişkin yaygın bir beklenti vardı. Beklentiler gerçekleşmedi. Başta Euro bölgesi olmak üzere birçok bölgede kötüye gidiş eğilimleri oluştu. ABD'nin toparlanmaya başlamasına karşılık AB ve ardından Çin ve öteki yükselen ekonomilerde bozulma sinyalleri gelmeye başladı. 2012 yılı küresel sitemde ekonomik açıdan kayıp bir yıldır. Buna karşılık Türkiye, AB kadar sıkıntı çekmeksizin 2012 yılını geçmeyi başarıyor.

2013'te büyük bir değişim, bir mucizevi dönüşüm beklememiz için herhangi bir neden yok. ABD biraz daha toparlanabilir ama Avrupa ve yükselen piyasa ekonomileri için bu umut en azından şimdilik görünmüyor. Büyük olasılıkla başta Avrupa olmak üzere küresel sistem yine inişli çıkışlı bir yıl geçirecek. Ne var ki bu son parasal genişleme Euro Bölgesi'nin toparlanmasına yardım edemezse işler daha da kötüye gidebilir.

2012'de ekonomisini soğutmayı ve önceki yılda rekor düzeye çıkmış bulunan cari açığını bu yolla düşürmeyi planlayan Türkiye bu önlemlerde başarılı olmuş görünüyor. Cari açık hızla düşmeye devam ediyor. Bu gibi durumlarda sorulması gereken soru şudur: Ne pahasına? Türkiye açısından bu sorunun yanıtı, büyümenin düşmesi ve bütçe açığının büyümesi pahasına şeklindedir. Türkiye bu politikayı sürdüremez. Çünkü belirli bir büyümeyi yakalaması yalnızca refahın artırılması için değil işsizlik sorununun çözümü için de zorunludur.

Türkiye'nin 2013 yılı falı büyük ölçüde Avrupa'nın durumuna bağlı görünüyor. Eğer Avrupa'da bir toparlanma olmazsa Türkiye bütün olumsuzluklara karşın 2012'de becerdiği kadar sağlam duramayabilir.

Yerel seçimlerin öne alınması 2013'te cari açığı düşürmeye yönelik bazı önlemlerin gevşetilmesi ve büyüme patikasına geri dönülmesine yol açabilir. Bu durum piyasalara yeniden canlılık getirir.”


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next