Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati YAZICI Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“Yeni Türk Ticaret Kanunu ekonomik hayatın aktörleri için hızlarını artıracakları bir otobandır”

“Otomotiv sektörü Türkiye'nin uluslararası alanda yüzünü ağartan bir sektördür”

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı gerçekleştirdiği projeler ve koyduğu hedeflerle, Türkiye'yi ticaretin dünyada en kolay ve en güvenli yapıldığı ülke haline getirmek için çalışmalar yapıyor. Bu önemli projelerden biri de 1 Temmuz'da yürürlüğe giren Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK). Dünya ekonomisinin son 50 yılda geçirdiği değişim ve dönüşümün Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun temel nedenini oluşturduğunu söyleyen Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, kanunun içeriği ve sektörleri nasıl etkileyeceğine dair görüşlerini dergimizle paylaştı.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın görev ve sorumlulukları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bakanlıkların yeniden yapılandırılması kapsamında, 640 sayılı kanun hükmünde kararname ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Bu kapsamda, Gümrük Müsteşarlığının yanı sıra, mülga Sanayi ve Ticaret Bakanlığı uhdesinde yer alan dört genel müdürlük; İç Ticaret, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi, Esnaf ve Sanatkârlar ile Kooperatifçilik Genel Müdürlükleri olarak “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” çatısı altında toplanmıştır.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde ticaret ile gümrük işlemlerinin birleşmesi; haksız rekabetin önlenmesi, maliyetlerin düşürülmesi, ticaretin etik kurallar çerçevesinde yapılması, piyasa gözetimi ve denetiminin gerçekleştirilmesi, tüketicinin korunması, işbirlik modellerinin kooperatifçilik özelinde geliştirilmesi ve tedarik arz güvenliğinin tesisi bakımından etkin bir işleyiş sağlamaya yöneliktir. Burada bazı hususlara paragraf açmak gerektiğini düşünüyorum; Bakanlığımızın reel piyasa üzerindeki denetimi ve etkinliği bağlamında ürünlerin tüketiciye sağlıklı ve güvenli bir şekilde ulaşması çerçevesinde projeleri bulunmaktadır. Örneğin 1 Ocak 2012 itibariyle yürürlüğe giren Hal Kanunu ve buna istinaden yakında tüm yurt genelinde işlemeye başlayacak olan Hal Kayıt Sistemini, ürünlerin piyasaya arzı veya dağıtımı aşamasında veya ürünler piyasada iken ilgili teknik düzenlemeye uygun ve güvenli olup olmadığının gözetimi ve denetimini amaçlayan Piyasa Gözetimi ve Denetimini sayabiliriz. “Tarladan sofraya güven” sloganı altında ürünlerin tedariki, alımı, satımı, denetimi kapsamında tüm vatandaşlarımıza dolayısıyla tüm tüketicilerimize yönelik hizmet sunma gayesindeyiz. Bunun yanı sıra dayanıklı tarım ürünlerinin depolanması ve herhangi bir arz şokuna karşılık piyasayı arz yönlü fiyat dalgalanmalarından koruyacak lisanslı depo uygulamalarımızı ve burada depolanan ürünlerin mülkiyetine haiz senetler çıkarmak vasıtasıyla müteşebbislerimizin ürünlerini daha derinlikli piyasa ortamında, sağlıklı fiyat tespitine imkân sağlayacak ve yakın zamanda ihdas edilmelerini planladığımız ürün ihtisas borsalarını da ifade etmek isterim. Biliyorsunuz piyasa ekonomisinin dayandığı temel ilke, ekonomik ilişkilerin rekabet odaklı olduğu varsayımıdır. Rekabet ortamının sağlanması korunması ve geliştirilmesi bağlamında işlev gören Rekabet Kurumu da Bakanlığımızın ilgili kuruluşudur.

Bakanlığımız, bunun yanı sıra gümrük politikasını belirlemek ve uygulamak; özellikle gümrük rejimleri, gümrük vergilerinin tahsili işlemlerini yürütmek, kaçakçılığı önlemek, izlemek ve soruşturmak, bu amaçla gümrüklü yer ve sahalarda kamu düzenini korumak dâhil gerekli tüm tedbirleri almak, gümrük işlemleriyle ilgili verilerin risk analizine tabi tutulması ile sonradan kontrol işlemlerini yürütmek, kanuna göre tasfiye işlemlerini gerçekleştirmektedir.

Gümrük alanına ilişkin olarak şu hususu vurgulamakta özel yarar görüyorum; bilindiği üzere, Bakanlığımızın temel işlevlerini oluşturan gümrük ve ticaret alanlarında gerçekleştirilen hizmetler içerisinde lojistik süreçlerin dahil olduğu iş ve işlemler önemli bir yer teşkil etmektedir. İç ve dış ticaret işlemleri gerçekleştirilirken kullanılan en önemli altyapı bileşenlerinden birisi de lojistik hizmetleridir. Bakanlığımız da hizmet sağlayıcı hüviyetiyle gümrük ve ticaret hizmetlerinin gerçekleştirilmesi sırasında gümrükleme, antrepoculuk, lisanslı depoculuk, TIR ve transit taşıma işlemleri ve benzeri vasıtalarla lojistik süreçlere dahil olmaktadır. Buna ek olarak; Ulaştırma Bakanlığı tarafından kurulması planlanan “Lojistik Merkezler Koordinasyon Kurulu” ile ilgili 03/05/2012 tarihli toplantıya Bakanlığımızı temsilen iştirak edilmiş, kurulun yapısına ve işleyişine ilişkin Bakanlığımız politikası ve görüşleri muhataplara iletilmiştir. Bu kurul çalışmalarının da en önemli çıktısını oluşturması beklenen lojistik merkezler konusunda ulusal mevzuatımızın oluşturulmasına yönelik olarak diğer paydaş Bakanlıklarla beraber çalışmaların önümüzdeki Ağustos 2012 tarihi itibariyle başlaması ve bir yıl içersisinde tamamlanması beklenmektedir. Kısaca her alanda tüm bileşenleriyle beraber Türkiye'yi ticaretin dünyada en kolay ve en güvenli yapıldığı ülke haline getirmek temel önceliğimizdir.

ARA SPOT

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde ticaret ile gümrük işlemlerinin birleşmesi; haksız rekabetin önlenmesi, maliyetlerin düşürülmesi, ticaretin etik kurallar çerçevesinde yapılması, piyasa gözetimi ve denetiminin gerçekleştirilmesi, tüketicinin korunması, işbirlik modellerinin kooperatifçilik özelinde geliştirilmesi ve tedarik arz güvenliğinin tesisi bakımından etkin bir işleyiş sağlamaya yöneliktir.

Bakanlığınızın kısa ve orta vadede gerçekleştirmeyi düşündüğü projeler nelerdir?

Ticaretin kolaylaştırılmasına, gümrük ve ticaret işlemlerinin basitleştirilmesine, kayıt dışılığın azaltılmasına, tüketicinin haklarının ve sağlığının korunmasına yönelik hedeflerimizle ilgili olarak bazı verilerle yeni uygulamaya başladığımız ve önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi arzuladığımız bazı projeleri sizlerle paylaşmak isterim:

- Gümrük ve Ticaret Konseyi

- Kağıtsız Beyan

- Tek Pencere

- Yetkilendirilmiş Yükümlü

- Yerinde Gümrükleme

- Yeni Türk Ticaret Kanunu

- MERSİS (Merkezi Tüzel Kişilik Bilgi Sistemi)

- Hal Kayıt Sistemi

- Lisanslı Depoculuk

- ESDEP

- Türkiye Kooperatifçilik Strateji Belgesi

- Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı(KOOP-DES)

- TÜBİS

- m-Tüketici

Yukarıda saymış olduğum gerçekleşmiş ve yakın zamanda uygulama alanı bulacak olan tüm projeler; ticaretin kolaylaştırılması, gümrük işlemlerinin sadeleştirilmesi bağlamında birbirinin tamamlayıcısı olan, yerel ve küresel paydaşlarımıza alan yaratan, maliyet minimizasyonu ve fayda maksimizasyonu çerçevesinde teknolojik imkânlardan da yararlanarak, rekabeti teşvik edici uygulamaları barındırmaktadır.

“Ülkemiz son 10 yılda önemli bir güç ve denge merkezi hâline geldi”

Türkiye'nin önümüzdeki süreçte hem coğrafi hem de ekonomik alanda nasıl bir noktaya

geleceğini düşünüyorsunuz? Kısa ve orta vadeli bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Biliyorsunuz Türkiye ekonomisinde son 10 yılda büyük mesafeler kat edildi ve önemli reformlar hayata geçirildi. Söz konusu reformları geçmiş istikrar programlarından ayıran temel özellik, bir başka deyişle, yaşanan sıkıntıların sonucunda ulaşılan nokta; piyasa ekonomisinin tüm kurum ve kurallarıyla çalışır hale gelmesinin tek çözüm yolu olduğudur. Uyguladığımız kamu maliyesi ve para politikalarıyla Türkiye sağlam bir ekonomik yapıya ve istikrara kavuşmuştur.Güçlü bir ekonominin temelinde güven ve istikrar vardır.Oluşturduğumuz güven ortamı ve inşa ettiğimiz istikrarla ülkemiz son 10 yılda bölgesinde ve dünyada önemli bir güç ve denge merkezi hâline gelmiştir. Sağlanmış olan makroekonomik ve siyasal istikrarla beraber geleceği inşa etmek daha kolay olacaktır. Yakın zamanda açıklanan büyüme rakamıyla beraber Türkiye son on çeyrektir kesintisiz olarak büyümekte ve son 28 aydır ihracatımızda yükseliş kaydetmektedir. Nisan ayında açıklamış olduğumuz Yeni Teşvik sistemi de tüm bileşenleriyle devreye girdiğinde tüm sektörlere ilişkin yatırım kapasitesi artacak ve cari açık sistemik risk olmaktan çıkacaktır. Ayrıca 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe giren Yeni Türk Ticaret Kanunu ile beraber reel piyasalar sağlam zemine oturmuş olacaktır.

Türkiye'nin 2023 hedefleri arasında ihracat potansiyelini artırmak önemli maddelerden biri olarak karsımıza çıkıyor. Sizce bu hedefi gerçekleştirmek için devlete ve özel sektör temsilcilerine ne gibi görevler düşüyor? Bakanlık olarak bu konuda ne tip çalışmalaryapıyorsunuz?

Türkiye'nin ihracat kapasitesini arttırmaya hükümet olarak özel önem vermekteyiz. Ülkemizin 2023'te 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmesi ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olması için hep birlikte tüm projelerimizi süratle gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz ay içinde yayınlanan '2023 Türkiye ihracat stratejisi ve eylem planı' ile ihracatımızda yapısal dönüşümü sağlamak için bir yol haritası çizilmiştir.

2012-2023 yılları arasında ihracatın yıllık ortalama yüzde 11,7 artması ve dünya ihracatında Türkiye'nin yaklaşık yüzde 0,8 olan payını 2013'te yüzde 0,9, 2018'de yüzde 1,18, 2023'de ise yüzde 1,46'ya yükseltme hedeflerini ortaya koyduk. Bunun yanı sıra dünyada en fazla ithalat gerçekleştirilen ilk 40 ülkede 2011'de yüzde 0,6 olan pazar payını, 2023 yılı itibariyle 2 kat artırmayı, 2011 yılı itibariyle 25 milyar dolar üzerinde ihracat yapan sektör bulunmazken 2023'te 7 ayrı sektörün ihracat kapasitesini geliştirerek 25 milyar doların üzerinde ihracat yapmasını sağlamayı, 2011'de yalnızca 1 olan 10-26 milyar dolar ihracat yapılan ülke sayısı göstergesini, 2023'te 7'ye çıkarmayı, ihracatımızda ilk 20'lerde yer alan ülkelerde 2011'de yüzde 0,94 olan pazar payımızı 2023'te yüzde 1,5'a çıkarmayı, ulusal marka sıralamasında ülkemizin 2011'de otuzuncu sıradan 2023'te 15. sıraya yükseltmeyi, Türkiye'nin 2012'de 27 olan Dünya Bankası lojistik performans sıralamasının 2023'te 15. sıraya yükselmesini sağlamayı, ihracat yapan yabancı yatırımcı sayısında artış sağlanarak dünya toplam doğrudan yabancı yatırımlarında ülkemizin aldığı payın binde 73'ten yüzde 2'ye çıkarmayı hedeflemekteyiz.

2011'de 1 milyar dolar ve üzerinde ihracat yapılan 30 ülke, 300 milyon dolar üzerinde ihracat yapılan 62 ülke var. Bu ihracatçımızın pek çok ülkeye erişme kabiliyetinde olduğunu ancak ihracatın önemli bir kısmının çok az sayıda ülke ile bağlı kılındığını göstermektedir. Bu nedenle ihracatçılarımızın, piyasa çeşitlendirmesinden çok giriş yaptıkları piyasalarda derinleşmelerini, marka ve güvenin sembolü olmalarını beklemekteyiz.

ARA SPOT:

2012-2023 yılları arasında ihracatın yıllık ortalama yüzde 11,7 artması ve dünya ihracatında Türkiye'nin yaklaşık yüzde 0,8 olan payını 2013'te yüzde 0,9, 2018'de yüzde 1,18, 2023'te ise yüzde 1,46'ya yükseltme hedeflerini ortaya koyduk.

“Değişim ve dönüşüm, Yeni TTK'nın da temel hazırlayıcısı oldu”

Yeni Türk Ticaret Kanunu hangi ihtiyaçlardan ortaya çıktı? Eski kanuna göre yapılan temel değişiklikler ve getirdiği gereklilikler nelerdir?

Biliyorsunuz; eski Türk Ticaret Kanunu 1957'den bu yana yürürlükte idi. Yani yarım asırdan fazla bir süredir ticaret hayatımızda yer aldı. Ama şunu da ifade etmeliyim ki; Kanun'un hazırlandığı 50'li yıllardan bu yana, dünyada; siyasal, sosyal, ekonomik ve finansal birçok gelişme yaşandı. Öyle ki, bugün gelinen süreçte, yarım asır sonra bambaşka bir dünyada, kuralların yeniden yazıldığı, ticari kodların yeniden oluşturulduğu yepyeni bir dünyada yaşadığımızı söylemenin yanlış olmayacağı düşüncesindeyim. Aslına bakarsanız dünya ekonomisinin son 50 yılda geçirdiği değişim ve dönüşüm, Yeni TTK'nın da temel hazırlayıcısı olmuştur. Mesela örnek vermek gerekirse; uluslararası ticaretin serbestleştiği, ikili ticaretin yerini çok taraflı ticarete bıraktığı, ticaretin sadece fiziki duvarlara hapsolmadığı, yeni ticaret yapma şekillerinin uygulama alanı bulduğu bir ortamdan bahsedebiliriz. Bakınız; serbest ticaret anlaşmalarının sayısı bugün 200'ü aştı. Bunların sonucunda dünya mal ticareti 250 kata yakın bir artış gösterdi. Dünya ekonomisi ise yaklaşık 10 kat büyüdü. Diğer yandan, uluslararası sermayenin dolaşımı hız kazandı. Dünyadaki yabancı sermaye yatırımı 1,5 trilyon dolara yaklaştı. Çok uluslu şirketlerin dünya ekonomisindeki yeri ve önemi daha da arttı. Şirketleşmenin ve bunun paralelinde uzmanlık ve ihtisas sahalarının geliştiğini gözden kaçırmamak gerekiyor.

Bu noktada; eski Ticaret Kanunumuz bu değişime paralel bir gelişim göstermek üzere güncellenmemiş ve günün ihtiyaçlarına cevap veremez hale gelmişti. İşte bu zorunluluğun gereği olarak ve günün koşulları da göz önünde tutularak Yeni Türk Ticaret Kanunu hazırlanmış ve katılımcı bir perspektifle son şekli verilerek 01 Temmuz 2012 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

ARA SPOT: Kanun'un hazırlandığı 50'li yıllardan bu yana, dünyada; siyasal, sosyal, ekonomik ve finansal birçok gelişme yaşandı. Öyle ki, bu gün gelinen süreçte, yarım asır sonra bambaşka bir dünyada, kuralların yeniden yazıldığı, ticari kodların yeniden oluşturulduğu yepyeni bir dünyada yaşadığımızı söylemenin yanlış olmayacağı düşüncesindeyim.

Yeni Türk Ticaret Kanunu ile neler hedefleniyor? Kanun, ülkemiz ve ticari hayat adına ne gibi fırsatlar doğuracak?

Hükümet olarak başından beri her alanda belirli, anlaşılabilir ve vatandaşlarımızı müreffeh standartlarda yaşatmayı amaç edinen hizmetler gerçekleştirdik. Cumhuriyet tarihine baktığınızda kalkınma modellerini, kalkınma programlarını görürsünüz ancak ilk defa uzun erimli, somut, iktidarıyla, muhalefetiyle, STK'sı ve iş dünyasıyla hep birlikte sahiplendiğimiz, paylaştığımız bir vizyonu içeren bir hedefi; hükümetlerimiz döneminde ortaya koyduk. Cumhuriyetimizin 100. yılında yani 2023'te ülkemizi her alanda hak ettiği seviyeye getirme çabasının bir ürünü olarak 2023 hedeflerini belirledik. Örneğin, 2023'te dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmayı hedefliyoruz. 500 milyar dolarlık ihracatı ve 1 trilyon doları aşan dış ticaret hacmi hedefliyoruz. Ülkemizin bu hedefini gerçekleştirebilmesi; ticari hayatımızın rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerle yarışabilecek şartlara sahip olmasıyla mümkündür. Bakanlık olarak bu hedefe ulaşmada rolümüz, ülkemizin yasal ticaretin en kolay, en hızlı ve en şeffaf yapılabilen ülkelerden biri haline getirmektir. Çalışmalarımız da bu yönde hızla devam etmektedir. Ben her zaman bu kanunu çeşitli platformlarda anlatırken şunları vurguluyorum; araçlar için duble yollar, otobanlar yapıyoruz, uçaklar için havaalanları oluşturuyoruz. Yeni Türk Ticaret Kanunu da ekonomik hayatın aktörleri için, hızlı, tempolarını artırıcı şekilde yürümelerini sağlayacak bir otobandır. Dolayısıyla odağına kurumsallaşma felsefesini oturtan, uluslararası piyasa ile aynı dili konuşan standartları yaratan bu Kanunla birlikte işletmelerimizin rekabet gücü artacak, farklı pazarlarda muhataplarıyla benzer şartlarda mücadele edebileceklerdir. Ayrıca bu Kanunla beraber ülkemize gelen doğrudan yabancı yatırımlar; sürdürülebilir ve yüksek bir düzeye ulaşacaktır.

“Otomotiv sektörüne kapımız her daim açık”

Yeni Türk Ticaret Kanunu, otomotiv sektörünü nasıl etkileyecek?

Bildiğiniz gibi, bir senelik mazisi bulunan Bakanlığımız yurt içi ticarete yönelik sorumluluklar üstlenen birimleri de içeriğinde barındırmakta. Bu kapsamda Bakanlık, şirketlerin ticaret hukukundan ve ilgili diğer mevzuattan kaynaklanan işlemler ve idari denetim işlevlerini yürüten İç Ticaret Genel Müdürlüğü ve tüketicilerin ekonomik çıkarları ile sağlık ve güvenliklerini gözetmekten sorumlu Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü gibi iki hayati birime sahip. Ayrıca piyasaların kendi başına bırakıldığında piyasadaki teşebbüslerin yıkıcı bir yarış içerisine girmesi neticesinde toplumsal refahı ve iktisadi gelişmeyi olumsuz etkileyecek koşulları bertaraf etmeyi amaçlayan, rekabetin tabana yayılmasını, geliştirilmesini ilke ve amaç edinen Rekabet Kurumu gibi ilgili kuruluşu var. Bu durumun, otomotiv endüstrisi ile Bakanlığımız arasındaki ilişkiyi yoğunlaştırdığı açıktır. Ben özellikle, otomotiv endüstrisi ile Bakanlığımız arasındaki ilişkiler bağlamında, endüstri kapsamındaki şirketlerin en fazla dikkat harcaması gereken konunun, yeni Türk Ticaret Kanunu olduğunu düşünüyorum. Bu yılın Temmuz ayında yürürlüğe giren yeni Kanunumuz ile ticari örgütlenmenin temeli olarak gördüğümüz şirketlerin, saydam, şeffaf ve hesap verebilir bir düzeye getirilmelerini ve uluslararası ticarete müsait enstrümanlara kavuşturulmalarını sağladık. Şirketlerimizi global ekonomiye eklemleme ve ticareti kolaylaştırma hususları kapsamında çağdaş, rekabetçi bir yapının tesisine yönelik hükümler koyduk. Şirketlerimizi kurumsal yönetim ilkeleriyle donatmakla birlikte, denetim mekanizmasını da profesyonelleştirdik.

Ayrıca Bakanlığımız otomotiv sektörü olduğu gibi diğer tüm sektörlerin yeni Kanuna uyumu açısından hayati öneme sahip olan ikincil düzenleme çalışmalarını da hızla sürdürmektedir. Bu sorunsuz geçiş ve uyum aşamasında sizlerin de Kanunun hızına ayak uydurmanızı istirham ederim. Bu süreç içerisinde endüstri ile Bakanlığımız arasında sürekli temas kurulması uyumun hızı noktasında önem arz ettiğini düşünmekteyim. Bu minvalde, otomotiv sektörüne kapımızın her daim açık olduğunu da ifade etmek isterim.

Kanun 1 Temmuz'da yürürlüğe girdi. Mevcut durumda şirketler yükümlülüklerini

tamamlamış durumda mı, en çok hangi konularda zorluk yasıyorlar? Şirketlerin kanuna uygunluklarını sağlamaya/kolaylaştırmaya yönelik ne tür tedbir ve çalışmalarınız bulunuyor?

55 yılda dünya ve ticari hayattaki enstrümanlar değişmiş, tüketici hakları gelişmiş, rekabetin çok keskin hale geldiği, standart algısının değiştiği, ekonominin büyümesine paralel olarak, müteşebbislerin önünü açmak ve güçlü rekabet imkânlarına sahip olmak için değişen şartlara uygun olarak yeni Türk Ticaret Kanunu hazırlanmıştır. Söz konusu kanun üzerinde 11 yıldır çalışıldı. 1535 maddeden oluşan kanunun 2011 yılı Şubat ayında yasalaştı. Ancak Kanuna muhatap yerel aktörlerin yeni yasa çerçevesinde uyumu açısından, zaruret olan hususlar varsa bunlar da giderilsin diye yürürlüğünün de 1 Temmuz 2012 tarihine ötelendiğini hatırlatmak isterim. Bu 1,5 senelik zaman zarfında geniş katılımlı birçok toplantı düzenledik, sektörlerin sorunlarını dinledik ve onlardan gelen talepler doğrultusunda da 2023 ülkümüzü zedelemeyecek şekilde bir takım değişiklikler yaparak bunları Kanuna yansıttık. Umuyorum ki yeni Kanunumuzla beraber ülkemiz ticaret hayatında daha ileri noktalara taşınacaktır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun hedeflerini destekleyici yeni düzenlemeler olacak mı, bunlar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Hiçbir yasa hedef kitlesine zulmetmek ve iş görme biçimini zorlaştırmak amacıyla çıkmaz. Ticaretin en kolay ve en hızlı yapıldığı ülke olma hedefinden bahsedildiği bir noktada buna aykırı ve zorlaştırıcı düzenlemeleri çıkarmak mümkün değildir. Dolayısıyla kimsenin endişe duymasına gerek yok. Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümüne giderken 500 milyar dolarlık ihracatı sizler gerçekleştireceksiniz. Bizler de sizlere uygun sahalar açacağız, varsa engelleriniz onları aşmada yardımcı olacağız. Gereken düzenlemeler ihtiyaç halinde elbette ki değerlendirilecek. Nitekim kanunlar kutsal metin değildir bunu hep söylüyoruz. Ancak şunu da belirtmeliyim ki; özü ne kadar sağlam tutarsanız değişikliğe o kadar az ihtiyaç duyarsınız. Biz işi baştan sıkı tuttuk, kapımızı sonuna kadar temsilcilere açtık. Bu kanunu aslında hep beraber yaptık. Bununla beraber 6 ay içerisinde yürürlüğe girecek ikincil düzenlemelerle beraber intibak süreci atlatılacaktır.

ARA SPOT:

Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümüne giderken 500 milyar dolarlık ihracatı sizler gerçekleştireceksiniz. Bizler de sizlere uygun sahalar açacağız, varsa engelleriniz onları aşmada yardımcı olacağız. Gereken düzenlemeler ihtiyaç halinde elbette ki değerlendirilecek. Nitekim kanunlar kutsal metin değildir bunu hep söylüyoruz.

Uygulamalar iş yükünü azaltıyor

Tek Pencere Sistemi, NCTS ve Yeni Özet Beyan Sistemi gibi uygulamalarla gümrük alanında önemli adımlar atıldı. Bu sistemler sektörümüze ne gibi kolaylıklar sağlıyor? Sistem hedeflediğiniz şekilde ilerliyor mu? Yeni Türk Ticaret Kanunu ile bu yeni düzenlemeler arasında bir ilişki var mı?

1 Ocak 2012 tarihi itibariyle elektronik özet beyan ile varış ve çıkış bildirimi uygulamasına başladık. Bu uygulama ile birlikte, güvenlik ve emniyet gereksinimleri çerçevesinde, risk analizi yapılmasını teminen, eşyanın gümrük bölgesine girmesinden/çıkmasından önce, taşıt aracı ile eşyaya ilişkin genel bilgiler elektronik yolla beyan edilmektedir.

1 Ocak 2012 tarihi itibariyle, tüm gümrük idarelerinde Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi (NCTS) uygulanmaya koyduk. Söz konusu sistem ile Türkiye Gümrük Bölgesi içinde tüm ortak transit işlemlerinin elektronik ortamda başlatılıp elektronik ortamda sonlandırılması, gümrük idareleri arasındaki iletişimin sistemde elektronik mesajlarla gerçekleştirilmesi ve beyanın statüsünün her aşamada ticaret erbabı tarafından da sistemden takip edilebilmesi mümkün hale gelmiştir.

Şu anda Bakanlığımız gündeminde en ön sıralarda yer alan projelerimizden birisi de “Tek Pencere Sisteminin Hayata Geçirilmesi”dir. Bilindiği üzere, 20/03/2012 tarihli, 28239 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Gümrük Hizmetlerinde Tek Pencere Sistemi ile İlgili 2012/6 Sayılı Başbakanlık Genelgesi” ile tek pencere sisteminin ülkemizde de uygulamaya konulması için yapılacak çalışmaların, sistemin kurulması ve işletilmesine ilişkin iş ve işlemlerin Bakanlığımız koordinasyonunda yürütülmesi uygun görülmüştür. Tek Pencere Sisteminin uygulanmaya başlamasıyla birlikte mükelleflerin diğer kurum ve kuruluşlardan almaları gereken izin ve uygunluk belgelerinin tek bir noktaya başvurularak, bu belgeleri tek bir noktadan temin etmesi sağlanacaktır.

Bu projelerimizin tamamı ticaret erbabının iş ve işlem süreçlerini kolaylaştırmaya ve maliyetlerini azaltarak ticareti kolaylaştırmaya yöneliktir. Bakanlık olarak bu projeleri gerçekleştirirken sektör ayrımı gözetmiyoruz. Bu çalışmalarımız her sektörü olduğu kadar otomotiv sektörünü de olumlu etkileyecek ve bu sektörde faaliyet gösteren ticaret erbabının yükünü azaltacaktır.

Otomotiv sektörü yeni pazarlar bulmanın yollarını aramalı

Otomotiv sektörü, Türkiye için ne ifade ediyor? Sektörün bugün geldiği noktayı nasıl

değerlendiriyorsunuz?

Bildiğiniz gibi otomotiv sektörü Türkiye'nin uluslararası alanda yüzünü ağartan bir sektördür. Sektör ülkemizin ihracatında ve dış ticaretinde en büyük paya sahip sektörlerin başında yer almaktadır. 2009'da ülkemizde toplam 870 bin taşıt aracı üretilirken, 2010'da yaklaşık 1 milyon taşıt aracı üretilmiş ve 2011'de bu rakam 1 milyon 190 bin seviyesine ulaşmıştır. 2009-2011 yılları arasında üretilen taşıt araçlarının yaklaşık %70'i ihraç edilmiştir (Üretim ve ihraç miktarları OSD' den alınmıştır).

Sektör 2011'de toplam ihracatımızın yaklaşık %14'ünü gerçekleştirmiştir. Ayrıca Otomotiv sektörünün gerçekleştirmiş olduğu ithalat 2011'de toplam ithalatımızın %11'ine denk gelmektedir. 2002'de 4 milyar dolar olan sektör ihracatının son 10 yıllık dönemde (2009 yılı haricinde) sürekli yükselerek 2011'de 19 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Sektördeki ithalat miktarı da aynı seyri izlemiş ve 2011'de 26,4 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır.

Sektöre ilişkin dış ticaret rakamları incelendiğinde 2008'de en yüksek ihracat hacmine ulaşarak 22,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini ve 4 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini görüyoruz. Ancak 2009'da yaşanan küresel kriz ile birlikte ihracat ve ithalatın azaldığını, izleyen yıllarda her ikisinde de yükseliş yaşanmasına rağmen, ithalattaki artışın görece daha büyük olduğuna şahit olduk. Bu durumu, krizin etkilerinin özellikle AB ülkelerinde halen hissediliyor olmasına bağlıyorum. Şöyle ki; motorlu kara taşıtlarından (87. Fasıl) gerçekleştirdiğimiz son yıllara ilişkin ihracatta ülke grubu olarak OECD ülkeleri ilk sırada yer alırken, AB-27 ikinci sırada yer almaktadır. Otomotiv sektörümüzün Avrupa ülkelerine olan bağımlılığını azaltmanın ve yeni pazarlar bulmanın bu noktada önemli olduğunu düşünüyorum. Bu kapsamda Asya, Pasifik ve Amerika kıtası ülkelerine yapılan ihracatın artırılması için girişimlerde bulunulmasını anlamlı buluyorum.

Sektörümüze vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Otomotiv endüstrisi gibi büyük ölçekli bir endüstriden beklediğimiz, yeni Türk Ticaret Kanununa uyum çalışmalarını en üst düzeye getirmesidir. Bakanlığımızın tüketicileri koruma görevi doğrultusunda, sektörünüzden, başta 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun olmak üzere ilgili mevzuatta belirtilen kurallara tam olarak uyulmasını istirham ediyorum. Özellikle garanti belgesi ve satış sonrası hizmetlerle ilgili gerek Kanun gerekse ilgili yönetmeliklerdeki yükümlülükleri yerine getirmeye devam etmeniz, tüketicilerin otomotiv sektörü ile girdiği ekonomik ilişkilerden olumsuz etkilenmemesi ve otomotiv endüstrisinin idari denetime konu edilmesinin önlenmesi açısından büyük önem taşıyor.

Ayrıca, bildiğiniz üzere, gazete, radyo, televizyon ilanı ve benzeri yollarla tüketiciye duyurularak düzenlenen kampanyalara iştirakçi kabul edilmesi ve malın veya hizmetin daha sonra teslim veya ifa edilmesi suretiyle yapılan satışlar olarak tanımlanan kampanyalı satışlar; otomobil, motosiklet ve minibüsleri de kapsamaktadır. Bu nedenle, gerek 4077 sayılı Kanun gerekse Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine riayet edilmesinde hassasiyet gösterilmesi bizim için çok önemlidir.

Bunların dışında, mal ve hizmet ticareti esnasında yapılan tanıtım ve reklamların, doğru, dürüst ve yanıltıcılıktan uzak olmasını sağlamak gerekiyor. Sebebi ne olursa olsun, tüketicileri yanıltıcı ve bilgi eksikliklerini istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü tanıtım ve reklam yapılmamalı, reklamlarda ana vaadin istisnası niteliğindeki bilgilere tüketiciler tarafından anlaşılabilecek şekilde yer verilmelidir. Yanıltıcı ve aldatıcı reklamlara maruz kalan tüketicilerimiz ekonomik tercihlerini etki altında kalarak, yanlış bir biçimde belirlediklerinden ortaya istenmeyen sonuçlar çıkmaktadır. Böyle durumlarda, tüketicilerin ayıplı mal ve ayıplı hizmet hükümlerine göre sözleşmeden dönme hakları olduğu gibi, Bakanlığımız bünyesindeki Reklam Kurulu vasıtasıyla reklam verenlere idari cezalar da verilmektedir. Biz, otomotiv endüstrisi gibi saygın bir endüstrinin, dürüst ticarete aykırı hiçbir uygulama içerisine girmeyeceğine inanıyoruz.

Son olarak, piyasaya arz edilen ürünlerin tüketici güvenliği normlarına uygun olmasını takip etmek de Bakanlığımızın görevleri arasında. Bu nedenle, piyasaya mal arz eden her sektörün yapması gerektiği gibi, otomotiv sektörünün de, tüketici ürünlerinden kaynaklanan öngörülemeyen güvenlik risklerini değerlendirmesi, bu konuda Avrupa Birliği ile koordineli biçimde uygulanan mevzuatımızı takip etmesi ve mevcut mevzuata göre varsa eksiklerini gidermesi büyük önem taşımaktadır.

ARA SPOT:

Otomotiv endüstrisi gibi büyük ölçekli bir endüstriden beklediğimiz, yeni Türk Ticaret Kanununa uyum çalışmalarını en üst düzeye getirmesidir. Bakanlığımızın tüketicileri koruma görevi doğrultusunda, sektörünüzden, başta 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun olmak üzere ilgili mevzuatta belirtilen kurallara tam olarak uyulmasını istirham ediyorum.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next