İTÜ Öğretim Üyesi ve SMİ Çevre Etkileri Danışmanı Prof. Dr. Alper Ünal Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Prof. Dr. Alper Ünal

İTÜ Öğretim Üyesi ve SMİ Çevre Etkileri Danışmanı

ULAŞIM TEKNOLOJİLERİNDEKİ YENİLİKLER, SÜRDÜRÜLEBİLİR HEDEFLERDE BÜYÜK ÖNEME SAHİP

ELEKTRİKLİ MOBİLİTEYE GEÇİŞ VE ULAŞIM TEKNOLOJİLERİNDEKİ YENİLİKLERİN ÇEVRE ÜZERİNDE OLUMLU ETKİLER YARATTIĞINI SÖYLEYEN İTÜ ÖĞRETİM ÜYESİ VE SMİ ÇEVRE ETKİLERİ DANIŞMANI PROF. DR. ALPER ÜNAL, BU GELİŞMELERİN, TEMİZ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM HEDEFLERİNE ULAŞMADA ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU VURGULUYOR. BU KAPSAMDA YEŞİL VE MAVİ EKONOMİ POLİTİKALARININ VE UYGULAMALARININ TEŞVİK EDİLMESİNİN, SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEK İÇİN HAYATİ ÖNEM TAŞIDIĞININ ALTINI ÇİZEN PROF. DR. ALPER ÜNAL İLE YEŞİL VE MAVİ EKONOMİLERİN TEMEL PRENSİPLERİNİ VE BU KAVRAMLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİ KONUŞTUK.

Entegre, akıllı ve sürdürülebilir kent mobilitesine inovatif çözümler sunan Sürdürülebilir Mobilite İnisiyatifi’nin (SMİ) gündeminde olan çözümlerden bahseder misiniz?

Günümüz dünyasında, hızla artan şehirleşme ve nüfus yoğunluğu, kentlerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri haline geldi. Bu durum, özellikle ulaşım sistemlerinde ciddi sıkıntılara yol açıyor ve şehirlerin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Bu bağlamda, entegre, akıllı ve sürdürülebilir kent mobilitesi, bu zorlukların üstesinden gelmek için hayati öneme sahip. Bu çözümlerden bazıları şu şekilde özetlenebilir:

Akıllı Ulaşım Sistemleri: Akıllı Ulaşım Sistemleri, trafik akışını optimize etmek için sensörler, kameralar ve yapay zeka teknolojilerini kullanıyor. Bu sistemler, trafik yoğunluğunu analiz ederek, sürücülere en hızlı rotaları önerir ve trafik ışıklarını gerçek zamanlı olarak ayarlayarak trafik akışını düzenler. Bu sayede sadece bireysel seviyede değil sistem olarak optimizasyon sağlanmış olur.

Paylaşımlı Ulaşım Hizmetleri: Bisiklet, scooter ve araç paylaşımı gibi hizmetler, kısa mesafeler için alternatif ulaşım seçenekleri sunuyor. Bu sistemler, mobil uygulamalar aracılığıyla kolayca erişilebilir ve kullanılabilir, böylece şehir içi hareketliliği artırırken trafik yoğunluğunu azaltır.

Toplu Taşıma Optimizasyonu: Trafik modelleri, yapay zeka ve büyük veri analizi, toplu taşıma güzergahlarını ve zamanlamalarını iyileştirmek için kullanılır. Bu çalışmalar sonucunda bekleme sürelerini azaltır ve toplu taşıma kullanımını daha cazip hale getirir.

Akıllı Park Sistemleri: Park yerlerinin gerçek zamanlı olarak izlenmesi ve sürücülere boş park yerlerini gösteren uygulamalar, trafikte dolaşarak park yeri arama süresini azaltır. Bu da özellikle ülkemiz gibi parklanmanın trafiğin en önemli sebeplerinden olduğu ülkelerde çok önemli bir sorunu ortadan kaldırır.

Yaya ve Bisiklet Dostu Altyapı: Yaya ve bisiklet yollarının genişletilmesi, güvenli ve sürdürülebilir ulaşım seçeneklerini teşvik ediyor. Ayrıca, şehir içi hareketliliği artırırken trafik yoğunluğunu azaltır.

Otonom Araçlar: Henüz gündemimizde olmayan ancak pek yakında karşılaşacağımız sürücüsüz araç teknolojisi, trafik güvenliğini artırma ve ulaşım verimliliğini iyileştirme potansiyeline sahip.

Ulaşım teknolojileri anlamında dünyada çok önemli gelişmeler oluyor. Bu gelişmelerin çevreye yansımalarından bahseder misiniz?

Elektrikli mobiliteye geçiş ve ulaşım teknolojilerindeki diğer yenilikler, çevre üzerinde önemli ve genellikle olumlu etkiler yaratıyor. Bu gelişmeler, karbonsuzlaştırma ve temiz, sürdürülebilir ulaşım hedeflerine ulaşmada kritik rol oynuyor. Elektrikli araçlar geleneksel fosil yakıtlı araçlara göre çok daha az karbon emisyonu üretir. Üretilen emisyonların kontrolü ise araç seviyesinden değil fabrika seviyesinde olduğu için hem daha kolay hem de daha ucuzdur. Elektrikli araçların yaygınlaşması, özellikle şehir içi ulaşımda karbon ayak izinin ve hava kirliliği emisyonlarının azalmasına büyük katkı sağlar. Bunun yanı sıra elektrikli araçlar, geleneksel araçlara göre daha sessizdir, bu da gürültü kirliliğini azaltır ve şehir yaşam kalitesini artırır. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde hava ve gürültü kirliliğinin azaltılmasında son derece önemli rol oynayacaktır. Bütün bunlar küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. Bu pozitif etkilerinin yanında hâlâ aşmamız gereken engeller bulunuyor. Özellikle elektrik grid ve şarj altyapısı probleminin hızla aşılması gerekiyor.

Ülkemizin Ar-Ge anlamında küresel rekabette yol kat edebilmesi için gerekli reformlar nelerdir?

Türkiye’nin Ar-Ge çalışmaları konusunda değerlendirme yaparken, ülkenin mevcut durumu, potansiyeli ve karşılaştığı zorlukları göz önünde bulundurmak gerekir diye düşünüyorum. Türkiye, son yıllarda Ar-Ge ve inovasyon alanında önemli adımlar attı, ancak küresel rekabette daha etkin bir rol oynamak için ciddi reformlar ve stratejik hamleler gerekiyor. İlk olarak ülkemizde Ar-Ge harcamalarının hâlâ uluslararası bağlamda yeterli olmadığını düşünüyorum. Ülkemizde kamunun yaptığı Ar-Ge harcaması yaklaşık yüzde 1.4 (GSYH) olarak gerçekleşirken AB’de ve ABD’de bu rakam yüzde 3’ü buluyor. Ülkemizin de bu rakamlara hızla ulaşması gerekiyor. Bu bağlamda özellikle özel sektörün Ar-Ge’ye yatırımını artıracak gerekli adımların atılması gerektiğini de düşünüyorum. Diğer taraftan eğitim ve insan kaynaklarının geliştirilmesi konusunda da ciddi atılımlara ihtiyacımız bulunuyor. Üniversitelerimizde yapılan araştırma çalışmalarının sanayiden bağımsız ve çoğu zaman ilgisiz yapılmasının ülke ekonomisine çok zarar verdiğini görüyorum. Acil olarak üniversite sanayi iş birliği pratik ve işlevsel olarak ortaya konmalı, bu konuda çalışan profesyoneller ve akademisyenlere teşvikler sunulmalıdır.

İklim değişikliği için öncelikli atılacak adımlar nelerdir?

İklim değişikliği konusunda en önemli konu sera gazlarının azaltılmasıdır. Bu kapsamda başta yeni teknolojinin kullanılması olmak üzere toplumda davranış değişikliği ve farkındalığın artırılması konuları önem arz ediyor. Karbon ayak izinin azaltılması için özellikle ulaşım sektöründe elektrikli ve hibrit araçların kullanılmasının artırılması yanı sıra fosil yakıtlı araçların kullanılmasının azaltılması ve araç başına düşen emisyon miktarının azaltılması gerekiyor. Bunun için toplu taşımanın artırılması, bisiklet kullanımının ve yaya hareketliliğin artırılması gerekiyor. Ayrıca akıllı şehirler konsepti içerisinde daha verimli ve çevre dostu çözümleri ön plana çıkaran altyapılar desteklenmelidir.

Bu alanlarda yapılan Ar-Ge çalışmalarını düşündüğümüzde sürdürülebilir yakıtlar (elektrik, hidrojen) konusunda son yıllarda çok önemli gelişmeler yaşandı. En son olarak lityum-iyon pillerin yerine geçebilecek olan sodyum-iyon pilleri konusunda yapılan çok önemli çalışmalar bulunuyor. Bu çözüm sadece ulaşım sektörünü değil şehir özelinde tüm enerji sistemlerini etkileyecektir. Yapay zeka konusunda yapılan çalışmaların önümüzdeki dönemde akıllı şehir konseptine altlık sağlayan Nesnelerin İnterneti (IOT) ve dijital ikizlerin geliştirilmesi konularında çok kritik sorunların aşılmasında etkili olacak.

Yeşil ekonomi ve mavi ekonomi sürdürülebilirlik açısından çok önemli. Bu ekonomilerin öneminden ve çevre etkilerinden bahseder misiniz?

Yeşil ekonomi, çevresel riskleri ve ekolojik kıtlıkları azaltmayı hedefleyen ekonomik faaliyetler ve politikaları ifade eder. Bu yaklaşım, sürdürülebilir kalkınmayı ve çevresel bütünlüğü destekleyerek, ekonomik büyüme ve iş yaratma ile çevresel sorunların çözümünü birleştirir. Yenilenebilir enerji, sürdürülebilir tarım, orman yönetimi ve su kaynaklarının korunması gibi uygulamalarla doğal kaynakların korunmasını sağlar. Ayrıca, atık yönetimi ve geri dönüşüm, yeşil ekonominin önemli unsurlarıdır. Mavi ekonomi, okyanuslar, denizler, göller ve nehirler gibi su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını vurgular. Bu yaklaşım, su kaynaklarına dayalı ekonomik faaliyetlerin, çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal refah ile uyumlu bir şekilde geliştirilmesini hedefler. Mavi ekonomi, deniz ekosistemlerinin korunmasını ve deniz biyoçeşitliliğinin sürdürülebilir kullanımını destekler. Bu, sürdürülebilir balıkçılık ve deniz kaynaklı yenilenebilir enerji gibi alanlarda kendini gösterir. Hem yeşil hem de mavi ekonomi, çevresel sürdürülebilirliği, ekonomik büyümeyi ve sosyal refahı dengeli bir şekilde ele alarak, gezegenimizin geleceği için kritik öneme sahiptir. Bu ekonomiler, doğal kaynakların korunmasını, çevre kirliliğinin azaltılmasını ve ekolojik dengeyi sürdürmeyi hedeflerken, aynı zamanda yeni iş alanları yaratır ve ekonomik büyümeyi destekler. Bu nedenle, yeşil ve mavi ekonomi politikalarının ve uygulamalarının teşvik edilmesi, sürdürülebilir bir gelecek için hayati önem taşır.

Sürdürülebilir Mobilite İNİSİYATİFİ hakkında da bilgi verir misiniz?

Sürdürülebilir Mobilite İnisiyatifi, iklim krizi bağlamında trafik yoğunluğu, karbon ve hava kirliliği emisyonları, gürültü kirliliğinin azaltılması gibi konuları ele alarak Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne (SDG) uygun çözümler geliştirmeyi amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Bu inisiyatif, kamu ve özel sektör temsilcileri, akademisyenler ve en önemlisi toplumun tüm kesimlerini bir araya getirerek, bu çözümlerin uygulanmasında karşılaşılabilecek engelleri aşmayı hedefliyor. Yakın gelecekte, bu konuları ele alacak toplantılar ve çözüm odaklı platformlar geliştirmeyi planlıyoruz. Bu çalışmalara katılım için herkesi davet ediyoruz. Unutmayalım ki, konuştuğumuz problemleri bireysel olarak çözmek imkânsız olabilir, ancak birlikte hareket ettiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yoktur.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next