Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zehra Yumurtacı Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“Tüketilen elektrik enerjisini yenilenebilir enerji kaynakları ile üretmek gerekiyor”

Prof. Dr. ZEHRA YUMURTACI 

Yıldız Teknik Üniversitesi

Makine Fakültesi

Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı

“Türkiye’de 20 yıl sonra hibrit ve elektrikli araçların, içten yanmalı motorlu araçların yerini alacağını şimdiden öngörebiliriz. Avrupa ve Türkiye’de incelenen datalar doğrultusunda, 2040 yılında neredeyse tüm araçların elektrikli veya hibrit olacağını söyleyebiliriz. Ayrıca gelecekte sadece elektrikli araçların sayısının artmayacağı, aynı zamanda alternatif yakıt tipli (H2combustion, fuel cell) araçların da hayatımıza gireceği öngörülüyor.”

Türkiye’de ve dünyada elektrikli araba kullanım oranları ne yönde ilerliyor? Yıl sonuna yaklaşırken, önümüzdeki dönemde nasıl bir büyüme bekleniyor?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi verilerine göre, trafikteki toplam araç sayısı 2011 yılında yaklaşık 15 milyon iken günümüzde bu rakam 25 milyonlara ulaştı. Veriler, son on yıl içerisinde trafikteki araç sayısının hiçbir zaman azalmayıp, sürekli artığını gösteriyor. Türkiye nüfusunun 2011 yılında yaklaşık 74 milyon (TÜİK, 2012) günümüzde ise 84 milyon (TÜİK, 2021) olması; teknolojinin gelişmesi ile ürüne ulaşımın kolaylaşması, ulaşım ihtiyacının artması gibi birçok parametre trafikteki toplam araç artışının sebebi olarak gösterilebilir.

Trafikteki Toplam Araç Sayısı

Şekil 1. Türkiye’de trafikteki araç sayısı artışı                   Ocak 2011 – Nisan 2022

 

2021 yılına geldiğimizde, on yıl önceki datalara göre bireysel araçların pazardaki payının yüzde 4,3 arttığını, ticari araçların azaldığı, elektrikli ve hibrit araçların ise yüzde 0,48’lik oranda pazarda yer aldığını görüyoruz.

Tablo kaynağı: TÜİK

 

Avrupa’da bu orana baktığımızda elektrikli ve hibrit araçlar tüm araçların yüzde 44’üne ulaşıyor. Bu konuda ülkemizdeki artışın daha yavaş olduğu görülüyor.

Elektrikli araçların karbonsuzlaşmadaki rolü nedir? Yenilenebilir enerji kullanımı konusunda Türkiye’de neler yapılıyor?

Otomobillerdeki emisyonun azaltılması karbon emisyonunu azaltacaktır. Bununla birlikte enerji üretiminin de yenilenebilir kaynaklardan olmasına dikkat edilmelidir. İklim krizi, bir diğer söyleyişle küresel ısınma, yıllardır geliştirdiğimiz ve hayatımızı kolaylaştırmak için her gün daha fazla kullandığımız teknolojik ihtiyaçların bir sonucu olarak karşımızda duruyor. Tüm dünya ülkelerinin ortak paydası olması sebebiyle, uluslararası konferanslar ve anlaşmalar ile ortak bir yol haritası oluşturulmak isteniyor. 2015 yılında 196 ülke tarafından Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda müzakere edilen ve 2016 yılında imzalanan Paris Anlaşması tamamen iklim değişikliğini azaltmaya yönelik alınacak ortak önlemleri içeriyor. Buna göre; sanayi kaynaklı hava sıcaklığı artışı 1,5 °C ile sınırlandırılmıştır. Ayrıca 2030 yılına kadar ticari araç üretici firmalarının, sıfır emisyonlu araç üretmeleri gerekiyor.

Elektrikli araçların yaygınlaşmasının önemi nedir? Geçiş sürecinde öncelikli olarak hangi alanlarda gelişme sağlanması gerekiyor?

Elektrikli araçlar, sıfır emisyon olmaları ve performans olarak müşteri beklentisini karşılamaları sebebiyle içten yanmalı motorlu araçların yerini ilk alacak araçlar olarak görülüyor. Fakat bataryalı elektrikli araçlarda menzil, şarj süresi, şarj istasyonu yeterliliği parametrelerinin geliştirilmesi halen devam ediyor. Literatürde, menzil artırılması yani enerji tüketiminin optimizasyonu ve şarj süresi optimizasyonu üzerine birçok çalışma bulunuyor. Ayrıca rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir sistemlerden elde edilen elektriğin şarj istasyonlarında kullanılması üzerine de çalışmalar bulunuyor.

Türkiye, elektrikli araçlar konusunda küresel üretime ne gibi katkılar sunabilir? Bu alanda ülkemizde yapılan önemli çalışmalar nelerdir?

Türkiye’de 20 yıl sonra hibrit ve elektrikli araçların, içten yanmalı motorlu araçların yerini alacağını şimdiden öngörebilmek mümkündür. Avrupa ve Türkiye’de incelenen datalar, hibrit ve elektrikli araç üretiminin ve kullanım oranlarının arttığını net bir şekilde ortaya koyuyor. 2030 yılına yaklaşıldığında daha da hızlanacağını düşünecek olursak, 2040 yılında neredeyse tüm araçların elektrikli veya hibrit olacağını söyleyebiliriz. Bunların yanında elektrik rezervini kendisi sağlayan H2’yi yakıt olarak kullandığımız ve pillerle elektrik ürettiğimiz yeni yakıt pilli araçlar da geliştirilmeye başlandı. 2040 yılında sadece elektrikli araçları sayısı artmayacağı, aynı zamanda alternatif yakıt tipli (H2 combustion, fuel cell) araçların da hayatımıza gireceği öngörülüyor.

Elektrikli araçlar konusunda 2022 yılını Türkiye kullanıcıları açısından nasıl buluyorsunuz? Gelecek tahminleriniz nedir?

Ülkemizde elektrikli araç kullanıcı sayısı gittikçe artıyor. 2022’nin ilk yarısında yaklaşık 2 bin 500 adet elektrikli araç satıldığı ve 2021 yılının aynı dönemine göre üç katı artış ile 2 bin 413 adet olarak gerçekleştiği biliniyor. Hızlı bir şekilde artmaya da devam edecektir. Avrupa’da bu oranın ne kadar yüksek olduğu da görülüyor. Ancak fiyat, hedef, iyileştirme, verimlilik, menzil kriterleri iyileştiğinde ve teşvikler artırıldığında kullanım yaygınlığı da artacaktır.

Karbon emisyonu sizce tamamen ortadan kaldırılabilir mi? Bunun için hangi çalışmaları yapmak gerekiyor?

Elektrikli araçların emisyon azaltmak ve iklim değişikliğine pozitif katkı sağlamak açısından çok büyük potansiyeli olduğunu belirtirken, eğer enerjinin tamamı yenilenebilir enerji sistemlerinden sağlanırsa, karbon emisyonuna katkıda bulunacağını da söylemek gerekiyor. Eğer biz hala fosil yakıtlı kaynaklardan enerji üretmeye devam edersek sadece emisyon yerini değiştirmiş oluruz.

Ayrıca şarj altyapısının ve menzil yetersizliğinin elektrikli araç kullanımına engel teşkil ettiğini ve üzerine çalışılması gereken temel konular olduğunu belirtmeliyim. Dolayısıyla çalışmalarımızda elektrikli araçları enerji tüketimi açısından incelememiz ve tahminlerinin gerçeklik oranlarını artırmayı amaçlamamız gerekiyor.

Bununla birlikte tüketilen elektrik enerjisini yenilenebilir enerji kaynakları ile üretmek, enerji verimliliği ve enerji depolama konuları da karbon emisyonu açısından oldukça önemlidir.

Bölümünüzün otomotiv sektörüne katkılarından bahseder misiniz?

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, 111 yıllık üniversitenin en güçlü bölümleri arasında yer alıyor. Mezun mühendisleri, otomotiv sektörünün her kademesinde görev alarak, tasarım, ar-ge, imalat, satış, pazarlama ve servis departmanlarına yönetici, araştırmacı olarak değer katıyor. Söz konusu bölüm, yetişmiş ve nitelikli öğretim kadrosu, sanayi/endüstri ve ar-ge kuruluşlarını barındırması, iş birliği olanaklarına imkân vermesi, mezunlarının gerek özel gerek kamu sektöründe yetkin/etkin pozisyonlarda görev yapması gibi faktörlerden ötürü başarılı öğrencilerin tercihi durumundadır.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next