Boğaziçi Üniversitesi - Doç. Dr. Aslı Deniz Helvacıoğlu Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Prof. Dr. Aslı Deniz Helvacıoğlu

Boğaziçi Üniversitesi İnovasyon Merkezi Direktörü

“Otomotiv sektörünün geleceği veri ile şekilleniyor”

“Türkiye otomotiv sektörünün teknoloji ve inovasyon potansiyeli, otomotiv sektörüne yönelik veri uzayı stratejileri ve sektörün küresel rekabet gücünü destekleyecek veri yönetişim modelleri ile ortaya çıkacaktır. Hedef; değerler bütününü yansıtacak sektörel atılımların, yatırımların ve yetkin insan gücü kaynağının, girşimcilerin, politika ve hukuk yapıcıların aynı yöne doğru ilerleyebilecekleri bir iletişim ve yönetişim sistemi kurgulamak.”

Pandemi sürecinin ardından ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon anlamında küresel rekabette yol kat edebilmesi için gerekli reformlar nelerdir?

Pandemi tüm dünya için travmatik bir değişim anlamına geliyor. Bugün otomotiv sektöründe küresel olarak pandeminin getirdiği hızlı dijitalleşme süreçlerinin değer zincirine yansıdığını görüyoruz. Hızlı bir şeffaflaşma ve gerek teslimat, gerekse fiyat ve stok açısından gerçek zamanlı takip ve karşılaştırma mümkün olmaya başlıyor. Tüketicilerin dijital kaynakları kullanma eğilimlerinin arttığını, sosyal mesafe ve dolaşım kısıtlarının, yenilikçi dijital çözümlerle tüketiciye erişimi gerekli kıldığını tecrübe ediyoruz. Tesla, Porsche, Volkswagen, Volvo örneklerinde görüldüğü gibi pandemi, tüketiciye yönelik tüm fiziksel ve çevrimiçi arayüzlerde inovasyonu tetikliyor. Tüketicinin araç alım kararını kolaylaştıracak yaratıcı, yenilikçi dijital teknoloji çözümleriyle desteklenen bütünsel çözümler gündeme geliyor.

Öte yandan pandemi, çevre ile dost, yenilikçi teknolojilere odaklı yeni nesil otomotiv sektörünün tüketici tarafından daha hızlı kabul görmesi açısından değerli bir örnek olabilir.

European Mobility Atlas 2021 raporu pandemi sürecinde tüketicilerin daha yeşil ve temiz araçlara yönelimi konusunda AB ülkelerinin destekleyici politikalar sunduğunu ifade etmekte. Örneğin Alman hükümeti, elektrikli araçlar için daha fazla şarj istasyonu yatırımlarını hedeflerken, elektrikli araç alan tüketicilere verilen destekleri artırıyor (40 bin Avro değerinde bir araç için 6 bin Avro hibe). Benzer şekilde Fransa, otomotiv sektörüne yönelik 8 milyar Avro tutarında destek paketi açıkladı. Bu, yeni nesil çevre ile dost araç alan tüketicilere 3 Avro tutarında teşviği de içeriyor.

“Verinin sınır ötesi dolaşımı, katma değerli yenilikçi teknolojilere dayanan inovasyon için gerekli.”

Türkiye’de otomotiv sektörü inovasyon konusunda hangi aşamada?

Otomotiv Türkiye’nin öncü sektörlerinden. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayınlanan 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi otomotiv sektörünü birincil öncelikli sektörler arasında görüyor ve bu çerçevede Türkiye’de bağlantılı, elektrikli ve otonom teknolojilerde atılım hedefleniyor. Bu çerçevede yenilikçi teknolojilerde tedarikçilerinin taleplerini karşılamak üzere, başta Avrupa olmak üzere, bölgesel, yüksek teknoloji odaklı otomotiv akreditasyon/sertifikasyon merkezi düşüncesi mevcut.

Küresel boyutta otonom ve bağlantılı araçlar, hızlı bir dijitalleşme ile gelişen iş modelleri otomotiv sektörünü şekillendiriyor. Bu noktada veri yine odak noktası haline geliyor. Verinin sınır ötesi dolaşımı, katma değerli yenilikçi teknolojilere dayanan inovasyon için gerekli. Otonom ve bağlantılı araç teknolojilerinin gelişmesi ile veri güvenliği, büyük veri, veri transferine dayalı kişiselleştirilmiş hizmetler otomotiv sektörünün geleceği açısından belirleyici. Özellikle bağlantılı araçların teknik özellikleri çoğu zaman küresel bir servis sağlayıcısı ve bulut bilişim teknolojilerinin kullanımını öngörüyor. Türkiye’nin tüm bu gelişmelerden en etkin şekilde faydalanabilmesi için kişisel veriler bağlamında operasyonel ve ticari verinin yurt dışına transferi konusunu otomotiv sektörü odağında çözmesi gerekiyor.

Türk otomotiv sektörü güçlü bir insan kaynağına sahip. Dinamik ve adaptasyon kapasitesi çok yüksek. Ar-Ge süreçlerinin ve yatırımlarının artması, yeni nesil üretim süreçlerinin adaptasyonu konusunda yüksek bir potansiyele sahip. Özellikle mevcut veri düzenlemelerinin sektör odaklı uyarlamaları ile Türkiye’nin rekabet gücünün artacağı öngörülebilir.

Türkiye otomotiv sektörünün teknoloji ve inovasyon potansiyeli, otomotiv sektörüne yönelik veri uzayı stratejileri ve sektörün küresel rekabet gücünü destekleyecek veri yönetişim modelleri ile ortaya çıkacaktır.

Bu noktada AB’nin veri uzayları yaklaşımı ile otomotiv sektörüne yönelik bir veri stratejisinin oluşturulması, Türkiye’nin rekabet gücünü yükseltecek veri yönetişimi ekosisteminin sektör odaklı geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Türkiye’nin bu alanda hızlı ve çok paydaşlı, etkileşimi ve etkinliği yüksek bir yönetişim modeli geliştirmesi sektörün inovasyon kabiliyetini de doğrudan etkileyecektir.

“Dijitalleşme süreçlerinde ‘veri’ odak noktası”

Tasarım, üretim, enerji, sürücüsüz araçlar vb. gibi alanlar açısından değerlendirdiğimizde dijitalleşmenin otomotiv sektörüne sağladığı en önemli avantajlar sizce nelerdir?

Dijitalleşme süreçlerinde “veri” odak noktası. Otomasyon, yapay zekâ, robotlar dijitalleşmedeki gelişim ile bağlantılı olarak kullanıma geçiyor. Veri analitiği, değer zinciri ve tedarik zinciri kurguları ve yönetimi açısından değer kazanıyor. Bağlı araçlar, büyük veri analizleri sayesinde kullanıcılardan gelen verilerin analizi ile kişiselleştirilmiş hizmetlerin verilmesini hedefliyor. Araç finansmanı alanında büyük veri ve veri analitiği, oto-finansman şirketlerine rekabet gücü sağlarken, tahmine dayalı analizler müşteri memnuniyeti için önemli bir girdi haline geliyor. Tüm bu gelişmeler ışığında otomotiv sektörünün geleceği veri ile şekilleniyor.

Bununla birlikte otomotiv sektöründe araca bağlı bireysel hizmetlerin ötesinde yeni bir yaklaşım dijital dönüşüm ile mümkün oluyor. Bu, araç odağında gelişen eko-sistem yaklaşımı. Yenilikçi hizmet ve teknolojilerin, inovasyon temelli iş modelleri ile sunulduğu bu yeni ekosistem oluşturma hedefi, veri odaklı, kişiselleştirilmiş hizmetleri müşteriye sunarken, araç ve kullanıcı arasında gerçek zamanlı bir deneyim alanını da kurguluyor. Teknoloji tüketici açısından iki konuyu değerli kılıyor, güven duymak ve güvende olmak. Ekosistem yaklaşımı bunu öngörüyor.

“Otomotiv sektörünün geleceğinde inovasyon temelinde, veri odaklı, çevreye duyarlı, deneyim, otonom, akıllı, güvenlik ve güvenilirlikle şekillenen bir ekosistemi görüyoruz.”

Teknolojik gelişmeleri ve dijitalleşen çağı da göz önünde bulundurduğumuzda, ülkemizin de küresel arenada rekabet dinamiklerini destekleyebilecek gerekli çalışmalar neler olabilir?

Otomotiv sektörünün geleceğinde inovasyon temelinde, veri odaklı, çevreye duyarlı, deneyim, otonom, akıllı, güvenlik ve güvenilirlikle şekillenen bir ekosistemi görüyoruz. Yeni nesil otomotiv sektörü, elektrikli, otonom araçlara, müşteri deneyim ve memnuniyetinde kişiselleştirilmiş hizmetlere ve kullanıcının her açıdan güvende olmasına önem veriyor. Hedef; bu değerler bütününü yansıtacak sektörel atılımların, yatırımların ve yetkin insan gücü kaynağının, girşimcilerin, politika ve hukuk yapıcıların aynı yöne doğru ilerleyebilecekleri bir iletişim ve yönetişim sistemi kurgulamak…

Endüstri 5.0’a doğru ilerlerken Türkiye’de otomotiv sektörü başta olmak üzere, yeni teknoloji, Ar-Ge ve inovasyonun temas ettiği tüm alanlar hangi aksiyonları almalı?

Yeni nesil otomotiv sektörü Türkiye için büyük fırsatlar barındırıyor. Tüm bu değerleri yansıtacak bütünsel strateji, politika, hukuk ve finansman kaynaklarının, sektörel yönetişim modellerinin geliştirilmesi inovasyon ekosistemi için hayat önem taşıyor.

Bir örnek vermek gerekirse; AB’nin elektrikli araçlara yönelik şarj istasyonları ve pil teknolojisine verdiği önem ortada. Çin, Japonya ve Güney Kore elektrikli araç pillerinde önde gidiyor. AB pil teknolojilerine 2.9 milyar Avro yatırımı onayladı. 2040 için elektrikli araç tedarik zincirinde AB özelinde kapalı devre kendine yeten bir pazar oluşturulması hedefleniyor.

Boğaziçi Üniversitesi İnovasyon ve Rekabet Odaklı Kalkınma Çalışmaları UYGAR Merkezi’nin çalışmaları ve iş birlikleri hakkında bilgi verir misiniz?

İnovasyon ve Rekabet Odaklı Kalkınma Çalışmaları UYGAR Merkezi bünyesinde yürütülen çalışmalar disiplinler arası bir yapıya sahip. Merkezde projelerde görev alan ana ekipte yer alan akademisyenler Uluslararası Ticaret, Ekonomi ve İşletme bölümlerinden olup, projelerin kapsamı doğrultusunda farklı bölümlerden de akademisyenler projelere dahil olabiliyor. İnovasyon yönetimi, yönetiişimi ve stratejileri çerçevesinde ekonomi, finans, tedarik zinciri, pazarlama, hukuk ve çevre alanlarında birbirini tamamlayan bir ekip bulunuyor. Bununla birlikte ulusal ve uluslararası, farklı alanlarda uzman akademisyenlerin ve kurumların katılımıyla çeşitli projeler yürütülüyor. İş birliği yaptığımız kuruluşlara örnek olarak Wageningen Üniversitesi (Tarım Teknolojileri ve İşletmeciliği-Hollanda), Leicester Üniversitesi (Enformatik-İngiltere), Rothamsted Research (Tarım ve İnovasyon – İngiltere), Universidad de Oviedo (Ekonomi – İspanya), verilebilir. Uluslararası örgütler, kamu ve özel sektörle yürütülen projeler için UNDP, İngiltere Büyükelçiliği Prosperity Fonu, GAP İdaresi, Tübitak, Visa, Türkonfed, Denizbank sayılabilir.

Merkez faaliyetleri üç başlık altında toplanabilir:

1. Uluslararası/ulusal projeler

2. Kamu ve Özel sektör ile yürütülen projeler

3. Eğitim Programları (Uzaktan eğitim programları ve yüzyüze programlar)

Ayrıca merkez bünyesinde kurulan “Yenilikçi Tarım ve Gıda İşletmeciliği Platformu”, Türkiye’de bu alanda oluşturulmuş tek ve ilk açık inovasyon ekosistemidir.


Rapor hakkında detaylı bilgi için lütfen bkz European Mobility Atlas 2021. https://eu.boell.org/sites/default/files/2021-07/EUMobilityatlas2021_2ndedition_FINAL_WEB.pdf?dimension1=euma2021


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next