ACEA Genel Sekreteri Eric-Marc Huitema Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Eric-Mark Huitema

ACEA Genel Sekreteri

CO2 hedefleri, ancak Avrupa'da inşa edilen şarj altyapısı kadar iddialı olabilir

“Şu an yürürlükteki AFID uygulanmasıyla, çeşitli hükümetlerin vaatlerini yerine getirmede başarısız olduğu görünüyor. Bu sorunu çözmek için, araç üreticileri için belirlenen CO2 hedefleri ile kurulan şarj ve yakıt ikmali altyapısı seviyesi arasında doğrudan bir bağlantı olması gerekir. Bu nedenle komisyonun mevcut direktifi iddialı bir yönetmeliğe dönüştürmesi gerektiğine inanıyoruz.”

Bu yıl, karbon nötrlüğe geçişte AB otomotiv sektörü için çok önemli bir yıl olacak. Aslında, sadece iki yıl önce, 2025 ve 2030 için belirlenen CO2 azaltma hedefleri zaten bir incelemeye tabiydi. Avrupa otomotiv sektörü, 2050’ye kadar karbonsuz mobilite sağlamak için yoğun yatırımlar yapmaya devam ediyor.

İklim nötrlüğüne doğru ilerlerken, ACEA üyeleri sıfır emisyonlu araçların üretimini daha da artıracak. Bu gelişme, AB genelinde özel şarj noktaları ve hidrojen yakıt ikmal istasyonları ağı gerektiriyor. Mevcut CO2 hedeflerinin daha iddialı hale gelmesi durumunda ise üye ülkelerde iddialı altyapı dağıtım hedeflerinin bunlara eşlik etmesi gerekiyor.

ACEA Başkanı ve BMW CEO’su Oliver Zipse, geçtiğimiz günlerde bunu çok iyi ifade etti: “Avrupalı ​​otomotiv üreticileri e-mobiliteye geçişi sağlarken pazara yeni elektrikli araçlar kazandırma konusunda kelimenin tam anlamıyla birbirleriyle yarışıyor, çok iyi performans gösteriyorlar. Ancak AB'deki gecikmeli şarj altyapısı kurulumu, bu büyük başarıyı ciddi şekilde tehdit ediyor.”

Altyapı hedefi belirlenmeli

Dolayısıyla AB iklim hedeflerine ulaşmak için, tüm Avrupa Birliği’ni kapsayan yoğun bir altyapı ağının hızla yayıldığını görmemiz gerekiyor. Avrupa'nın tüketicilere, gelecekte elektrikle şarj edilebilen otomobillerin pazardaki alımına paralel olarak kamuya açık şarj cihazlarının sayısının artacağına dair net bir sinyal göndermesi gerekiyor. Avrupa Komisyonu bunu, AB’deki yirmi yedi otomobil pazarının her biri için kesin altyapı dağıtım hedefi belirleyerek yapmalı, bunlar da Avrupa'nın yürütme kolu tarafından bağlayıcı olmalı ve uygulanmalıdır. Avrupa Komisyonu’yla Yeşil Anlaşma hususunda görüşmek amacıyla, Ulaştırma ve Çevre (T&E) ile Avrupa Tüketici Örgütü (BEUC) ile güçlerimizi birleştirmemizin nedeni de tam olarak budur.

Somut olarak, önümüzdeki günlerde revize edilecek Alternatif Yakıtlar Altyapısı Direktifi (AFID), üye ülkeleri 2024’e kadar AB genelinde bir milyon şarj noktası konuşlandırmaya zorlamak ve bu sayıyı 2029’a kadar üçe katlamak için kullanılmalıdır. Aynı şekilde, otomobiller ve kamyonetler için 2030'dan önce yaklaşık bin adet hidrojen istasyonu açılmalıdır.

AFID revizyonunun, otomobiller ve hafif ticari araçlar için CO2 hedeflerinin gözden geçirilmesiyle bağlantılı da olması gerekiyor. ACEA üyelerinin düşük ve sıfır emisyonlu araçlara yaptıkları on milyarlarca Euro’luk yatırıma bakılmaksızın, tüketicilerin bu araçları tercih etmeden önce yeterli altyapıyı görmeleri gerekiyor.

Son rakamlar gerçekten de Avrupa ​​otomotiv üreticilerinin anlaşmanın kendi paylarına düşen kısmını yerine getirdiklerini gösteriyor. 2020 sonuçlarına baktığımızda, hibrit araçların 2019'da yüzde 5,7 iken geçen yıl AB toplam otomobil satışlarının yüzde 11,9'unu oluşturduğunu görüyoruz. Elektrikli araçlar 2019’da otomobil satışlarının yalnızca yüzde 3'ünü oluştururken 2020’de bu oran yüzde 10,5’e ulaştı. Geçen yıl, AB'de ilk kez bir milyondan fazla hem hibrit (1.182.792) hem de elektrikle şarj edilebilir (1.045.831) binek araç satıldı.

Elbette bu harika bir haber, aynı zamanda sektörümüzün AB iklim hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını da kanıtlıyor. Ancak şu anda en büyük sorun, şarj ve yakıt ikmali altyapısı için yapılan yatırımın otomotiv sektörüne ayak uyduramaması. Talep tarafındaki olumlu eğilim ancak üye ülkelerin altyapı dağıtımını güçlü bir şekilde artırmasıyla sürdürülebilir olur.

Geçtiğimiz yıl, bir ACEA raporuna göre elektrikle şarj edilebilen otomobil satışları yüzde 110 artarken şarj noktalarının sayısının yalnızca yüzde 58 arttı. Düşük ve sıfır emisyonlu araçlar pazardaki paylarını genişletmeye devam ettikçe bu uçurum daha da genişliyor.

Bu nedenle, otomobiller ve hafif ticari araçlar için CO2 yönetmeliğinin yaklaşan revizyonu, Alternatif Yakıt Altyapı Yönetmeliği (Alternative Fuels Infrastructure Directive – AFID) ile en azından aynı derecede iddialı bir revizyonla el ele gitmelidir. BEUC ve T&E ile yakın tarihli ortak açıklamamızda vurgulandığı gibi, komisyonun 2030’a kadar 3 milyon şarj noktasının ve 1000 hidrojen istasyonunun kurulmasını sağlayacağına dair açık bir siyasi taahhüdüne ihtiyacımız var.

Bu hedeflerin sabit tutulması gerekiyor. Bunların, Avrupa'nın otomobil ve hafif ticari araçlar için mevcut CO2 hedeflerine ulaşmak yolunda ihtiyaç duyacağı minimum sayılar olduğu unutulmamalı. Komisyon, otomobiller ve hafif ticari araçlar için mevcut CO2 hedeflerinin ötesine geçmek isterse daha iddialı bir AFID önerisi sunmalıdır. Bu nedenle AFID revizyonu da CO2 hedeflerinin gözden geçirilmesinden önce sonuçlandırılmalıdır. Sonuçta üye ülkelerin kurmayı taahhüt ettiği şarj noktası ve yakıt ikmal istasyonlarının gerçek sayısı, CO2 hedeflerinin ne kadar gerçekçi olacağını belirleyecektir.

Bağlayıcı yaptırım önlemleri getirilmeli

Ek olarak AFID hedeflerinin pratikte ulusal hükümetler tarafından karşılanmasını sağlamak için Komisyon tarafından güçlü ve bağlayıcı yaptırım önlemleri getirilmelidir. Şu an yürürlükteki AFID uygulanmasıyla, çeşitli hükümetlerin vaatlerini yerine getirmede başarısız olduğu görünüyor. Bu sorunu çözmek için, araç üreticileri için belirlenen CO2 hedefleri ile kurulan şarj ve yakıt ikmali altyapısı seviyesi arasında doğrudan bir bağlantı olması gerekir.

Bu nedenle komisyonun mevcut direktifi iddialı bir yönetmeliğe dönüştürmesi gerektiğine inanıyoruz. AB terminolojisine aşina olmayanlar için açıklayalım: Direktif, AB ülkelerinin başarması gereken hedefi belirleyen ancak bunun nasıl yapılacağına karar verme görevini ulusal hükümetlere bırakan bir yasama eylemidir. AFID'de de gördüğümüz üzere bunun gerçekleşmesi yıllar sürebilir. Öte yandan düzenlemeler, AB'nin tamamında uygulanması gereken bağlayıcı yasal düzenlemelerdir. Bu nedenle bağlayıcı ulusal altyapı hedeflerinin hızlı bir şekilde uygulanmasını sağlayacağı için bir yönetmelikle ilerlemenin en doğrusu olacağına inanıyoruz. Avrupa'nın iklim değişikliğiyle mücadelede kaybedecek vakti yok, bu yüzden bir direktifin gerekli altyapıyı gerçekten sağlayıp sağlamadığını görmek için yıllarca beklememeliyiz.

Avrupa Yeşil Anlaşması’ndaki (Green Deal) rolünü üstlenmeye hazır olan otomobil sektörümüz adına Avrupa Komisyonu Genel Müdür Yardımcısı Frans Timmermans'a iletmek istediğimiz mesaj da budur. ACEA'nın tüm üyeleri, 21. yüzyılın ortasına kadar karbon nötrlüğüne ulaşma konusunda eşit derecede kararlıdır, ancak komisyon ve üye ülkeler de altyapı sağlayarak buna hazır olduklarını göstermeli, sorumluluklarını üstlenmelidir.

Kaynak: https://www.acea.be/news/article/car-co2-targets-can-only-be-as-ambitious-as-the-infrastructure-deployed-on

"Yeşil Anlaşma’ya girmek"

Oliver Zipse

ACEA Başkanı

"Avrupa otomotiv sektörü iklim nötr olma yolunda. ACEA olarak, iklim korumasını ekolojik bir taahhütten çok daha fazlası olarak görüyoruz. Çünkü Avrupa'nın ekonomik geleceği söz konusu. Doğa ve iklim üzerindeki etkiyi en aza indirirken, daha fazla büyümeyi mümkün kılan keskin teknolojiler ve ürünlerle inovasyonda bir sonraki atılımları geliştirme yarışındayız.

Bu amaçla, elektrikli araçların yeterince gelişmiş bir şarj ve yeniden yakıt ikmal altyapısı ağına erişimini sağlamak hayati önem taşıyor. Bu, üç alanı kapsıyor:

  • Halka açık şarj noktaları
  • Evde ihtiyaç duyulan özel şarj noktaları
  • İş yerlerindeki şarj noktaları.

Bu bağlayıcı ve ölçülebilir hedefleri finanse etmek ve desteklemek için mevcut AB programları ve yeni girişimler acilen konsolide edilmelidir.

Avrupa Komisyonu'na göre, otomobil ve hafif ticari araçlar açısından, 2019'da kararlaştırılan CO2 hedeflerini karşılamak için 2029'a kadar (2024'te bir milyon olmak üzere) en az üç milyon halka açık araç şarj noktasına ihtiyaç duyulacak. Bu da ev ve iş ortamlarında on kat daha fazla şarj istasyonuna ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor. 2030’a kadar Avrupa yollarında görmeyi beklediğimiz minimum 30 milyon elektrikli araca yeterli erişimi sağlamanın tek yolu budur.

Altyapı sorunu tam olarak çözülemedi. Yine de Avrupa Komisyonu, 2021 ile 2030 arasında binek otomobil hedeflerini -%37,5'ten -%50'ye yükseltmeyi düşünürken Yeşil Anlaşma (Green Deal), 1990 ile 2030 arasındaki toplam CO2 emisyonlarını %55 azaltmayı hedefliyor. Avrupa otomotiv sektörü iklim değişikliğine karşı mücadele konusundaki çaba göstermeye devam edecek.

Öte yandan, CO2 filo hedefleri daha da sıkılaştırılırsa, artan sayıda elektrikli araç da altyapı talebini artıracaktır. Hedefin yükseltildiği her yüzde puanı için (sıfır ve düşük emisyonlu araçlar için kıyaslama seviyesinin buna karşılık gelen artışı da dahil olmak üzere), 2030'a kadar halihazırda ihtiyaç duyulan 3 milyonun dışında en az 200 bin şarj noktasına daha ihtiyacımız olacak.

Elektromobilite, dahil olan herkes için oyunun kurallarını yeniden tanımlıyor. Avrupa'da tam potansiyelimizi kullanmamız, uluslararası sahnede sürdürülebilir hareketlilikte lider konuma gelmemizi sağlayacaktır. Bunun için hepimizin uyumlu şekilde çaba göstermesi gerekecek.”

Kaynak: https://www.acea.be/news/article/plugging-into-the-green-deal-op-ed-by-acea-president-oliver-zipse


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next