EY Türkiye Otomotiv Sektörü Lideri Serdar Altay Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Serdar Altay

EY Türkiye Şirket Ortağı ve Hibeler - Teşvikler Lideri 

“2018-2019’da ertelenmiş talepler Temmuz 2020’de canlanabilir”

“Çin’e bakarak salgın sürecinin yerini yaklaşık dört ayda normalleşmeye bıraktığını görüyoruz. Buna dayanarak Türkiye otomotiv sektörünün Haziran veya Temmuz 2020’den itibaren toparlanmaya başlayacağını; diğer sektörlere göre toparlanmanın otomotivde daha hızlı olacağını düşünüyorum.”

Covid-19 salgınının mevcut koşullar altında küresel ekonomiye ve otomotiv sektörüne etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Covid-19 salgını tüm dünyaya yayılmış durumda. Yüzbinlerce tespit edilmiş vaka var ve virüs çok hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyor. Virüsün yayılma hızı o kadar fazla ki kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına aldı. Virüs, bu hızlı yayılma özelliği ile daha önceki dönemlerde ortaya çıkan SARS, MERS ya da Ebola gibi salgınlardan ayrışıyor.

Hemen hemen tüm ülkeler salgının yayılmasını önlemek için çeşitli tedbirler almış durumda. Tüm bu tedbirlerin ortak özelliği insanların birbiriyle temasını önlemek olduğu için insanlar karantina altına alındı. Bu da ekonominin çarklarını önemli ölçüde durdurdu. Hem üretim hem de talep önemli ölçüde azaldı veya ertelendi. Bu da büyümenin hızının azalmasına ve hatta küçülme beklentilerinin artmasına neden oldu. Dünya ekonomisinin önemli bir parçası olan ülkeler arasında yer alan Çin, ABD ve Avrupa’nın virüsten en yoğun şekilde etkilenen bölgeler olması da bu beklentiyi artırıyor. Uzmanların daha önce yüzde 3 olarak tahmin ettikleri dünya ekonomik büyüme oranı yüzde 2’nin altına çekilmiş durumda.

Bakıldığında bu salgından en fazla etkilenen sektörlerin başında imalat, otomotiv, turizm, seyahat, taşımacılık ve perakende sektörlerinin olduğunu gözlemliyoruz. Mobilitenin sınırlandırılması nedeniyle en fazla etkilenen sektörlerden birisi de otomotiv sektörü oldu. Üretim tesislerinin kapatılması OEM ve parça tedarikçilerini olumsuz etkilerken; talebin azalması da distribütör ve yetkili satıcıları olumsuz yönde etkiledi. Seyahat kısıtlamaları ise araç kiralama ve seyahat şirketlerinin faaliyetlerini durdurmuş durumda.

OEM’ler açısından bakıldığında; Covid-19’un kısa vadede üretim ve mobilite hizmetleri satışlarında düşüş, tedarik zincirinin zarar görmesi ve satışın azalması nedeniyle nakit sıkıntısı, doğrudan ve dolaylı etkiler nedeniyle fabrika kapanışları gibi etkileri olacaktır. Orta vadede ise yavaş üretim artışı ve tedarik zincirinin yeniden oluşturulması ile etkilerin kısmi olarak azaltılması beklenmektedir.

Pandeminin Türkiye otomotiv sektöründe yarattığı etki sizce ne kadar devam edecek? 

Bu durumun ne kadar süreceği konusunda net bir tahminde bulunmak oldukça güç. İlk vakanın görüldüğü Çin’e bakıldığında Aralık ortalarında başlayan salgının yeni yeni kontrol altına alındığını, karantinanın kalktığını, üretimin ve talebin artmaya başladığını görüyoruz. Bu da yaklaşık 4 ay gibi bir süre sonra işlerin normale dönüşünün başladığını bizlere gösteriyor. Türkiye’de salgının Mart 2020’nin ilk haftası gibi başladığını düşünürsek bu olumsuz tablonun Türkiye’de Temmuz 2020’ye kadar sürebileceğini düşünüyorum. Ancak tabii ülkelerin tedbir uygulamalarındaki disiplin, sağlık alanındaki imkanlar ve mevsim değişikliği gibi faktörler dikkate alındığında bu süre olumlu ya da olumsuz yönde değişebilir.

Türkiye otomotiv sektörü açısından düşündüğümüzde ise ben Haziran ya da Temmuz 2020’den itibaren toparlanmanın başlayacağı düşüncesindeyim. Belki biraz fazla iyimser olabilir ama diğer sektörlere nazaran otomotiv sektöründe daha hızlı bir toparlanma olacağını düşünüyorum. Bunun en önemli nedeni ise 2018 yılı üçüncü çeyreğinde başlayan ve 2019 yılı sonuna kadar devam eden iç pazar daralması nedeniyle ertelenmiş olan taleplerin Temmuz’dan itibaren hızlı bir şekilde geri döneceği yönündeki beklentimdir. Zira 2020 Ocak ve Şubat aylarındaki satışlara bakıldığında 2020 yılının geçen yıla göre önemli ölçüde toparlanma yılı olacağı görülmüştü. Tam bu sırada ortaya çıkan Covid-19 salgını bu talebi tekrar ötelemiş oldu. O nedenle, salgın kontrol altına alınır alınmaz bu ertelenen talepler olumlu yönde etkili olacaktır. Türkiye’deki otomotiv üreticilerinin ara verdikleri üretime Nisan sonu ya da Mayıs ortası kademeli olarak tekrar başlama kararı alması da bunun bir göstergesi.

Covid-19 nedeniyle Avrupa’daki yavaşlama Türkiye Otomotiv Sektörünü nasıl etkileyecektir?

Küresel pazarlarda olduğu gibi bu salgını derinden yaşayan Avrupa’da da sıfır km araçlara olan talep hızla düştü. Mart 2020 dönemine bakıldığında Avrupa'da toplam otomobil ve hafif ticari araç satışları Mart 2019’a göre yaklaşık yüzde 50 daralırken, Nisan 2020 döneminde bu kaybın çok daha fazla olması bekleniyor.

Türkiye’nin otomobil ve hafif ticari araç ihracatının yaklaşık %85’lik kısmı Avrupa’ya yapılmaktadır. Bu nedenle, son 2 yıldır iç pazardaki daralmadan otomotiv üreticileri sınırlı olarak etkilenmişti. Şimdi ise Avrupa pazarındaki hızlı daralma nedeniyle otomotiv üreticileri bu pazarı da hızla kaybetmeye başladı. Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ve İspanya’nın durumuna bakıldığında zaten durum kendiliğinden ortaya çıkıyor.

“Bu süreçte birçok işin uzaktan ya da evden de rahatça yapılabileceğini gözlemledik”

“Evde kalınan” bu süreç iş hayatında ne gibi değişimlere yol açtı ve uzun vadede çalışma hayatında neleri değiştireceğini düşünüyorsunuz?

Bu sürecin tüm çalışanlar için aslında geleceğin bir simülasyonu olduğunu düşünüyorum. Özellikle birçok yönetici tarafından şüphe ile karşılanan “uzaktan çalışma” kavramının ne kadar etkili ve verimli olduğu şu anda test ediliyor. Bence bu süreçte birçok işin uzaktan ya da evden de rahat bir şekilde yapılabildiğini gözlemliyoruz.

İşte bu nedenle, normal çalışma şartlarına geri dönüldüğünde dahi evden çalışma modelinin eskisinden çok daha yoğun bir şekilde kullanılacağını düşünüyorum. Bu da ofis çalışma alanlarının tekrar gözden geçirilmesine neden olacaktır. Daha küçük ofis alanlarına talep artışı olacaktır.

Ayrıca birçok toplantı ve görüşmenin video konferans şeklinde de kolayca yapılabileceğini görmüş olduk.  Şu an bunu insanlar zaruretten yapıyor olsa da normal şartlarda toplantı ve görüşmelerin bu şekilde video ya da telekonferans şeklinde yapılmasının maliyet ve zaman avantajları nedeniyle yoğun bir şekilde kullanılacağını düşünüyorum.

Otomotiv sektörü özelinde durum değerlendirildiğinde ise özellikle tedarik ve servis alanında önemli değişiklikler yaşanacağına inanıyorum. Unutulmamalıdır ki, otomotiv sektörü bu salgın ortaya çıkmadan çok önce zaten bu rüzgarla karşı karşıya kalmıştı. Covid-19 krizi, tüketicilerin dijital kanallara yönelik tutumlarının hızla evrilmesini sağlayacaktır.

Tüketicilerin birçoğu kendini, yalnızca birkaç ay önce bir perakendeciden satın almayı düşündükleri ürünleri bundan sonra online olarak veya doğrudan üreticilerden satın alırken bulabilirler. Bazı tüketiciler ise daha önce hiç online satış kanalı kullanmamalarına rağmen birdenbire alışveriş yapmak için daha güvenli ve kolay bir yol bulmuş olacaklar. Her ne kadar bayilerin bu zincirde rolleri devam edecek olsa da bu yeni rolün mevcut rollerinden farklı olacağı ortaya çıkacak.

 “Eğer karşımıza farklı krizler çıkmazsa 2021’nin 2020’ye nazaran toparlanma yılı olacağını tahmin ediyorum.”

2020 sonu – 2021 yılı otomotiv sektörü öngörüleriniz nelerdir?

Uluslararası otomotiv sektörü araştırma şirketi LMC verilerine göre; 2020’de global hafif araç satışının tahmini 77 milyon adetin altında gerçekleşeceği yönünde. Bu da 2019 yılı satışlarına göre yüzde 15 gibi bir düşüşe tekabül ediyor. Söz konusu araştırmaya göre; Covid-19 2020 yılı ikinci çeyreğine kadar devam edecek ya da 3 ve 4. çeyrekte de etkileri sınırlı da olsa sürecek. Eğer bu tahminler gerçekleşirse satışlardaki düşüşler bir önceki yıla göre yüzde 20’ye kadar ulaşabilir. Bu da global satışların 69 milyon adetin altına düşmesi anlamına gelmektedir. Böyle bir senaryo ise 2021'i ve ileri vadeli iyileşme modelini daha fazla riske sokacak.

Türkiye’ye baktığımızda ise Covid-19 öncesi 2020 yılı pazar tahmini 550-600 bin adet şeklinde idi. Global tahminlerdeki değişikliğe paralel olarak Türkiye’de pazar tahmininin de yüzde 15 ila yüzde 20 kadar azalabileceği düşünüldüğünde, 2020 yılı pazar tahmininin 450 ila 500 bin adet şeklinde yapılabileceğini düşünmekteyim.

2021’e geldiğimizde ise 2020’ye nazaran toparlanma yılı olacağını tahmin ediyorum. Ancak tabii ki ne olur bilinmez. 2020 toparlanma yılı olacak derken bu salgın karşımıza çıktı. Umarız başka olağanüstü durumlar ortaya çıkmaz ve otomotiv sektörü hak ettiği satış rakamlarına bir an önce ulaşır.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next