PwC Kamu Sektörü Danış. Direktörü İdil Özdoğan Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Brexit: Türkiye otomotiv sanayi ve ihracatı üzerine etkileri

 “Ülkemiz, Birleşik Krallık (BK) ile yoğun bir ticari ilişki içindedir. Türkiye’nin otomotiv sanayi ihracatının 2017 itibarıyla yüzde 11,9’unun yapıldığı Birleşik Krallık, otomotiv sektörümüz için önemli bir ticaret ortağıdır. Otomotiv sektörü, Türkiye’nin maruz kalabileceği Brexit kaynaklı maliyet artışlarına karşı en hassas sektörlerin başında gelmektedir. Brexit sebebiyle Türkiye’deki OEM’ler (Orijinal Malzeme Üreticileri) etkilenebilir.”

Mevcut Durum

23 Haziran 2016 tarihinde Birleşik Krallık’ta gerçekleşen referandum sonucu ülkenin Avrupa Birliği’nden ayrılması kararı alınmış, bu süreç ise Brexit olarak tanımlanmıştır. Dönemin Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Theresa May’in 50. Madde doğrultusunda resmi ayrılık müzakerelerini başlatmasıyla birlikte, iki senelik bir süre kapsamında 29 Mart 2019 itibarıyla Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden ayrılma sürecini tamamlaması öngörülmekteydi. May’in sunduğu Brexit anlaşması, 15 Ocak 2019 tarihinde milletvekilleri tarafından reddedilince, ayrılık tarihi 31 Ekim’e ertelenmişti. Mevcut Başbakan Boris Johnson’un öncülüğünde yeniden düzenlenen anlaşmaya yönelik müzakerelerin tamamlanmış olmasına rağmen, söz konusu yeni anlaşmayı kabul etme amaçlı yapılacak olan oylamanın parlamento tarafından gerçekleştirilmemesiyle birlikte, 31 Ocak 2020 tarihine kadar uzatma alındı. AB, İngiltere'nin Brexit'in 31 Ocak’a kadar ertelenmesi talebini kabul ederken İngiltere Başbakanı’nın erken seçim çağrısına ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin destek vermesiyle 12 Aralık’ta olması beklenen erken seçim kesinleşti. Anketler, Boris Johnson’ın liderliğini yaptığı Muhafazakâr Parti’nin yüzde 35’in üzerinde bir oyla seçimi birinci tamamlayabileceğine işaret ediyor. Boris Johnson’ın Brexit planı, ana hatlarıyla aşağıda detaylandırılmıştır:

  • İngiltere Parlamentosu'nun Brexit Anlaşması'nı reddetmesinin en önemli nedeni olarak görülen "Backstop" uygulamasının kaldırılmasıyla, Kuzey İrlanda’nın, geçiş sürecinin sona ereceği 2021'in başında Birleşik Krallık'ın diğer bölgeleriyle (İngiltere, İskoçya, Galler) birlikte AB'nin Gümrük Birliği'nden ayrılması
  • Kuzey İrlanda’nın tarımsal ve diğer bazı ürünler söz konusu olduğunda AB'nin yasal düzenlemelerine uyması
  • Kuzey İrlanda Meclisi’nin dört yılda bir onayladığı sürece bu düzenlemenin yürürlükte kalmaya devam etmesi
  • Birleşik Krallık ve AB arasındaki mal ticaretinde gümrük kontrollerinin elektronik olarak yapılması, fiziki kontrolün aza indirgenmesi
  • Gümrük kontrollerinin çoğunun sınırlardan uzakta yapılması, Kuzey İrlanda yönetimine yeni düzenlemelere uyum sağlayabilmesi için mali destek verilmesi

Brexit sürecinde İngiliz hükümetinin AB kapsamındaki mevcut ticaret anlaşmalarının feshi ile (Türkiye dahil 53 ülke) ikili veya çok taraflı ticaret anlaşmalarını yeniden müzakere etmesi gerekecektir. Olası senaryolar iki seçeneğe dayanmaktadır. Bunlardan ilki; BK’nin AB’den çekilme şartlarını belirleyen ‘çıkış müzakereleri’, ikincisi ise BK’nin AB ile gelecekteki ilişkilerini belirleyen müzakerelerdir. Bu sebeple, Birleşik Krallık ve AB'nin, Brexit'i uygulamak için aşamalı bir süreç izlemeleri beklenmektedir. Avrupa iş dünyasının farklı kanallardan yürüttüğü lobi çalışmaları sonucunda gerek Londra gerek ise Brüksel, Brexit’in gerçekleşmesini takiben makul bir süre için AB ile BK arasındaki ticaretin “Tek Pazar” ve “Gümrük Birliği” çerçevesinde bugünkü statükoyla sürdürülmesinde mutabık kalmıştır.

Muhtemel senaryoların değerlendirilmesi sonucunda, Brexit’in Birleşik Krallık-Türkiye ilişkileri ve ticareti üzerindeki etkisi netlik kazanacaktır. Bunun ötesinde, BK ve AB arasında yeni bir gümrük birliği anlaşmasına varılıp varılmayacağı ve bu anlaşmanın özelliklerinin ne olacağı tespit edilmelidir. Yeni bir ticaret anlaşması kapsamında yapılacak müzakere süresinin 50. Madde doğrultusunda 2 sene olması gerekirken, bu müzakerelerin tahsis edilen süreyi aşması, herhangi bir Serbest Ticaret Anlaşmasının devrede olmadığı bir dönemin olasılığını doğurmaktadır ve bu takdirde Dünya Ticaret Örgütü DTÖ şartlarının uygulanması muhtemeldir.  Her ne kadar BK’nin AB ile bir anlaşmaya varma isteği Brexit sürecinin uzamasına neden olduysa da son gelişmeler anlaşmasız ayrılık ihtimalinin yüksek olduğuna işaret etmektedir.

Çeşitli araştırmalar Dünya Ticaret Örgütü koşullarının esas alınacağı anlaşmasız ayrılığın BK’nın milli gelirinde yüzde 3,2 ile yüzde 8,2 arasında gerilemeye sebep olması, toplam ithalatın da yüzde 0,3 ile yüzde 14 arasında düşmesini öngörmektedir. Bununla birlikte, “anlaşmasız ayrılık” sonucu BK’daki yeni araç satışlarının ayrılık sonrası birinci yılda yüzde 4 oranında düşeceği tahmin edilmektedir.  

Brexit’in Türkiye Otomotiv Sektörü Üzerindeki Ekonomik Etkisinin Değerlendirilmesi

Ülkemiz, Birleşik Krallık (BK) ile yoğun bir ticari ilişki içindedir. Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ikinci, en çok ithalat yaptığı sekizinci ülke konumundaki Birleşik Krallık, ülkemizin toplam ihracatının yüzde 6,6’sını, toplam ithalatının ise yüzde 3,3’ünü oluşturmaktadır. Türkiye’nin 3,66 milyar USD dış ticaret fazlası verdiği BK, aynı zamanda en çok dış ticaret fazlası verdiğimiz ikinci ülkedir. BK’dan yapılan 7,45 milyar USD ithalatın yüzde 55,8’i ara maldır. Dolayısıyla bazı sektörlerimizin BK ile yoğun bir tedarik ilişkisi vardır. BK’nin Türk ihracatçılar için büyük bir pazar olması ve bazı üreticilerimiz için önemli bir tedarikçi olması Brexit’in gerçekleşmesi durumunda ülkemizin hem arz hem de talep yanlı şoklara maruz kalacağına işaret etmektedir. İki ülke arasındaki bu yoğun ilişkinin Brexit kapsamında otomotiv sektörü özelinde değerlendirilmesi, söz konusu gelişmelere yönelik doğru tedbirler alınması açısından önemlidir.

Türkiye’nin otomotiv sanayi ihracatının 2017 itibarıyla yüzde 11,9’unun yapıldığı Birleşik Krallık, otomotiv sektörümüz için önemli bir ticaret ortağıdır. 2017’de Türkiye’nin BK’ya yapmış olduğu otomotiv ana sanayi ihracatı 2,25 milyar USD, yan sanayi ihracatı 474 milyon USD (Türkiye’nin toplam yan sanayi ihracatının yüzde 4,8’i) değerindedir. BK’ya yapılan ana sanayi ihracatının birim dağılımı, 52 bin 994 adet binek araç (toplam ihracatın yüzde 7,2’si) ve 90 bin 701 adet hafif ticari araç (toplam ihracatın yüzde 22,3’ü) şeklindedir. Türkiye otomotiv sanayii için önemli bir pazar olan BK, aynı zamanda sektörün tedarik zincirinde önemli bir ağırlığa sahiptir; motor üretiminde öne çıkan Birleşik Krallık’ın Türkiye’nin motor ithalatında yüzde 36’lık payı bulunmaktadır. Bu durumda, Türkiye ve BK otomotiv sanayii hem tedarik hem de satış kanallarından oldukça bağlantılıdır. Bu sebeple otomotiv sektörü, Türkiye’nin maruz kalabileceği Brexit kaynaklı maliyet artışlarına karşı en hassas sektörlerin başında gelmektedir.    

Brexit sebebiyle Türkiye’deki OEM’ler (Orijinal Malzeme Üreticileri) önemli girdilerinde maliyet artışının yanı sıra farklı kanallardaki gecikmelerden ötürü olumsuz etkilenebilir. Brexit süreci tarafındaki belirsizlik, Türkiye’nin ileri ve geri küresel değer zincirlerinde entegre olduğu sektörlerde pazar payı ve rekabetçilik kaybına uğramasına sebep olabilir. Brexit ile ilgili son gelişmeler, “anlaşmasız ayrılık” olasılığını güçlendirmekte olduğundan, yapılan çalışmalar Brexit sürecinin, otomotiv üreticileri ve tedarik sanayii için pazar, üretim, ihracat ve yatırımlar açısından riskler bulunduğunu göstermektedir. Örneğin BK otomotiv pazarında; ekonomik daralma etkisi, azalan güven ortamı, devalüasyon ve fiyat artışları; Türkiye-BK ticaretini olumsuz etkileyebilecek tarife değişiklikleri söz konusu olabilecektir. Ayrıca bazı üreticilerin BK’dan ayrılması söz konusu olduğu takdirde, bu üreticilerin yeni üretim yeri tercihleri Türkiye’nin ana sanayii ve tedarik sanayii açısından yeni fırsatların oluşmasına da sebebiyet verebilir. Tüm bu gelişmelerin Türk otomotiv sanayiine olası etkileri, kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır.

Brexit’in Türkiye otomotiv sanayii üzerindeki etkisi, süreçteki belirsizlikleri göz önünde bulundurarak 13 farklı senaryo üzerinden analiz edilmiş ve sonuçlar değerlendirilmiştir. Modelde AB ile BK arasındaki anlaşmanın niteliği ve Türkiye’nin uygulayabileceği tedbirler, bu tepkisel tedbirler sonucu süreçte oluşabilecek gecikmeler dikkate alınmıştır. 5 bölgeyi (AB, ABD, BK, Çin ve Türkiye) ve iki sektörü (otomotiv ana ve yan sanayii) kapsayan simülasyonlar gerçekleştirilmiş, sektörün yapısına uygun hesaplamalı genel denge modeli kurulmuş ve modeldeki ülkelerin Brexit kaynaklı tarife değişiklikleri nedeniyle yaşayacağı ihracat-ithalat değişimleri hesaplanmıştır. Bu değişiklik öngörüleri ve girdi-çıktı tabloları kullanılarak sektörlerin maruz kalacağı Brexit şokunun ülke ekonomisine (toplam katma değer ve istihdam) etkisi ölçülmüştür. Aynı analizler farklı senaryolara göre tekrar edilerek, Brexit ihtimalleri ile Türkiye’nin bu ihtimallere olası stratejik tepkilerinin etkiyi nasıl farklılaştıracağı incelenmiştir.

 “Simülasyonlar sonucu, en kötü durum senaryosunun BK ile AB’nin kapsamlı bir anlaşmaya varıp, Türkiye ile herhangi bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalamaması olduğu görülmüştür. Bu senaryo gerçekleştiği takdirde, Türkiye’nin yıllık ortalama araç ihracatının 70 bin – 72 bin adet azalacağı tahmin edilmiştir.”

Simülasyonlar sonucu, en kötü durum senaryosunun BK ile AB’nin kapsamlı bir anlaşmaya varıp, Türkiye ile herhangi bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalamaması olduğu görülmüştür. Bu senaryo gerçekleştiği takdirde, Türkiye’nin yıllık ortalama araç ihracatının 70 bin – 72 bin adet azalacağı tahmin edilmiştir. Brexit senaryolarında oldukça muhtemel görünen “anlaşmasız ayrılık” senaryosuna göre, Türkiye ile BK arasında yapılabilecek bir STA’nın zamanlaması, Türkiye’nin otomotiv sektörü üzerindeki etkisini tespit etmekte kritik öneme sahiptir. Olası bir “anlaşmasız ayrılık” durumunda Türkiye’nin BK ile STA imzalamaması neticesinde otomotiv ihracatının yılda 50 bin araç azalacağı tahmin edilmiştir. Sadece bu sektörün maruz kalacağı Brexit şoku nedeniyle tüm sektörde satış, üretim ve rekabet açısından sorunlara yol açacaktır. Dolaylı etkileri de hesaba katan Brexit şokunun Türkiye’nin otomotiv sektöründe yıllık 3 milyar USD zarar ve 4 bin iş kaybıyla sonuçlanabileceği tahmin edilmiştir.

Genel Değerlendirmeler ve Politika Önerileri

AB ile BK’nin STA imzalamasının gündeme gelmesi durumunda ise Türkiye’nin sürece dolaylı yoldan müdahil olması önem arz etmektedir. Zira AB-BK STA’sı TR-BK STA’sının kapsamı için bağlayıcı olacaktır.

Brexit’in olumsuz etkilerine karşı önlem almak adına, Türkiye’nin farklı alanlarda kapsamlı politikalar benimsemesi ve uygulaması gerekmektedir. Bu politikalar 6 tane konu başlığı çerçevesinde tasarlanabilir:

• BK ile yapılacak olası bir STA durumunda, ilgili devlet kurumları tarafından koordine edilen müzakereler, hem özel sektör hem de kamu paydaşlarının görüşlerini yansıtan, strateji geliştirme ve yürütmeyi de kapsayan bir kurum özelinde merkezileştirilmeli ve koordine edilmelidir.

• Zaman kısıtlaması göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye, kilit sektörlere yönelik hükümler de dahil olmak üzere, olası bir TR-BK STA’sının özel şart ve koşullarını tanımlamak konusunda hızlı bir şekilde harekete geçmelidir. Bu koşullar tarife dışı engelleri de kapsamalıdır (gümrük prosedürlerinin basitleştirilmesi, yatırım düzenlemeleri, teknik mevzuat vb.)

• Sektörel doğrudan yabancı yatırım çekiciliğinin arttırılması ve yatırım sonrası desteğin önceliklendirilmesi, Türkiye’nin Brexit sürecindeki fırsatları değerlendirebilmesi açısından önem taşımaktadır. Birleşik Krallık'ta mevcut bulunan otomotiv üreticilerine, Türkiye’nin yeni olası tesis/genişleme planlarını gerçekleştirebilecekleri alternatif bir konum olduğunu ortaya koyan, ülkenin bu alandaki becerisini sergileyen, aynı zamanda mevcut yatırımcıların memnuniyetini göz önünde bulunduran bir yatırım stratejisi geliştirerek, çok boyutlu ticari iş birliği fırsatları sunulmalıdır.

• Türkiye’nin gümrük prosedürlerinin etkinliğinin arttırılması ve optimize edilmesi, otomotiv sektöründeki rekabet avantajı aynı zamanda teslimat süreleriyle de ilişkilendirildiğinden, bu süreçte faydalı olacaktır.

• Motorlu araç belgelendirmesi konusunda tedbirlerin alınması, kimyasallara ilişkin belgelerin yanı sıra motorlu araçlara yönelik onaylar dahil olmak üzere teknik mevzuatın uyumlu hale getirilmesi, Brexit sonrası belgelendirme maliyetini azaltmak açısından önem arz etmektedir.

• İhracatta pazar çeşitliliği ve rekabetçilik odaklı politikaların tasarımını gerçekleştirerek, şirketlerin farklı ihracat pazarlarına yönelmeleri sağlanabilir. Türk otomotiv sektörünün rekabet gücünü artırmak için etkin yatırım ve ihracat teşvik mekanizmaları ortaya konulmalıdır.

Türkiye, Brexit kapsamında rekabet gücünü sürdürebilmesi ve artırabilmesi için yukarıda bahsi geçen 6 politika alanına yoğunlaşmalıdır. Konu üzerinde yapılan inceleme, Türkiye’nin Birleşik Krallık ile zamanlı bir STA yapılması gereksinimini vurgulamaktadır. STA'nın imzalanmasında bir gecikme olması durumunda, her iki taraf için oldukça önemli olan otomotiv sektörü özelinde geçiş döneminde statükonun sürekliliğini sağlayacak ikili anlaşmaların yapılması, Brexit’in olumsuz etkilerini azaltabilir.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next