McKinsey, Race 2050 raporunu yayımladı. Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

 

 

McKinsey, AB’de mobilitenin geleceğini detaylarıyla ele aldığı Race 2050 raporunu yayımladı

Avrupa otomotiv endüstrisinin vizyonunu ortaya koyan bu raporda, Avrupa otomotiv endüstrisinin karşı karşıya kaldığı değişimleri, sektör için uzun dönemli bir vizyonu ve bu vizyona giden yolu anlatan başlıklar yer aldı.

Avrupa otomotiv sektörü başarılı bir noktada bulunmakla beraber, Avrupa'nın büyümesi ve refahının öncüsü konumuna yükseldi. Hem binek araç pazarı (bireysel mobilitenin temel taşı) hem de ticari araç pazarı (Avrupa ekonomisinin bel kemiği) Avrupa’da topluma, çevreye, ekonomik refah ve büyümeye muazzam bir katkıda bulunuyor.

 

  • Günümüzde, yolculukların yüzde 70'inden fazlası otomobil; toplu taşıma araçlarıyla yolculukların ise yüzde 55'inden fazlası otobüsle yapılıyor. Binek araçların karıştığı tehlikeli kazalar 2005'ten bu yana yüzde 40, ticari araçların karıştığı ölümlü kazalar ise 2001'den bu yana yarı yarıya azaldı. Ayrıca, geçtiğimiz 40 yılda araç başına ortalama maliyetler yüzde 65 azaldı ve bireysel mobiliteyi Avrupa'da nüfusun daha büyük bir payına daha erişilebilir hale getirdi.
  • Otomotiv sektörü aynı zamanda çevreye de katkıda bulunuyor. 1995'ten bu yana CO2 emisyonlarında neredeyse yüzde 36 azalma görüldü.
  • Sektörün yarattığı ciro, AB’nin GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 7’sini oluşturuyor. 2017 yılında ihraç edilen 5,4 milyon otomobil ile Avrupa otomotiv endüstrisi, küresel otomotiv değer payının yüzde 40'ından fazlasını oluşturuyor.

Geçmişte sanayide yaşanan gelişmeler, yenilikçi bir ekonomi yaratma konusunda hızlandırıcı bir işlev görmüş olsa da şu anda Avrupa otomotiv sektörü kritik bir noktada bulunuyor. Avrupa otomotiv sektörü, sektörü temelden değiştiren iki devrimci gücün birleşmesinden dolayı zorlanıyor: Geleneksel oyuncular ve bölgelerin ötesindeki mevcut momentum ve yıkıcı mega trendler.

Ek olarak, artık otomotiv ürününde elektronik ve yazılım büyük bir rol oynuyor ve araçta önemli bir değeri temsil etmekle beraber, otomotiv mühendisliğinin temel yetkinlikleri arasında bulunmayan yeni beceriler de gerektiriyor.

Ortalama bir D segment aracın yazılım içeriğinin yıllık yüzde 11 oranında artacağı ve 2030'da araç değerinin yüzde 30'unu oluşturacağı tahmin ediliyor.

Ayrıca yazılım karmaşıklığı (güçlüğü) da artıyor.

Bugünlerde modern ve yüksek kaliteli ortalama bir otomobil, Boeing 787 elektroniğinden 15 kat daha fazla kod satırına sahip.

 

                                   Yazılım karmaşıklığı

Kod satırı, milyon

Boeing 787²

Firefox

Android

Mozilla Core

F-35 savaş uçağı

Microsoft Office 2013

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı

Facebook

Araç yazılımı

1 USD-EUR FX oranı için, Ocak-Ekim 2017 FX oranı baz alınmıştır (oran: 0,9), OANDA

2 Yalnızca uçuş elektroniği ve çevrimiçi destek araçları. Toplam uçuş yazılımında 14 milyon satır kod bulunur.

  • Robotaxi’lerin 2030'da kentlerde özel araçlara kıyasla daha ucuz bir ulaşım seçeneği haline geleceğini...
  • 2030'da satılan her on araçtan birinin ortak kullanımlı araç olabileceğini...
  • McKinsey 2017 Tüketici Anketi'nde, şu anda araç paylaşımı yapan tüketicilerin yüzde 67'sinin önümüzdeki iki yıl içinde kullanımlarını “çok” artırmayı umduğunu...
  • Şu anda elektrikli araç satan 61 Çinli markanın bulunduğunu...
  • Çin hükümetinin elektrikli araçlara yönelik desteğinin 2017'de 4,8 milyar Euro'ya ulaştığını...
  • Çin hükümetinin 2020 yılına kadar şarj noktası sayısını 200.000'den 5 milyona çıkarmayı planladığını...
  • ABD’nin 2010’dan bu yana mobilite teknolojilerine yaptığı yatırımların yaklaşık 69 milyar Euro olduğunu, ardından yaklaşık 40 milyar Euro ile Çin’in geldiğini ve ilk 10’daki iki Avrupa ülkesinin 2,3 milyar Euro ile Birleşik Krallık ve 1,5 milyar Euro ile Fransa olduğunu...

biliyor muydunuz?

Bu vizyona giden yoldaki kilometre taşları:

  • Çığır açan mobilite yenilikleri konusunda küresel lider olmak için müşteri odaklı bir Avrupa mobilite sektörü sağlamak,
  • Sektörün insanlara ve gezegene karşı yükümlülüğünü yerine getirmek için sıfır emisyon hedefine yönelik net bir eylem planıyla sürdürülebilir mobilite çözümlerinde öncü olabilmek,
  • Geleceğin mobilite sektörünü şekillendirmek için benzersiz “Avrupa yöntemi”ni izlemek ve ilgili paydaşlar için üstün ve sürdürülebilir ekonomik değer yaratmaya devam etmek.

Avrupa’da müşteri odaklı bir mobilite sektörü oluşturmak

  • Avrupa’daki ölümlü kazaların sayısı 2005’ten bu yana yaklaşık yüzde 40 oranında azaldı. Vizyonumuz, 2050’ye kadar kazaların sıfırlanmasıdır. AB’nin mobilite sektörü, pek çok inovasyon ile teşvik edilen bu vizyonun öncüsü olabilir.
  • Ek olarak bireysel mobilite, şu an nüfusun yaklaşık yüzde 70’i için erişilebilir iken, nüfusun yaklaşık yüzde 90'ı için (engelli insanlar, gençler ve yaşlılar dahil) erişilebilir duruma gelecektir. Maliyetlerde teknolojik gelişmeler, yeni güç aktarıcılar ve optimize edilmiş paylaşımlı mobilite hizmetleri sayesinde ciddi bir düşüş yaşanabilir; düşük gelir grubundaki kullanıcılar mobiliteye ulaşabilir.
  • Otonom araç teknolojilerine bağlı yeniliklerle beraber, işe gidiş zamanının yüzde 50'si kazanılacaktır. Bağlanabilir ve otonom bir araç kullanıp kullanmadıklarına veya paylaşımlı mobilite servislerinden faydalanıp faydalanmadıklarına bağlı olarak insanlar, yolculukları sırasında zamanını daha verimli ve farklı bir şekilde kullanabilecek. Ortalama bir AB vatandaşı, günde 40 dakikasını arabada geçiyor. Her gün 100 milyon insanın arabalarda harcadığı zaman yaklaşık 65 milyon saattir. Bu sürenin yüzde 50'sinin verimli çalışmak için kullanılabileceğini varsayarsak, bu değişiklik, Avrupa'da günde yaklaşık 1 milyar Euro’luk bir makroekonomik etkiye sahip olacaktır.

Üstün ve sürdürülebilir ekonomik değer yaratmak

  • McKinsey Auto 2030 modeline göre, Avrupa’da tüketici harcamasına dayanan otomotiv gelirleri, 2016’da 850 milyar Euro iken 2030’da yaklaşık 1.400 milyar Euro’ya çıkacak. Aynı dönemde, veri özellikli hizmetlerin ve paylaşılır mobilitenin payı toplam otomotiv gelirinin yüzde 0,2'si iken yüzde 27'si olacak. Avrupalı otomotiv oyuncularının, sektörün kar havuzunda pay sahibi olmak için tüm süreçlerin ve sistemlerin kontrolünü mümkün kılan teknolojilerin güvenliğini sağlamaları gerekiyor.
  • Günümüzde otomotiv gelirleri temel olarak araç satışları ve satış sonrası hizmetler (2017: yaklaşık 3.000 milyar Euro) ile elde edilmektedir. Analizlerimiz, küresel otomotiv gelirlerinin 2030'da yaklaşık 5.500 milyar Euro'ya çıkacağını ve mobilite veya veri özellikli servisler gibi iş modellerinden kaynaklanacağını gösteriyor.
  • Avrupalı OEM'lerin, küresel otomotiv sektöründeki liderliğini korumak için kendilerini zorlayacak bir vizyona ihtiyacı var. Bundan 30 yıl sonra, sektör liderlerinin aşağıda sayılan değişimlere uyum sağlayabildiği söylenecektir:
  • Donanım odağından yazılım ve mobilite çözümlerine,
  • Sabit değer zincirlerinden esnek sektör sınırlarına sahip dinamik bir ekosisteme,
  • Sektörün lider oyuncularından oluşan sabit gruptan, sektöre yeni girenler, start-uplar, dijital devlerden oluşan yeni bir gruba,
  • Nispeten istikrarlı bir düzenleme çerçevesinden, düzenlemelerde artan volatilite ve belirsizliğe,
  • Bireysel otomobil sahipliğine hizmetten dijital tüketicilerin değişen tercihlerini karşılamaya,
  • Statik dağıtım sisteminden gerçek zamanlı optimize edilmiş dinamik, entegre bir ulaşım ağına.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next