Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Sebahattin Dökmeci Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Sebahattin Dökmeci, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü

Daha temiz bir çevre, daha kaliteli hava için…

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Sebahattin Dökmeci, çevre ve hava kirliliğinin önlenmesi için yaptıkları çalışmaları ve iş birliklerini anlattı. Dökmeci, 2019’da tamamlanacak “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Limitlerinin Belirlenmesi Projesi” ile otomotiv sektörü de dahil olmak üzere her sanayi sektörü için uygulama kılavuzlarını hazırladıklarını hatırlatarak, “Hava kirliliğinin önlenmesi için öncelikle kaynaklarının doğru tespit edilmesi gerekmektedir” diyor.

Bakanlığınız bünyesinde çevre ve hava kirliliğinin önlenmesi konusunda yapılan çalışmalar arasından en dikkat çeken projeleri bizimle paylaşır mısınız?

Bakanlığımızca çevre kirliliğini önlemek amacıyla hava, su, atık, toprak yönetimi, iklim değişikliği gibi farklı çalışma alanlarında birçok proje yürütülmektedir. Sorunuzu hava kirliliğini önlemeye yönelik projelerimiz hakkında bilgi vererek cevaplamak isterim.

Son yıllarda gelişen bilgi teknolojilerinin hava yönetimi alanında kullanılmaya başlanmış olması, bu anlamda en dikkat çekici gelişmedir. Örneğin web tabanlı coğrafi bilgi teknolojilerini kullanan “Hava Emisyon Yönetim (HEY) Portalı” geliştirildi. Bu portalda tüm kirletici kaynakların lokasyonları ve bilgileri kayıt altına alınıyor ve hava kirliliğine katkıları ortaya konuluyor. Meteorolojik/topoğrafik etmenler ve sınır ötesi kirlilik taşınımı, şehirlerimizin kirliliğe katkıları bütüncül olarak değerlendiriliyor ve hava kalitesi haritaları hazırlanıyor. 2023’de tüm vatandaşlarımızın illerimizi temsil eden hava kalitesi ölçüm istasyonu sonuçlarının yanı sıra yaşadığı ilçe, semt, mahallenin hava kalitesi durumu hakkında bilgi sahibi olması hedefleniyor.

İllerimizce hazırlanan Temiz Hava Eylem Planları Bakanlığımızca elektronik olarak altı aylık dönemler halinde takip ediliyor. Eylemlerin uygulanmasının takip edilmesi hem sadece kağıt üzerinde yazılı kalmasını engelliyor hem de daha etkin uygulanmasını sağlıyor.

2017’de devreye aldığımız “Egzoz Gazı Emisyon Takip Sistemi” yazılımı ile egzoz gazı emisyon ölçümleri veri tabanında tutuluyor, anlık olarak takip ediliyor ve egzoz pulları sistem üzerinden veriliyor. Egzoz gazı ölçümünü yaptırmayan araçların rahatlıkla tespit edilebileceği  e-Devlet kapısı üzerinden hizmet veren bu uygulama ile egzoz gazı ölçüm sayılarında ciddi bir artış sağlanmış durumdadır.

Hava kirliliğinin etkin yönetimi amacıyla mevcut mevzuatımızın uygulamasını kolaylaştırmaya yönelik projeler yürüttük ve yürütmekteyiz. 2019’da tamamlanacak “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Limitlerinin Belirlenmesi Projesi” ile otomotiv sektörü de dahil olmak üzere her sanayi sektörü için uygulama kılavuzlarını hazırlıyoruz.

Ayrıca, sanayinin çevreye verdiği önemli bir hava kirletici olan uçucu organik bileşik emisyonlarına yönelik 2015’te tamamladığımız Endüstriyel Uçucu Organik Bileşik Emisyonlarının Kontrolü Projesi kapsamında akaryakıt depolama/dağıtım faaliyetleri, belirli sanayi sektörleri ile bu sanayilerde kullanılan hammaddelerin UOB içeriğine ilişkin sınırlama getiren üç adet mevzuat hazırlandı. Bu mevzuatlardan biri olan Benzin ve Naftanın Depolanması ve Dağıtılmasından Kaynaklanan Uçucu Organik Bileşiklerin Kontrolü Yönetmeliği yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanlığımıza gönderildi. Yine aynı proje ile hazırlanan ve otomotiv sektörünü de kapsamına alan “Belirli Faaliyetler ve Tesislerde Organik Solventlerin Kullanımından Kaynaklanan Uçucu Organik Bileşik Emisyonlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Yönetmelik” taslağı yakın zamanda katkılarınızı almak üzere görüşe açılacaktır.

Bununla beraber; Entegre Çevre İznine (EÇİ) Tabi Otomotiv Üretim Tesislerinin Uyum Durumları ve Gerekliliklerinin Belirlenmesi Projesi yürütülerek 2016’da tamamlanmıştır. Proje ile otomotiv sektöründe faaliyet gösteren tesisler özelinde araştırmalar yapılarak sektörün mevcut durumu ve emisyon azaltımı için gerekli teknoloji değişikliği/iyileştirmeleri ile yatırım maliyetleri tesis özelinde belirlenmiştir.

Otomotiv sektörünün karar vericilerinden ve meslek örgütlerinden bu konuda ne gibi destekler alıyor, hangi iş birliklerini gerçekleştiriyorsunuz?

Bahsettiğimiz tüm projelerde gerek sektör danışmanı seçimlerinde gerekse proje faaliyetlerinde otomotiv sektörü önemli bir paydaşımız olmuştur. Otomotiv sektörü temsilcileri yürütülen birçok projeye değerli katkılar sunmuş ve sunmaktadır. 

Aynı şekilde yürüttüğümüz projelerde, meslek örgütlerinin bulunması proje çalışmalarımızda Bakanlığımızın işlerini kolaylaştırmaktadır. Örneğin otomotiv sektöründe tüm üreticiler ile temasa geçmek yerine ODD gibi meslek örgütleri aracılığı ile çalışmalarımızı yürütmek, zamanı ve kaynakları verimli kullanmak için faydalı olmaktadır.  

Türkiye’de karayolu taşıtlarından kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut durumunu paylaşır mısınız?

Ülkemizin taraf olduğu, Birleşmiş Milletler Uzun Menzilli Sınır Aşan Hava Kirliliği sözleşmesi kapsamında Ulusal Hava Kirleticileri Emisyon Envanteri Bakanlığımız tarafından her yıl hazırlanıyor ve sözleşme sekretaryasına raporlanıyor. Bu raporda; enerji, endüstri, ulaşım, tarım ve atık gibi sektörlerin hava kirliliğine katkıları ayrı ayrı yer alıyor. Dolayısıyla yapılan bu envanter çalışması ışığında, her sektörün katkısı tespit edilebilmektedir. Bu çerçevede, NOx kirleticisinin yüzde 16’sının karayolu taşıtlarından kaynaklandığını biliyoruz.

“Karayolu Taşıtlarının Kirleticilik Tespiti projemizle, çevre dostu araçların yaygınlaşmasına yönelik ihtiyaç analizi yapılarak finansal teşvik mekanizmalarının ortaya konulmasını hedefliyoruz”

Hava kirliliğinin önlenmesi için öncelikli olarak hangi uygulamaların gerçekleştirilmesi gerekiyor?

Hava kirliliğinin önlenmesi için öncelikle kaynaklarının doğru tespit edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde soruna köklü çözüm getiremeyiz. Az önce bahsettiğim çalışmalar kirlilik sorunun nedenlerini belirlemek için önemli bir adım olmuştur.

Bilindiği üzere, şehirlerimizdeki hava kirliliği, ısınma amaçlı yakıt kullanımı, ulaşım, sanayi tesisleri gibi insan kaynaklı aktiviteler ile toz taşınımı, enverziyon gibi doğal etmenlerin bütüncül etkisi sonucunda oluşuyor. Tüm bu etkilerin değerlendirilebildiği Hava Emisyon Yönetim Portalı veri tabanından yararlanılarak, hava kirliliği açısından hassas bölgelerde öncelikli olarak uygulanması gereken eylemler belirleyeceğiz. Hava kalitesinin iyileştirilmesine yönelik 2014-2019 dönemi için hazırlanmış olan Yerel Temiz Hava Eylem Planlarını bu portalın çıktıları ile geliştirerek, daha etkin uygulanmasını hedefliyoruz.

Tabii ki, Temiz Hava Eylem Planlarının hazırlanması/uygulanmasında özellikle Bakanlığımız taşra teşkilatı başta olmak üzere yerel yönetimlere büyük görevler düşmektedir.

Bakanlığınızca bu yıl başlatılan Karayolu Taşıtlarının Kirleticilik Tespiti Projesi ile neler hedefliyorsunuz?

Ülkemizde, artan nüfusa ve ekonomiye paralel olarak motorlu kara taşıtı sayısı önemli derecede artış göstermiştir. TÜİK verilerine göre, 2002’de 8 milyon 655 bin 170 olan taşıt sayısı Ağustos 2018 sonu itibarıyla 22 milyon 770 bin 658’e çıkmıştır. Artan taşıt sayısına bağlı olarak özellikle trafik ve bina yoğunluğunun yüksek olduğu kentlerde motorlu taşıt kaynaklı hava kirliliği tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. Bu yıl Hacettepe Üniversitesi ile birlikte başladığımız “Karayolu Taşıtlarının Kirleticilik Tespiti” projemizle şehirlerimizde önemli bir kirlilik kaynağı olan trafik emisyonlarının azaltılması amacıyla kirletici vasfı yüksek araçların yerini yeni nesil teknolojili çevre dostu araçlara bırakmasına yönelik ihtiyaç analizi yapılarak finansal teşvik mekanizmalarının ortaya konulmasını hedefliyoruz.

Kısa vadede bu proje kapsamında ne gibi çalışmalar yapılacak? Otomotiv sektörüne bu noktada düşen sorumluluklar nelerdir?

Bu projenin Haziran 2019’da tamamlanması öngörülmekte olup, kısa sürede önemli çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Bugüne dek mevcut araç filomuzun yaş, motor teknolojisi açısından değerlendirilmesi çalışmaları tamamlanmıştır. Bundan sonraki süreçte kirletici vasfı yüksek araçların çevre kirliliğine katkısının belirlenmesi ve kirliliğin insan sağlığına etkisinin maliyetinin tespiti çalışmaları yapılacaktır. Otomotiv sektörünün proje çalışmalarında yürütücü hocalarımıza destek vermeleri çıktıların doğru ve etkin uygulanabilir olması açısından oldukça önemlidir.

Sıfır Atık Projesi kapsamında yapılan bu pilot çalışmanın 17 aylık uygulaması sonucunda, 179 ton değerlendirilebilir atık ayrı toplanarak ekonomiye kazandırılırken, 3 bin 100 m3 su, 686 bin 107 kwh ve 1210 m3 depolama alanından tasarruf sağlanmıştır.

OECD 3. Çevresel Performans Değerlendirme Raporu’nda, hava kirliliği azaltım stratejilerinde enerji ve ulaşım politika ve planlarının, Temiz Hava Eylem Planlarında uygulamaya yönelik çalışılması gerektiğine dair önerisi ışığında, kamuoyunda “Hurda araç teşviki” olarak yer alan uygulamadan ne gibi yararlar sağlandığını düşünüyorsunuz?

OECD tarafından yürütülen ülkemizin Çevresel Performans Değerlendirme süreci yakından takip edilmekte, çalışmalara gereken katkı sağlanmaktadır. OECD ekibinin hava kirliliğinin önlenmesine yönelik yorum ve önerileri elbette çok değerlidir, ancak sizin de bahsettiğiniz “hurda araç teşviki” gibi hâlihazırda farklı sektörlerde uygulanan çok çeşitli politikalarımız bulunmaktadır. Kamuoyunda “Hurda araç teşviki” olarak yer alan uygulama ile 16 yaş ve üzeri araç sahiplerinin araçlarını hurdaya çıkartmaları koşuluyla sıfır araç alımlarında 10 bin TL ÖTV indirimi yapılarak önemli bir adım atılmıştır. Hurdaya çıkartılan araç sayısı istatistikleri dönemsel olarak kontrol edildiğinde uygulamanın kazandırdığı ivme net olarak görülmektedir.

Yaşlı araçların trafikten çıkarılması ve taşıtlardan kaynaklanan kirliliğin önlenmesi konusunda Bakanlığınız bünyesinde benzer/farklı çalışmalar, projeler yapılacak mı? Bu alanda 2019 projeksiyonunuzu öğrenebilir miyiz?

Bakanlığımızca yürütülmekte olan Karayolu Taşıtlarının Kirleticilik Tespiti projesinde ülkemiz mevcut durumu da esas alınarak, kirleticiliği yüksek araç sahibi vatandaşlarımızın sıfır araç alma koşuluna bağlı olmaksızın teşvik edilmesine yönelik alternatif mekanizmalar üzerinde odaklanılacaktır. 2019’da tamamlanması öngörülen bu projenin devamı niteliğinde projeler elbette üretilebilecektir.

Bununla birlikte, bisiklet gibi alternatif ulaşım aracı kullanımı da Bakanlığımızca teşvik edilmektedir. Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük Eylem Programı kapsamında hedeflerimiz arasında bisiklet yollarının yaygınlaştırılması yer almakta olup, bu konudaki çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürmekteyiz.

Bakanlığınız bünyesinde Eylül 2017’de başlatılan “Sıfır Atık Projesi”nin bir yıllık çıktıları hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu projenin hava kirliliği azaltımına önemli katkıları neler olmuştur?

Gerek hızlı ekonomik büyüme gerekse de hızlı nüfus artışı beraberinde birtakım sorunlara da yol açmaktadır. İnsan davranışlarının değişimi, konforlu yaşam beklentileri beraberinde insanımızı geçmişe nazaran daha çok tüketen bir toplum haline getirmiştir.

Hammadde ve doğal kaynaklarımızın daha akılcı bir şekilde kullanılması, kaçınılmaz bir şekilde oluşan atıkların yine birer kaynak olarak değerlendirilmesi, dışa bağımlılığın azaltılarak kendi kendine yeten bir ülke olabilmemiz adına, Cumhurbaşkanımızın eşleri Sayın Emine ERDOĞAN hanımefendinin himayesinde ve Bakanlığımız öncülüğünde Sıfır Atık Projesi (hareketi) başlatılmıştır.

Bu proje ile atık oluşumunu önleyen, atıkları ayrı toplayan, geri kazanan, ekonomiye katkı sağlayan, sera gazı ve hava kirletici emisyonları azaltan, belediye atık depolama sahasına atık göndermeyen bir yönetim hedeflenmektedir.  Bu noktadan hareketle başlatılmış olan Sıfır Atık Projesi 2023’e kadar bütün Türkiye'ye yayılması hedeflenmektedir.

Proje ilk safhada, 2017 Haziran ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hizmet binasında başlatılmıştır. Yapılan bu pilot çalışmanın 17 aylık uygulaması sonucunda, 179 ton değerlendirilebilir atık ayrı toplanarak ekonomiye kazandırılmıştır. Bunun yanında, 3 bin 100 m3 su, 686 bin 107 kwh ve 1210 m3 depolama alanından tasarruf sağlanmıştır. Aynı şekilde, 3210 lt bitkisel atık yağdan aynı miktarda sürdürülebilir ve çevre dostu olarak tanımlanan biyodizel üretimi sağlanmıştır. Bunun yanında, yaklaşık 640 varil fosil yakıt türevi olan petrolün kullanımı önlenerek hava kirletici emisyonların azaltılmasına katkı verilmiştir.

İlaveten, 111 ton kâğıt/karton geri dönüşümü ile 3 ton hava kirletici emisyonu önlendiği gibi, hava kalitesi üzerinde önemli etkiye sahip olan 1802 ağacın korunması sağlanmıştır.  İklim değişikliğine neden olan sera gazı salımı kapsamında yaklaşık 4 bin aracın günlük olarak neden olabileceği 22 ton CO2 eşdeğeri sera gazının oluşumunun önlenerek hava kalitesine doğrudan katkı sağlanmıştır. Bunun yanında, 18 ton doğal kaynak kullanımının önüne geçilerek bunların işlenmesi noktasında oluşması muhtemel hava kirletici emisyonu önlenmiştir.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next