Türkiye İş Bankası Baş Ekonomisti İzlem Erdem Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

 “Küresel ticaret savaşları riski yaygınlaşabilir”

2018’e güçlü bir büyümeyle başlayan dünya ekonomisi küresel ticaret savaşlarına sahne olma riskiyle karşı karşıya. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için gelişmiş ülkelerin merkez bankalarında uygulanan para politikaları önem taşıyor. Türkiye İş Bankası Baş Ekonomisti İzlem Erdem, Türkiye ekonomisini ve küresel gelişmeleri ODD Dergi için değerlendirdi. Erdem, “Türkiye gerekli tedbirleri alarak güçlükleri aşacak potansiyele sahip” dedi.

2018 yılına küresel krizden bu yana ilk kez genele yayılan güçlü bir büyümeyle başlayan dünya ekonomisi, küresel ticarette alınan korumacı önlemler ve jeopolitik gelişmeler nedeniyle son dönemde aşağı yönlü risklerle karşı karşıya bulunuyor. ABD’nin Çin başta olmak üzere ticaret ortaklarına yönelik korumacı önlemlerinde ısrarcı olması ve ilgili ülkelerin bu tedbirlere aynı şekilde karşılık vermesi “küresel ticaret savaşları”nın yaygınlaşması riskini canlı tutuyor. Dünya ticaretinde bu tarz yaklaşımların devam etmesi halinde küresel ekonominin bu durumdan önemli ölçüde zarar görebileceği öngörülüyor. ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları yeniden devreye alması ve diğer ülkelerden de bu yönde bir talepte bulunması, arz düzenlemelerine rağmen petrol fiyatlarında henüz istikrarın sağlanamamış olması ve Euro Alanı ülkelerinde yaşanan siyasi gelişmelerin bölgenin istikrarına ilişkin kaygıları canlandırması da küresel ekonomiye ilişkin diğer önemli risk unsurları olarak bu dönemde öne çıkıyor.

Gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası uygulamalarındaki normalleşme adımları Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için önemini koruyor.  Mart ve Haziran toplantılarında faiz artırımına giden FED’de üyelerin 2018 yılı için toplam faiz artırım beklentisi sayısının 3’ten 4’e çıkması gelişmekte olan ülke varlıklarına yönelik ilgiyi olumsuz etkiliyor. Öte yandan, daha tedrici olmakla birlikte ECB’nin de para politikasında normalleşme adımlarını sürdürdüğü görülüyor. Böylesi bir ortamda, 24 Haziran’da yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri öncesinde Türkiye siyasi ve jeopolitik gelişmeler nedeniyle genel olarak diğer gelişmekte olan ülke ekonomilerinden olumsuz yönde ayrıştı. Bu dönemde yurt içi piyasalarda gözlenen aşırı oynaklık karşısında TCMB aktif bir rol oynadı. Bu kapsamda banka, nisan ayından bu yana fonlama maliyetini 500 baz puan yükseltirken, para politikasında sadeleşme yoluna gitmeyi tercih etti. TCMB’nin kararlarının ardından yurt içi piyasalardaki dalgalanmanın Mayıs ayının son haftasından itibaren nispeten azaldığı izlendi.

Türkiye, yılın ilk çeyreğinde beklenenin üzerinde performans gösterdi

Yılın ilk çeyreğinde yurt içi ekonomik faaliyet 2017 yılında kaydedilen ivmeyi büyük ölçüde korudu. Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde bir performans kaydederek yüzde 7,4 oranında büyüme kaydetti. Bu dönemde özel tüketim harcamaları büyüme performansında belirleyici bir rol oynadı. Ayrıca, inşaat yatırımları başta olmak üzere yurt içinde yatırımların da sürdüğü görüldü. Diğer taraftan, TL’de yaşanan değer kaybına karşın enerji fiyatları ile altın ithalatındaki artış nedeniyle ithalatın artış hızının ihracatın üzerinde gerçekleşmesi net ihracatın yılın ilk çeyreğinde büyüme performansını belirgin biçimde sınırlandırmasına neden oldu. İkinci çeyreğe baktığımızda ise, öncü göstergelerin ekonomik aktivitede bir ivme kaybına işaret ettiğini görüyoruz. 2017 yılında ekonomik aktiviteyi canlandırmak için atılan adımların bu sene kademeli biçimde devreden çıktığı da dikkate alındığında büyümedeki ivme kaybının süreceğini ve 2018 yılının tamamında büyümenin Türkiye’nin uzun vadeli ortalamasına yakınsayacağını tahmin ediyoruz.

“Ülkemiz istihdam yaratmada oldukça başarılı”

Geçtiğimiz yıl kamu harcamalarında gözlenen artışa rağmen önemli ölçüde korunan mali disiplin Türkiye ekonomisinin güçlü yönlerinden biri olmaya devam ediyor. Yılın ilk beş ayında güçlü iktisadi faaliyet ve vergi ayarlamaları bütçe gelirlerine olumlu etki yaparken, faiz giderlerindeki artış bütçe performansını sınırlandırıcı yönde etkiledi. Bununla birlikte, bütçe açığının GSYH'ye oranının yılsonunda geçtiğimiz senelere kıyasla sınırlı ölçüde artacağı anlaşılıyor.

Türkiye, ekonomisinin hızlı büyümesinin yanında istihdam yaratmada da oldukça başarılı olduğu görülüyor. 2017 yılında verilen teşviklerin de etkisiyle hizmetler sektörü başta olmak üzere toplam 1,6 milyon yeni istihdam yaratıldı. Önceki beş yıllık dönemde yılda ortalama yaratılan net istihdam 760 bin adet düzeyindeydi. Böylece, mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı 2016 sonunda yüzde 12 iken, Aralık 2017'de yüzde 9,9'a kadar geriledi. Söz konusu oran, Mart 2018 itibarıyla aynı seviyede bulunuyor. Burada şunu belirtmek gerekiyor; ekonomik aktivitenin güçlü seyrine ve yaratılan yüksek istihdama karşın işsizlik oranının nispeten yüksek kalmasında iş gücüne katılım oranındaki artış ile Türkiye’ye yönelik yoğun mülteci akını önemli rol oynadı.

Cari işlemler dengesine bakıldığında 12 aylık kümülatif açığın Nisan ayında 57,1 milyar USD'ye ulaştığı görülüyor. Petrol fiyatlarındaki artışla enerji faturasındaki yükseliş ve altın ithalatının güçlü seyri cari açıktaki yükselişte belirleyici rol oynuyor. Nitekim, net enerji ve altın ithalatı hariç tutulduğunda cari açık 7,8 milyar USD seviyesine kadar geriliyor. Diğer taraftan, Rusya ve Avrupa’dan gelen ziyaretçi sayısındaki artışla birlikte turizm gelirleri iyileşmeye devam ediyor. Ayrıca, yaz aylarıyla birlikte söz konusu düzelmenin daha da belirginleşeceği anlaşılıyor. Finansman tarafında ise piyasalardaki yoğun dalgalanmaya karşın özellikle diğer yatırımlar kanalıyla güçlü sermaye akışının sürdüğü görülüyor. İzleyen dönemde ekonomik aktivitedeki ivme kaybıyla birlikte, cari açıktaki yükselişin sınırlanacağını öngörüyoruz.

Öte yandan, yapısal olarak Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan tasarruf açığının çözümü için dış ticaret açığının azaltılması, diğer bir ifadeyle ihracatta katma değerin artması gerekiyor. Bu bağlamda, en fazla ihracat yaptığımız sektör olan otomotiv üretimi Türkiye açısından kritik bir öneme sahip. Yarattığı yüksek katma değer ile Türkiye’nin öncü sektörleri arasında yer alan Türk otomotiv sektörü büyük kısmı Avrupa pazarına olmak üzere gerçekleştirdiği yıllık 20 milyar USD’nin üzerindeki ihracatı ve toplam ihracattan aldığı yüzde 12’nin üzerindeki payı ile Türkiye’nin ihracatında ilk sırada yer alarak ülkeye önemli ölçüde döviz girişi sağlıyor. Bunda, 2001 yılı sonrasında otomotiv sektörüne yapılan yatırımların büyük bölümünün ihracat odaklı olmasının da büyük payı bulunuyor.

Önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin en sıcak konu başlığının enflasyonla mücadele olacağını düşünüyoruz. Güçlü iç talep, TL’deki değer kaybı, emtia fiyatlarının küresel ölçekte artış kaydetmesi ve gıda fiyatlarında öngörülemeyen hareketler nedeniyle enflasyon oranları 15 yıldan uzun sürenin en yüksek seviyelerine tırmandı. Haziran ayında yıllık tüketici enflasyonu yüzde 15,4’e kadar yükselirken, çekirdek enflasyon göstergelerinin de istikrarlı biçimde artması ve yurt içi ÜFE’deki yüksek seyir fiyatlar genel seviyesinin bir süre daha yüksek kalacağına işaret ediyor. Son dönemde TCMB'nin fiyat istikrarı konusundaki kararlı tutumunun yanı sıra güçlü iç talepte beklenen ivme kaybının enflasyondaki yükselişi bir miktar sınırlayacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca, yılın ikinci yarısında fiyat istikrarını sürdürmek için maliye politikasının para politikasıyla uyumlu hale gelebileceğini düşünüyoruz.

Özellikle son yıllarda finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalar dikkate alındığında Türkiye ekonomisinin birçok stres testinden başarıyla geçtiğini görüyoruz. Küresel likidite koşullarının desteğiyle kaynak sıkıntısı yaşanmamış olmasının yanında bankacılık sektörünün de güçlü ve sağlıklı yapısını korumasının bunda rol oynadığını düşünüyoruz. Ancak, son dönemde küresel koşulların dış finansman ihtiyacı duyan ülkeler için giderek zorlaştığı bir gerçek. Bununla birlikte, riskli ülkeler arasında adı geçen Türkiye ekonomisinin gerekli tedbirleri alarak bu güçlükleri aşacak potansiyele ve deneyime sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next