Piri Reis Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“Dünya ekonomisinin seyri ihracat kanalının büyümeye destek vereceğini gösteriyor”

Piri Reis Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü’nde görev yapan Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, yıl sonuna yaklaşırken genel ekonomik tabloyu değerlendirdi ve 2018’e ilişkin tahminlerini paylaştı. Önümüzdeki yıl ekonomi yönetiminin önceliği büyüme konusuna vereceğini söyleyen Aslanoğlu, ekonomi dışı faktörler, jeopolitik ve siyasi gelişmelerin ön planda olacağını belirtti.

Türkiye’nin şu andaki ekonomik ve sosyal tablosu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Türkiye Ekonomisi özellikle maliye politikası ve dünya ekonomisindeki pozitif görünümün ihracata verdiği ivmeyle görece güçlü büyüme gösterdiği bir yıl geçirdi. Yıllık büyüme yüzde 6 ve üzerinde gerçekleşebilir. Buna karşın, işgücüne katılımının yüksekliği ve artan göç nedeniyle işsizlik düşemedi. Jeopolitik risklerin arttığı bir yıl olması ve global finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler sonucu döviz kurlarındaki yükseliş enflasyonu yükselterek faizler üzerine yukarı yönlü baskı oluşturdu.

2018 yılında Türkiye ekonomisinin genel olarak nasıl bir seyir izlemesini bekliyorsunuz?

Ekonomi yönetiminin önceliğinin büyüme olacağını sanıyorum. Dünya ekonomisinin seyri ihracat kanalının büyümeye destek vereceğine işaret ediyor. Döviz kurlarındaki baskı nedeniyle muhtemelen görece sıkı para politikasıyla beraber görece gevşek maliye politikası kombinasyonunun olma ihtimalini yüksek tutuyor. Bu durum, bütçe açığını arttırıp enflasyon ve faizlere baskı yapacaktır. Fakat kamu bütçe ve borç dinamikleri geçmişten gelen avantajla belli bir esnekliğe sahip görünüyor. Büyüme 2018 yılında yüzde 4-5 arası olabilir. Son yıllarda olduğu gibi jeopolitik gelişmeler risk anlamında 2018 yılında da önde olmaya devam edecektir.

         “Jeopolitik risklerin azalması TL’de bir miktar değerlenme getirebilir”

2017 sonunda nasıl bir ekonomik tablo bekliyorsunuz? Ekonomimizi etkileyecek iç ve dış değişkenler neler olacak?

TL oldukça değer kaybetmiş görünüyor. Bunun üzerine çıkması da yine siyasi ve jeopolitik nedenlerle olabilir. Jeopolitik risklerin azalması TL’de bir miktar değerlenme getirebilir.

Merkez Bankası’nın bu süreçte izlediği politika konusundaki görüşleriniz nelerdir? Faiz artırımı ve diğer müdahale araçları açısından nasıl bir yol izlemesini bekliyorsunuz ve neler yapmalı?

Merkez Bankası özellikle bu yıl görece sıkı bir politika izledi. Likidite göstergesi olan para tabanındaki artış durduruldu. TCMB fonlama faizi yılın büyük bölümünde gerçekleşen enflasyonun ve gösterge tahvil faizinin üzerinde seyretti. Fakat TL’nin son dönemdeki hareketlenmesi, para politikasında sıkılaşmanın bir miktar daha arttırılmasını gerektirebilir. Para tabanını düşürecek likidite politikaları ve faizler yine Merkez Bankası’nın elindeki en önemli araçlar olacaktır.

“2019 ve sonrası büyümeyle ilgili riskler muhtemelen artacak”

Dünya ekonomilerinin şu andaki ekonomik ve sosyal tablosu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Küresel ekonomilerdeki gelişmeler yönünden değerlendirir misiniz?

Dünya ekonomisi küresel krizden bu yana en güçlü büyüme performanslarından birisini gösteriyor. Bu durumun arkasında birkaç neden olduğunu düşünüyoruz. ABD ekonomisinin büyüme performansının lokomotif olmaya devam etmesi önemlidir. İkinci olarak, AB’de seçimler sonrası artan güven ve genişletici para politikasının büyümeyi beklentilerin üzerine taşıması da söylenebilir. Ayrıca, başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının toparlanması, söz konusu ülkelerin gelirlerini arttırarak büyümelerine destek oldu. Son olarak, birkaç yıl öncesine göre oldukça düşük seyreden petrol fiyatlarının başta ABD ve AB olmak üzere tüketicilerde yarattığı ekstra gelirin tüketime verdiği destek olduğunu belirtmeliyiz. Tüm bunlara global likiditenin ve düşük faizlerin eklenmesi de büyümeyi destekledi. Önümüzdeki yıl bu koşulların bir kısmı etkisini azaltacak gibi görünüyor. FED’in faiz artırımı, AB’nin politik açıdan zor bir döneme girmesi, petrolün yarattığı baz etkisinin kaybolmaya başlaması gibi faktörler bu beklentimizin arkasındaki en önemli nedenler olarak sıralanabilir. Her şeye rağmen, 2018 yılında da global büyümenin bu yıl kadar olmasa da görece güçlü seyredeceğini tahmin ediyoruz. Muhtemelen 2019 ve sonrası büyümeyle ilgili riskler artacaktır.

Halen Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı konumundaki Avrupa Birliği ülkelerindeki gelişmeler göz önüne alındığında belli başlı ekonomiler açısından neler bekliyorsunuz?  Brexit’in ne gibi etkileri oluyor? Önümüzdeki süreçte FED ve Avrupa Merkez Bankası’nın izleyeceği politikalar hakkında öngörülerinizi alabilir miyiz?

2018 yılında yaşanan seçimler sonrası AB ülkelerinde genelde bir güven artışı oldu. Euro karşıtı partiler değil, onu destekleyen partiler iktidarı aldı. Fakat radikal partilerde ciddi bir yükseliş gördük. AB’nin gelir dağılımı ve işsizlik ile ilgili ciddi sorunları bulunuyor. Aslında radikal partileri güçlendiren de bu durum gibi görünüyor. Önümüzdeki dönemde başta Almanya ve Fransa’nın bir araya gelerek Euro’nun sürdürülebilirliğini başaracak adımları atması gerekiyor. Bu, parasal birlik kadar mali birlikteliği de başarmak anlamına geliyor. Katalan krizini ya da İtalya seçimlerini dikkate alacak olursak AB’de reform sürecinin, birlikteliği başarmanın çok kolay olmadığını söyleyebiliriz. Brexit konusunda şu ana kadar çok ilerleme kaydedilemediğini dikkate alacak olursak AB’nin ekonomi dışı gündeminin yoğun olacağını bekleyebiliriz. Bu süreçte Avrupa Merkez Bankası muhtemelen parasal genişlemeye devam edecektir. Fed ise toparlanan ABD ekonomisinin verdiği ivme ve emtia fiyatlarının yarattığı pozitif ortam ile en az üç kere daha 2018’de faiz artırımlarına devam edeceğini tahmin ediyoruz. Euro’nun değer kaybetmesi ve doların güçlenmesi daha büyük olasılık gibi görünüyor.

“Otomobil sektörünün ekonomiye verdiği destek

2018’de de devam edecek”

Tüketici ve finansman kredilerinde nasıl bir talep oluşacağını düşünüyorsunuz?

Büyümenin görece güçlü kalma ihtimali nedeniyle kredi talebi bu yıla benzer bir seyir izleyecektir.

2017 yılına dair belirsizlikleri göz önüne alarak yıl sonu dolar, euro, enflasyon, işsizlik gibi makro veriler konusundaki beklentinizi paylaşabilir misiniz?

Yıl sonunda enflasyonunun yüzde 10, işsizliğin yüzde 12’lerde olmasını bekliyorum. Dolar kuru 3,90’ın üzerinde kapanır diye düşünüyorum.

2018’de takip edilmesi gereken önemli beklentileri ve ekonomideki seyri etkileyebileceğini düşündüğünüz önemli başlıkları okuyucularımızla da paylaşır mısınız?

Ekonomi dışı faktörler, jeopolitik ve siyasi gelişmeler önde olacaktır. Türkiye’de enflasyonun seyri, G-4 Merkez Bankaları’nın atacağı adımlar her zaman olduğu gibi önemli olacaktır.

Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisine olan katkısı hakkında ne düşüyorsunuz?

Otomobil sektörünün ekonomiye gerek üretim, gerek ihracat açısından verdiği destek çok büyük. Benzer bir etkinin devam edeceği görüşündeyim. Yerli otomobil, onun tasarımı ve teknolojisinin nasıl şekilleneceği konusu, 2018 yılında Türkiye Ekonomisi ve sektör açısından önemli bir gündem olacaktır.

 


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next