LMC, Automotive Jonathon Poskitt Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

“Önümüzdeki on yıl içinde ekonomik genişleme sayesinde

birçok insan ilk kez otomobil sahibi olacak”

 

LMC Automotive'de Küresel Satış Tahminleri Direktörü olarak görev yapan Jonathon Poskitt, otomotiv sektörüne ilişkin değerlendirme ve tahminlerini ODD Dergi okurları ile paylaştı.

Geçen yıl gerçekleşen 93 milyon adet satışın ardından, bu yıl üst üste sekizinci kez büyüyen otomotiv sektöründe hafif araç satışları bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 2,9 arttı. LMC Automotive, küresel satışların 2017’de 95 milyona ulaşacağını öngörüyor.

Uygun ortam, gelişen iktisadi tablonun bir unsurudur. Geçen yılki görece durgun büyümeyi takiben (yüzde 2,3) küresel ticarette yaşanan geniş tabanlı güçlenme sayesinde küresel ekonominin bu yıl yüzde 2,8 büyümesi bekleniyor. 2018’de daha fazla ilerleme ile beraber Oxford Economics’in tahminine göre GSYH’de yüzde 3 büyüme tahmin ediliyor.

Piyasa Odağı

Bölgesel baktığımızda bu yılın başarı öykülerinin Avrupa ve Asya’da olduğunu görüyoruz. Ancak Kuzey Amerika 2016’da gerçekleştirdiği rekor üretimin ardından şu an bir daralma döneminde bulunuyor. ABD’de satış adetleri geçen yıl 17,4 milyon iken, bu yılın ilk yarısında ortalama 16,9 milyona düştü. Ekonomik temellerdeki ilerleme, daralmayı yakın dönemde durdurmalı diye düşünüyoruz. Ancak özellikle de satışları yüksek seviyede tutmak için teşvik ve uzun vadeli kredilerin varlığı ile OEM’lerin gittikçe daha yoğun çalışmak zorunda kalması ile temel talebin yatay seyre geçtiği açıkça görülüyor.

Çin’de, 2016’nın sonlarında gerçekleşen vergi indiriminden kaynaklanan araç alım çılgınlığı, bu yılın ilk aylarından sonra da devam etti. Yılın geri kalan aylarında düzeleceğini tahmin ediyoruz. Küçük araçlardaki vergi indiriminin son kısmı Aralık 2017’de uygulanacak gibi görünüyor. Dolayısıyla bu durum talepte bir artış sağlayabilir. Böylece gerçek talep durumu netleşene kadar 2018’in ilk aylarının zayıf olması beklenebilir.

Avrupa’daki kazanımlar (muhtemelen artık buna toparlanma diyemeyiz) yılın ilk yarısında görünür hale geldi. Euro Bölgesi ekonomisi sağlam görünüyor. İspanya ve İtalya’daki pazarların ise daha fazla genişleme potansiyeli var. Fransa ve Almanya her geçen yıl bir önceki yılın aynı dönemine göre daha çok büyüyor. Rusya’da bile dört yıllık sert düşüşten sonra gelişme sinyalleri var. Buna rağmen o piyasada hızlı bir değişiklik beklemiyoruz.

Geçtiğimiz yıl Türkiye’deki araç piyasasına dalgalanmalar damgasını vurdu. Ancak pazar ÖTV oranlarındaki artıştan önce yıl sonuna doğru büyüyerek sonuçlandı. Bu yıl daha yavaş bir tempo söz konusu iken, Türkiye’nin hızlı artan genç nüfusu ve çok düşük seviyedeki araç yoğunluğu (Bin yetişkine düşen yaklaşık 200 otomobil) olduğu için piyasa potansiyeli yüksek seyretmeye devam ediyor.

Ancak Birleşik Krallık 2017’de kırdığı rekorun ardından, satışlarda açık bir şekilde gerileme dönemi yaşıyor. Brexit belirsizliği ve yavaşlayan ekonomik aktivite, piyasayı olumsuz etkiliyor.

Üretim Üzerindeki Etkiler

Satışlardaki küresel büyüme ivmesi elbette üretim miktarını daha da artırıyor. Bu mutlaka bölgeye göre değişen bir durum değil. Örneğin Kuzey Amerika’da, özellikle ABD’de yerel talep koşulları kontrol altında tutuluyor. Ancak Kuzey Amerika’daki araç üretiminde gerçekleşmesi muhtemel durgunluk haberleri abartılmış gibi görünüyor. Bu durum, ayarlama olarak da tanımlanabilir.

2016’nın büyük kısmında araç alımında uygulanan vergi indirimi 2017’de azaltıldığı için Çin sanayiinde bozulma yaşadı. Aynı zamanda üretim miktarında yaşanan keskin yükselişin yarattığı etki yoğunlaştı. Bu yıl Çin’in hafif araç üretiminde mütevazı bir yükseliş görmeyi bekliyoruz.

Gelecek yıllarda hafif araç üretimindeki küresel büyümenin toplam ekonomik büyümeye yakınlaşacağı öngörülüyor (yıllık yaklaşık yüzde 2,7). Bu tablo, hafif araç satışlarının yıllık yüzde 3’ün biraz üzerinde ve küresel GSYH’nin yüzde 3’ün biraz altında büyüdüğü geçen on beş yılın benzeri bir durum gibi görünüyor.

Daha uzun dönemde esas mesele, büyüyen sanayi hacmi olmaya devam ediyor. Son yıllarda da gündemde olduğu gibi Çin bu genişlemede kritik konumda olacaktır. Yetişkin nüfusta her bin kişiye 120 otomobilin düştüğü bir yoğunluğa sahip olan Çin, olgun pazarlarda (örneğin Batı Avrupa’da bin yetişkin başına yaklaşık 600 otomobil) görülen oranlardan epey uzakta bulunuyor. Ayrıca uzun dönemde büyüme potansiyeli daha yüksek olan bölgelerde (örneğin Doğu Avrupa’da bin yetişkin başına yaklaşık 300 otomobil) görülen oranlardan da hayli uzakta yer alıyor. Gelecek yıllarda, büyüyen orta sınıf Çin de bu istatistiği yukarı çekip piyasayı beş yıl sonra yaklaşık 28 milyon adetten 35 milyon adede ulaştıracaktır.

Benzer biçimde Hindistan’ın büyüme potansiyeli iyi seviyede görünüyor. Otomobil yoğunluğu şu an bin yetişkin başına yaklaşık 30 otomobil olarak görünüyor. Ancak önümüzdeki on yıl içinde ekonomik genişleme sayesinde birçok insan ilk kez otomobil sahibi olacak. Gelişen pazarların büyüme potansiyeli, olgun pazarlarda gerçekleşeceği öngörülen durgunluğunu telafi etmeye yardım edecek.

Gelecek Tahminleri

Küresel hafif araç pazarının 2020 yılına kadar yıllık 100 milyon adet seviyesini aşıp 2024 yılına kadar yıllık 110 milyon adet seviyesinin üstüne çıkmasını bekliyoruz. Bununla birlikte, bu tahminde de küresel ekonomide gerçekleşecek potansiyel bir konjonktürel iyileşme gibi olumlu ihtimaller bulunuyor. Tahminde bu ihtimalin yanı sıra, Çin’deki sıkı bir politikanın ortaya çıkma potansiyeli, Kuzey Kore ile yaşanabilecek bir anlaşmazlık gibi olumsuz riskler de var.

Mobilitenin yeni yöntemlerinin etkisiyle ilgili daha uzun dönem değerlendirmeleri dikkat çekmeye devam ediyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde, yeni ortak ekonomi modellerinin araç üretim ve satışları üzerinde çok sınırlı etkisi olacağını öngörüyoruz. Yine de bu tür modeller tüketicilere daha fazla mobilite seçenekleri sunacaktır.

Gerçekten dönüştürücü nokta üç ile beş yıl içinde kitlesel deneme biçiminde ortaya çıkacak otonom araçların geniş ölçekte yaygınlaşması olacaktır. Hali hazırda düşük hacimli denemeler şimdiden gerçekleşiyor ya da yakın gelecekte gerçekleşmesi planlanıyor.

2020’lerin ilk yıllarında, mevcut otomotiv sektör paradigmasına yönelik tehdidin göz ardı edilebilir hale geleceğini tahmin ediyoruz. Ancak bu aktivite, sektörü önemli ölçüde değiştirebilecek mobilitenin gelecekteki dönüşümünün temelini oluşturacaktır. Mobilite dönüşümü karmaşık ve ölçeği en yüksek seviyede bulunuyor. Bu yüzden hızlı bir benimsemenin erken olduğunu düşünüyoruz.

Elektrifikasyon, şimdiye kadar neredeyse tüm pazarlarda çok sınırlı bir büyüme yaşadı. Ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde hızlı büyüyecektir. Bunun nedeni, iklim değişikliği, enerji güvenliği ve kirlilik standardına ilişkin gittikçe artan zorlu mevzuatlar olduğunu söyleyebiliriz. Beş yıla kadar yalnızca içten yanmalı motora sahip araçlar hala yeni araç pazarının yüzde 70’ini oluşturacak. Ancak o zamana kadar mild hibrit (48 volt) ve akülü elektrikli araçlardaki büyüme oranı da hızla artma evresinde olacak.

Dizel araçlar tehdit altında görünmeye devam ediyor. Ancak eğer dizel araç satışları hızla azalırsa, CO2 azaltma hedefleri hususunda OEM’ler ve düzenleyiciler için zor bir duruma yol açar. Bu durumda dizelin çözüm konusunda oynayacağı önemli rolü dikkate almak gerekir. Eğer dizel araç satışları düşerse elektrifikasyonu artırma baskısı yoğunlaşmaya devam edecektir.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next