OYDER 7. Otomotiv Kongresi Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Otomotiv kongresinde sadakatin gücü tartışıldı

OYDER tarafından yedincisi düzenlenen Otomotiv Kongresi’nin bu yılki teması “Otomotiv Perakendeciliğinde Sadakatin Gücü”ydü. Kongrede bir konuşma yapan Maliye Bakanı Naci Ağbal, sektörün sağladığı vergi ve diğer gelirlerin ülke ekonomisi için vazgeçilmez öneme sahip olduğunu söyledi. OYDER Başkanı Gülan ise sektörün ivme kazanması için ayrı bir bakanlık ya da müsteşarlık kurulmasını önerdi

Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği’nin (OYDER) her yıl gerçekleştirdiği Otomotiv Kongresi’nin yedincisi 5 Nisan’da İstanbul’da yapıldı. “Otomotiv  perakendeciliğinde Sadakatin Gücü” temasıyla düzenlenen kongreye Maliye Bakanı Naci Ağbal, İstanbul Valisi Vasip Şahin, OYDER Başkanı Z. Alp Gülan, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı Cenk Çimen, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil ile birlikte otomotiv sektörünün önde gelen yerli ve yabancı yöneticileri katıldı. Maliye Bakanı Naci Ağbal kongrenin açılışında yaptığı konuşmada otomotivin Türkiye ekonomisi içerisinde gün geçtikçe daha fazla önem kazanan bir sektör haline geldiğini söyledi. Sektörde son yıllarda hızlı bir şekilde artan olumlu bir grafik olduğunu aktaran Ağbal, bunun geleceğe ilişkin de son derece olumlu beklentileri beraberinde getirdiğini ifade etti. Ağbal, Türkiye otomotiv sanayinin, pazarının ve ihracatının her bakımdan ülke ekonomisine değer kattığını vurgulayarak, “Otomotiv sektörünün imalat sanayi gayri safi hasılası içindeki payı yüzde 10. Gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı ise yüzde 3. Otomotiv sektörü sanayi içindeki istihdama doğrudan yüzde 4, dolaylı olarak ise 15 katkı sağlıyor” dedi.

Ağbal: Kolay vergi topluyoruz

Maliye Bakanı Ağbal, otomotiv sektörünün kamu maliyesi ve bütçenin gelir tarafı için önemli bir kaynak olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Otomotiv kolay vergi topladığımız bir alan. Yüzde yüz kayıtlı bir sektör. 2016 yılında sadece otomotiv sektöründe 18.9 milyar TL’lik ÖTV topladık. Sadece ÖTV değil, KDV olarak da en az 10-15 milyar TL topluyoruz. 2016 yılında yaklaşık 10 milyar TL motorlu taşıtlar vergisi topladık. Kabaca bir hesapla yaklaşık 10-15 milyar TL sosyal güvenlik primi geliri veya stopaj geliri var. Dolayısıyla sektör son derece bereketli. Bütçeye ve ekonomiye çok güçlü bir destek veriyor. Sonuçta topladığımız vergilerle bu yatırımları yapıyoruz. Siz vergilerin toplanmasına katkı sağlıyorsunuz, biz vatandaşın ödediği vergilerle bölünmüş yollar, otoyollar yapıyoruz. Vatandaş aldığı yeni araçlarla dümdüz yollarda gidebiliyor.” Otomotiv sektörünün Türkiye’nin ihracatı bakımından da yıldan yıla artan bir performans gösterdiğine işaret eden Ağbal, 2016 sonu itibarıyla ülkenin yaptığı toplam ihracatın yüzde 16.8’inin otomotiv sektöründen geldiği söyledi. Bakan Ağbal, 2002-2016 döneminde Türkiye otomotiv pazarının ortalama yüzde 13.4 büyüdüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı dönemde Türkiye ekonomisinin büyüme oranı yüzde 5.7. Yani otomotiv pazarı Türkiye ekonomisindeki büyümenin iki katından daha fazla büyümüş. Bu şunu gösteriyor; otomotiv pazarının gelir esnekliği oldukça yüksek. O açıdan Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmeler doğrudan otomotiv pazarını olumlu yönde etkiliyor. Gelecek yıllarda artan kişi başı milli gelirle birlikte otomobil  sahipliğinde de ciddi yükseliş olacak. Bu da sektörün ileriye dönük projeksiyonlarını olumlu noktada tutmasına yol açıyor.” İhracat konusunda da kendilerini sevindiren olumlu gelişmeler olduğunu kaydeden Ağbal, şöyle devam etti: “Özellikle 2016’da ve 2017’nin ilk çeyreğinde otomotiv ihracatında olağanüstü artışlar var. Bu artışlar da 2017 yılında ekonomik büyümeye katkı bakımından bizi son derece sevindiren gelişmeler. Mart ayında otomotiv ihracatında yüzde 26’lık artış meydana geldi. Bu da son derece önemli bir rakam. Özellikle Avrupa pazarındaki olumlu ekonomik gerçekleşmeler de buna ciddi destek veriyor.” Naci Ağbal, Türkiye’de 21 milyonu aşan bir otomotiv stoğu bulunduğunu belirterek, bu araçların yaş ortalamasının 13 civarında olduğunu, 15 yaş üstü araç sayısının da 5 milyonun üzerinde bulunduğunu kaydetti. Bunun da bazı ekonomik ve politik tercihlerde bulunmalarını gerektirdiğini vurgulayan Ağbal, “Otomotiv sektörü Türkiye ekonomisinin gelişimine paralel olarak önümüzdeki yıllarda daha da önemli gelişmeler kaydedecek. Türkiye’deki otomobil satışlarının milli gelir değişimlerine ve gelir esnekliğine son derece duyarlı. Milli gelirdeki her yüzde 1’lik artış otomobil pazarının yüzde 1’den daha fazla büyütüyor” dedi.

Gülan: Otomotiv Bakanlığı’na ihtiyaç var

OYDER Başkanı Z. Alp Gülan da otomotiv sektörünün yedi ayrı bakanlıkla çalıştığını belirterek, “Ya ayrı bir müsteşarlık ya da ayrı bir otomotiv bakanlığı kurulması sektörümüze ivme kazandıracaktır” önerisinde bulundu. Gülan, sektörün üretim, ihracat ve pazarda 2016 yılını başarıyla geçirdiğini belirterek “Pazarda halen gidilecek çok mesafe olduğunu düşünüyoruz. Her 1000 kişiye düşen araç sayısı 250. Bunun 143’ünü otomobil olarak düşünebiliriz. Yıllardır hız kesmeden ihracat şampiyonu olan otomotiv sektörü, yeni yatırımcı çekebilmesi için çok kuvvetli bir iç pazara her zaman ihtiyaç duyuyor. Kuvvetli iç pazarın en önemli kriteri stabil ve AB ile uyumlu bir vergilendirme sistemine sahip olmasıdır” dedi. Dünya otomotiv sektöründe pazar ve üretimin doğuya kaymakta olduğunu kaydeden Gülan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2018 yılında dünyada satılması ve üretilmesi beklenen 100 milyon aracın 30 milyonu sadece Çin’de üretilip yine Çin’de satılacak. Yatırımcılar için bu kadar büyük pazarlar söz konusu iken kuvvetli bir iç pazarımız olmadan yeni yatırım almada zorlanma riskimiz var. Önümüzdeki beş yılda her firmanın öncelikli hedefinin iş süreçlerinde  zaman, kaynak ve emek harcaması gerekmektedir. Bunu yapmayanlar elenecektir.  Gülan, en önemli hedeflerinden birinin ekonomik ömrünü tamamlamış araçlarla ilgili bir düzenlemeyi hayata geçirebilmek olduğuna  da değinerek şöyle konuştu: “Örneğin yeni araçların gelişen tampon teknolojileri ile çarpışmalarda yaya güvenliği artırılmış ve ölüm-yaralanma oranlarında önemli ölçüde düşüş yaşanmıştır. Ülkemizde maalesef ölümlü kazaların birçoğunda eski teknoloji araçları görüyoruz. 16 yaş üstü araçların karbondioksit salınımlarına baktığımızda 220 gr/km iken, bugün satılan araçlarda bu rakam 120 gr/km’nin de altına indi. Avrupa Birliği hesaplarına göre de 16 yaş üstündeki bir aracın çevreye verdiği zararın temizlenme maliyeti 8.464 Euro. Bu konu üzerinde titizlikle çalışılması gerektiğine inanıyoruz.”

Koç: Otomotiv en küresel sektörümüz

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, OYDER Kongresi’nde yaptığı konuşmada otomotiv sektörünün Türkiye’de  en küreselleşen sektörlerin başında geldiğinin altını çizerek, şunları söyledi: “Ülkemizde, özellikle Avrupa kıtasında önemli üretim ve Ar-Ge merkezi olarak güçlü bir konumdayız. Hatta rekabet avantajı olduğunu da ifade edebiliriz. Mevcut durumda yani bugün otomobil üretiminde 14. sırada, hafif ticari taşıt sınıfında ise dünyada 7. sıradayız. Otomotiv üretiminde Avrupa’da 5., hafif ticaride ise 1. sıradayız. Ülkemiz her geçen yıl gelişiyor. 2002-2004 ortalamalarına baktığımız zaman averajlı pazarımız 440 bin adet, 2005-2009 yılında 630 bin adet, 2010-2014’te 840 bin adet oldu. Geçtiğimiz iki yıl içinde ülkemizde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen üst üste bir milyon araç adet rekoru kırıldı. Bunun ekonomimizin geçmişte yaşanan her türlü etkene rağmen ne kadar kuvvetli ve dirençli olduğunun güzel bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. Bu yıl pazarın 900 bin bandında seyretmesini tahmin ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda son 10 yıllık trendin artarak devam edeceğini bekliyoruz. Türkiye’de bin kişiye düşen araç sayısı 250’ler civarında. Evet bu rakam artıyor ancak bize benzer ülkelere baktığımız zaman daha gidecek çok yolumuz olduğunu görüyoruz. Batı Avrupa ülkelerine ve diğer ülkelere baktığımızda potansiyelin açık olduğunu ve önümüzdeki dönemlerde pazarımızın iki milyon seviyelerine ulaşmasının gerçekçi bir tahmin olduğunu düşünüyorum. Sektör bildiğiniz gibi ülke ihracatımızın da lokomotifi. 2016’da Türkiye’de 1.5 milyon araç üretirken bunun 1.1 milyonu ihraç edilmiş. Bu tarihimizin en yüksek seviyesi; artarak devam edecek. Sektör ihracatımız yüzde 117 büyüyerek, 24 milyar dolara ulaştı. Bugün ülkemizde en çok ihracat yapan sector konumunu korumaktadır. Sektörümüz bu rakamlarla beraber iki milyar dolar dış ticaret fazlası vermiş durumdadır. Hepimiz için gurur duymaya vesile olduğunu düşünüyorum.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next