Otomotiv sektörü yöneticilerinin 2016 yılı değerlendirmeleri ve 2017 öngörüleri Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Otomotiv sektörü yöneticilerinin 2016 yılı değerlendirmeleri ve 2017 öngörüleri

ODD Yönetim Kurulu Başkanı

Mustafa Bayraktar

Zor bir yılı her şeye rağmen olumlu sonuçlarla geride bıraktık

Ülkemizin değerler zincirine sağladığı katkıyla büyük bir başarı öyküsüne dönüşen otomotiv sektörü, “ekonominin lokomotifi ” unvanını hak ediyor. 2016 yılında sektörümüz tarafından yaratılan iç pazar, ana ve yan sanayinin başardığı üretim ve ihracat, bunların da ötesinde tüm sektörün ana oyuncuları ve bağlı sektörleriyle yarattığı bütünsel istihdam, bu unvanın kanıtları.

Makro ekonomik tabirle ifade etmek gerekirse, sektör mütevazı adetlerden, 1 milyona yakın, artık sürdürülebilir diyebileceğimiz bir piyasa seviyesine ulaşmış bulunuyor. Türkiye ihracatının yüzde16’sını gerçekleştiren otomotiv, ülkemizin en fazla ihracat yapan sektörü konumunda. Sektörümüz, gayri safi yurtiçi milli hasılaya yaklaşık yüzde 5 katkıda bulunuyor. Sektörün 2016 yılı dış ticaret fazlası ise 2 milyar dolar civarında. Sektörümüz, içeride ve dışarıda yaşanan gelişmelerden en fazla etkilenen ektörlerin başında yer alıyor. 2016’da, her ay farklı gelişmelerle karşı karşıya kaldık. Daralmalarla geçen ilk çeyreğin ardından ikinci çeyrekte sektörümüzde bir toparlanma ile en yüksek satış temposuna mayıs-haziran aylarında ulaşıldı. Temmuz ayı itibarıyla ise ülkemizde yaşanan sıkıntılı sürecin üçüncü çeyreğe olumsuz yansımaları görüldü. Son çeyrekte de vergi artışına dair tüketici beklentisi etkili oldu ve devamında yeni bir ÖTV düzenlemesi ile karşılaştık. Sonuç itibarıyla zor bir yılı her şeye rağmen olumlu sonuçlarla geride bıraktık. Türkiye otomotiv sektörü toplam pazarı 2016 yılında, geçen yılın aynı dönemine göre benzer bir sonuç ile 1 milyon 7 bin 857 adet olarak gerçekleşti. Sektörün toplam üretim adedi yüzde 9 artarak 1 milyon 486 bin, ihracatı ise yüzde 15 artarak 1 milyon 141 bin 382 adet oldu. İhracat değeri ise yüzde 12 artarak 24 milyar 250 milyon dolar seviyesine ulaştı. 2016’da otomobil ve hafif ticari araç pazarı, bir önceki yıla göre yüzde 1,62 artarak 983 bin 720 adetlik bir sonuçla tamamlandı. Bunun 756 bin 938 adedini yüzde 4,32 artışla otomobil, 226 bin 782 adedini ise yüzde 6,45 düşüşle hafif ticari araç satışları oluşturuyor. İçerideki ve dışarıdaki gelişmeler ışığında 2017 yılı; bölgemizdeki jeopolitik gelişmeler, ülkemizdeki terör olayları, ekonomimiz yönünden Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadeledeki kararlığı, cari işlemler açığındaki gelişim, kurların seyri, ekonomik aktivitenin gelişimi, büyüme hızı, ve tabi ki sektöre uygulanan ÖTV oranlarındaki değişikliklerin etkilerini göreceğimiz, sektörümüz açısından önemli bir yıl olacak.

 

Doğuş Otomotiv İcra Kurulu Başkanı

Ali Bilaloğlu

2017 tüm dünyada siyasi risklerin ekonomiyi etkileyeceği bir yıl olacak

İlk aylarını yaşadığımız 2017 yılının; tüm dünyada ve ülkemizde, siyasi gelişmelerin belki de son yıllarda görülmemiş bir şekilde ekonomiye etki edeceği bir yıl olacağını düşünüyorum. Global büyüme seviyesinin yetersizliği, İngiltere’de geçen yıl haziran ayında gerçekleşen referandum sonunda ülkenin AB’den ayrılma kararı alması, sonrasında ABD’de yine öngörülmeyen bir şekilde Donald Trump’ın başkan seçilmesi, İtalya’da anayasa değişikliği öngören referandum sonrası Başbakan Renzi’nin istifası ile girilen süreç, dünya genelinde “ekonomik korumacılığın” ve siyasiekonomik belirsizliğin artacağına dair göstergelerdendi. Bu zor dönemin eşiğinde cevap vermekte zorlandığımız soru, tüm bu politik risklerin, zaten kırılgan olan ekonomik dengelere nasıl etki edeceğidir. Global ekonomik, politik risklerin nasıl fiyatlanacağı ekonomimiz açısından da büyük önem taşıyacaktır. Otomotiv sektörü için en belirleyici faktör kurdaki gelişmelerdir. Mevcut durumda yüksek seyreden kurların yanı sıra 2016 yılının son ayında getirilen ÖTV düzenlemesinin etkilerini de pazarda hissedeceğiz. 2016’da tüm otomotiv markaları, yılsonu kampanyaları ile ÖTV artışını mümkün olduğu kadar satış fi yatlarına yansıtmamaya çalıştı. Bu da yeni araç satın almak isteyenlerin, satın alma kararlarını öne çekmelerine neden oldu. 2017’nin ilk aylarında, hem kur artışı hem de ÖTV artışı fiyatlara kademeli olarak yansıyacak, dolayısıyla satışlara olumsuz etkisi söz konusu olabilir. Bu olumsuz etki ve dünyada ekonomisindeki diğer belirsizlikler, 2017’de toplam otomotiv pazarının, 2016 yılı toplam pazarının bir miktar altında yer almasına neden olacağını düşünüyorum.

 

Anadolu Grubu Otomotiv Grup Başkanı

Bora Koçak

Otomotiv sektöründe bu yıl yüzde 10-15 daralma bekliyoruz

Türkiye otomotiv pazarı; sağladığı vergi gelirleri, yaklaşık 400 bin kişiye yarattığı istihdamı, son 7 yıldır ihracatta bir numara konumunda olması, aynı zamanda birçok sektöre olan dolaylı katkıları nedeniyle ekonomik açıdan büyük önem taşıyor. 2016 yılında ülkemizde terör olaylarının artarak devam etmesi, yaşanan Rusya krizi, darbe girişimi, kur artışı ve yeni ÖTV vergi sistemine rağmen otomotiv pazarının 2015’in gerisinde kalmaması beklenmiyor. Önümüzdeki dönemde de devam etmesi beklenen risk faktörlerine, TL’deki değer kaybına ve yaşanan ÖTV artışının gecikmeli etkilerine bağlı olarak, 2017’de otomotiv sektörünün 2016’ya göre ortalama yüzde 10-15 seviyesinde daralacağını öngörüyoruz. Stokların ve finansman kullanımının iyi yönetilmesi gereken bir yıla girdiğimizi düşünüyoruz. Aslında son derece dinamik, altyapısı ve potansiyeli güçlü olan Türk otomotiv sektörünün, gelişebilecek her türlü ekonomik ve siyasi iyileşme ile hızla toparlanabilme yeteneği de bulunuyor. Otomotiv sektöründe 2017’de yeni model yılı araçların satışına başlanması, ÖTV ve kur artışının fi yatlara yansıması ile birlikte sektördeki segment dağılımının değişerek müşterilerin daha düşük donanımlı giriş paketlerine doğru bir tercihte bulunacağını öngörüyoruz. KIA Türkiye olarak, tüm bunların ışığında 2017’de otomotiv pazarına 3 yeni modelimizle önemli katkılar sağlamaya devam edeceğiz. KIA’nın küresel düzeyde en çok ilgi gören modeli olan, bir önceki versiyonundan farklı olarak cazibesi ve sürüş keyfi artırılarak tasarlanan B segmentindeki modelimiz yeni Rio’nun dördüncü nesil versiyonunu 2017’nin ilk çeyreğinde satışa sunmayı planlıyoruz. Yine yılın aynı döneminde, şehirde kullanım kolaylığı sağlayan, dış tasarımı ile otomotiv dünyasının en büyük tasarım ödülleri IF ve red dot’a layık görülen A segmentindeki modelimiz Picanto’nun yeni versiyonunun da lansmanını gerçekleştireceğiz. 2016 ortasında Avrupa’da satışa sunulan ve 23 binden fazla sipariş alarak KIA Motors için erken satış başarısı gösteren düşük emisyonlu yeni hybrid crossover KIA Niro’yu ise 2017’nin ilk çeyreğinde satışa sunacağız.

 

Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su

Ali Haydar Bozkurt

Kurlardaki artış nedeniyle pazarda daralma olacak

Otomotiv sektöründe 2016 yılı; siyasi ve ekonomik gelişmeler ile birlikte kurlar ve ÖTV oranlarında meydana gelen artışlar paralelinde inişli çıkışlı bir satış seyrinin oluştuğu bir yıl olarak geride kaldı. Özellikle kur artışlarının otomobil fiyatlarına yeni yılla birlikte yansıtılacak olmasının etkisiyle talepler kasım ve aralık ayına çekildi. Bu doğrultuda otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 1,6 artarak 983 bin 720 adetlik satış ile yılı yeni bir rekorla tamamladı. Bu bağlamda otomobil satışlarının yine bir önceki yıla göre yüzde 4,3’lük bir artışla 756 bin 938 adete yükseldiğini görüyoruz. Hafi f ticari araç satışları ise yüzde 6,5’lik bir azalma ile 226 bin 782 adet olarak gerçekleşti. Bu veriler ışığında yılı değerlendirdiğimizde ise 2016’nın bazı dönemlerinde ay bazında yüzde 30’lara varan daralmalar yaşamıştık. Yılın son çeyreğine kadar süren bu daralmalarda özellikle 15 Temmuz ve sonrasında yaşanan sürecin de etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak sağlam temellerdeki ekonomimiz, bu durgunluğa son verdi; kasım ve aralık ayında rekor satışlar meydana geldi. Bu açıdan baktığımızda bir dizi olumsuz şarta rağmen ortaya çıkan tabloyu, kabul edilebilir bir durum olarak görmemiz gerekiyor. Toyota olarak değerlen-diğimizde ise yıl bazında gayet olumlu bir tablo karşımıza çıkıyor. Kasım ayında 8 bin 323, aralık ayında ise 7 bin 802 adetlik satış gerçekleştirdik. 2016’da toplamda 52 bin 832 adetlik satış rakamıyla yeni bir rekora imza attık. Bu rekor satışlarla toplam pazarda yüzde 5,4’lük oranla ilk 6 marka içindeyiz. Kurların artışının maliyetlere etkisini göz önüne aldığımızda ocak ayından itibaren otomobil fi yatlarında artışlar meydana geldi. Bu gelişmeler ışığında 2017’de sektörümüzde bir miktar düşüş olabilir.Eğer kurlarda yüksek dalgalanmalar yaşanmazsa sektörümüzde bu yıl yüzde 10’lar civarında bir daralma olabilir düşüncesini taşıyorum. Toyota olarak baktığımızda ise 2017’de yeni modellerin etkisiyle 60-65 bin bandında toplam satış hedefi miz var. Türkiye’de üretilen Toyota C-HR’ın belirlediğimiz bu hedefe büyük katkısı olacaktır. 2017’de Toyota C-HR modelimiz için 10 bin bandında bir satış hedefi miz bulunuyor. Yine Türkiye’de üretilen Corolla’nın 37 bin civarında bir satış yapmasını bekliyoruz. Ayrıca ailemize yeni katılacak olan ticari modelimiz Proace’den de çok ümitliyiz.

 

Fiat İş Birimi Direktörü

Altan Aytaç

Yılın ikinci yarısında pazarda yükseliş bekliyoruz

Türkiye otomotiv sektörü, ekonomik parametreleri etkileyen beklenmedik gelişmelere rağmen 2016 yılını üretimde, ihracatta ve iç pazar satışlarında bir önceki yıla göre önemli artış ve rekorlarla kapattı. Otomobil ve hafif ticari araç pazarının 983 bin adedi geçerek yeni bir zirve yapması, önemli yeni model yatırımlarının devreyegirmesiyle üretimin 1.5 milyon adede yaklaşması ve bu üretimin yüzde 77’sinin dünyaya ihraç edilmesi sektörün başarısı ve Türkiye ekonomisi açısından memnuniyet ve heyecan vericiydi. Tofaş açısından da 2016 yılı üretimde ve ihracatta rekorlar yılı oldu. 1 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirdiğimiz Egea projesinin katkısıyla 384 bin adet üretim ve yaklaşık 280 bin adet ihracat rakamına ulaştık. Ulaştığımız üretim ve ihracat hacmi aynı zamanda Türkiye otomotiv sanayi açısından da rekor niteliği taşırken sektörün büyümesine de önemli bir katkı sağladı. Fiat Egea 2016’nın Türkiye’de en çok satılan otomobil modeli olurken Fiat markası olarak iç pazarda satışını gerçekleştirdiğimiz 106 bin adet otomobil ve hafif ticari aracın yüzde 91’ini yerli üretim modellerimiz oluşturdu. 2017’de, başlıca ihracat pazarlarımız olan Avrupa ve Amerika pazarlarındaki artışın devam etmesini bekliyoruz. Buna bağlı olarak üretimde ve ihracatta yeni rekorlar kırmayı hedefliyoruz. İç pazara baktığımızda ise rekabetçi bir yıl bizi bekliyor. Geçen yılın kasım ayında başlayan ve bu yılın ilk ayında da kuvvetli bir şekilde yükselişini sürdüren kurların fiyatlara yansımaya başlamasıyla yılın ilk çeyreğinde pazarda önemli bir daralma yaşanması kaçınılmaz görünüyor. İkinci çeyrekte oluşacak kur ve faiz oranlarının seyri, pazarın bu yıl nasıl gelişeceğini de önemli ölçüde belirleyecek. Ekonomimizin dinamikleri ile birlikte otomotiv pazarının yılın ikinci yarısında yeniden bir yükseliş trendine girmesini bekliyoruz.

 

Opel Türkiye Genel Müdürü

Özcan Keklik

Yeni model ve teknolojiler pazarı hareketlendirecek

2016’nın Opel markamız için hem ülkemiz hem de Avrupa genelinde olumlu geçtiğini ifade etmekten mutluluk duyuyorum. Ülkemiz de dahil olmak üzere 12 Avrupa ülkesinde satış ve pazar payımızı artırmayı başardık. Avrupa genelinde 1 milyon satış rakamına, geçen yıla kıyasla bir ay önce, kasım başında erişmeyi başardık. Satışlarımızın pazarın genelinden daha hızlı büyümesi bize 2017 için güven aşılıyor. Ülkemiz binek otomobil toplam pazarı, 2016’da bir önceki yılagöre göre yaklaşık yüzde 4 arttı. Biz Opel markamızla aynı periyotta satışlarımızı geçen yıla göre yüzde 18 artırarak, 55 bin 471 adetle ülkemizin en çok tercih edilen ilk üç markası içinde yer almayı başardık. Avrupa genelindeki durumuma baktığımızda da Opel markamızın en çok satan markalardan biri olduğunu görüyoruz. Diğer bir deyişle satış, pazar payı ve karlılık bağlamında elde edilen başarılar hem Avrupa hem de ülkemiz pazarı için geçerli. 2016’da elde ettiğimiz bu başarının arkasında ülkemiz otomotiv pazarında yoğun talep gören motor seçeneklerini sunuyor konuma gelmemiz önemli bir rol oynuyor. 2016 sonunda toplam pazar yaklaşık 980 bin adet olarak gerçekleşti. 2017’nin 2016 yılına göre yaklaşık yüzde 10-15 daha düşük  bir pazar hacmiyle kapanacağını öngörümlüyoruz. 2017’de yüzde 10-15 küçülen pazar tahmininde bulunurken bu küçülen pazar içinde payımızı arttırmayı öngörüyoruz. Bunun da en önemli nedenlerden biri pazara sunacağımız ve pazarda talep göreceğine inandığımız yeni modellerimiz. 2020’ye kadar 29 yeni model ve 17 yeni motor sunacağımız büyük ürün atılımımız kapsamında 2017’de de müşterilerimizi heyecan verici yeni modellerimizle tanıştıracağız. Bu modellerin başında ilk defa Mokka X ile anmaya başladığımız “X” takısına sahip olacak B ve C crossover modellerimiz Crossland X ve Grandland X olacak. “X” geleneksel gövde tasarımlarına göre daha cesur, daha maceracı ve dayanıklı bir karakteri vurguluyor. Bu iki yeni model dışında, D segmentine önemli rekabet getirecek ve Türk otomobil severlerle ilk kez İstanbul Motor Show’da buluşturacağımız Insignia Grand Sport modelimiz de olacak.

 

Mercedes-Benz Otomobil Grubu Pazarlama ve Satış Direktörü

Şükrü Bekdikhan

Premium segmentinde daralma daha fazla olabilir

İş sonuçlarımızı bir kenara bırakırsak 2016 yılı bir an önce geride bırakmak istediğimiz, ülkemiz için hem ekonomik hem de siyasi açıdan çalkantılarla, badirelerle dolu bir yıl oldu. 2017’ye umutla, güvenle başlamak isterken yaşadığımız kahredici terör saldırıları bu yılın da her anlamda zor geçeceğinin sinyallerini verdi. 2016 yılı otomotiv pazarına baktığımızda Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarının, bir önceki yıla göre yüzde 1,62 artarak 983 bin 720 adet olarak gerçekleştiğini, otomobil satışlarının ise bir önceki yıla göre yüzde 4,32 artarak 756 bin 938 adete ulaşarak yeni bir rekor kırdığını görüyoruz. Bu veriler ışığında otomotiv açısından 2016’nın başarılı geçtiğini ve pazarın büyümesini devam ettirerek, ülkenin ekonomik gelişime katkıda bulunduğunu söylemek yerinde olacaktır. Mercedes-Benz olarak yılı 32 bin 666 adetlik otomobil satış rakamıyla kapatarak satışlarımızı bir önceki yıla göre yüzde 7,6 arttırdık, yeni bir satış rekoruna imza attık ve premium segmentinin 1 numaralı markası olduk. Bunu gerçekleştirirken bağımsız kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen (NCBS) müşteri memnuniyet araştırma-larında da satış sonrası hizmetler alanının bir numaralı premium markası olarak yerimizi aldık. Bu başarıda büyük rol sahibi olan bayi ağımızın büyüyen hacimle birlikte gerek yeni lokasyonlara, gerek dijitalleşmeye ve gerekse ilave insan kaynaklarına yapmış olduğu yatırımlar son 1,5 yılda 40 milyon Euro’nun üzerinde gerçekleşti. 2017 yılı istikrar arayışı içerisinde olacağımız bir yıl olacak. Ancak huzurlu ve istikrarlı bir ortamda tüketicinin ekonomiye olan güveninin artacağını, satın alma isteğini ve ekonomik aktivitelerini tetikleyeceğini biliyoruz. Bu bağlamda gerek kasım ayında uygulamaya alınan ÖTV artışı ve gerekse dalgalanan kurlar ve faizler nedeniyle oluşan fiyat baskısı toplam pazarda oluşan talebin dizginlenmesine yol açacak ve tüketici güveninin yeniden sağlanması zaman alacak. Bu itibarla son yapılan ODD değerlendirmelerinde pazarda yüzde 10’luk bir daralma beklenirken, bu daralmanın içinde yer aldığımız premium segmentte daha yüksek seviyelerde gerçekleşmesi muhtemel. İş planlarımızı bu yönden revize etmekle birlikte,

2017’de de yine premium segmentin lideri olmak öncelikli hedefimiz. Ayrıca ürün portföyümüzdeki yenilenmeler, 2017’de de tüm hızıyla devam edecek. Yeni E-Serisi Coupe’yi yılın ikinci çeyreğinde, Cabrio versiyonunu ise 4. çeyreğinde pazara sunacağız. GLA ve S-Serilerinde ise makyajlanan versiyonlar yıl içerisinde devreye girecek. 2017’nin huzur, istikrar ve başarı ile geçmesi en büyük temennimiz.

 

Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı

Özgür Yücetürk

Orta ve uzun vadede pozitif trend bekliyoruz

2016’da da Türkiye’nin ekonomisinin lokomotif sektörü yine otomotiv oldu. 2015 yılı itibarıyla otomotiv sektörü, uzun yıllardır hayali kurulan 1 milyon adet seviyelerine ulaştı. 2016’da Türkiye’nin içinden geçtiği zorlu zamanlara rağmen sektörün istikrarlı yükselişi devam etti ve toplam pazar yine 1 milyon adet üzerinde tutunmayı başardı. Türkiye’nin ticari gücü Ford Otosan olarak 2016’da da ticari araç lideriyiz ve 2014’te Türkiye’de Yeniköy fabrikamızda üretmeye başladığımız Courier modelimiz de en çok tercih edilen ticari araç modeli olarak göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. 2017’de de sektörün gidişatına ekonomi, siyaset ve ülkemizin bulunduğu coğrafyada yaşanacak gelişmeler yön verecek. 2017’de, otomotiv sektörümüz ve Ford Otosan için iyimser bakış açımızı koruyoruz. İç pazarda ÖTV artışı, kur dalgalanması ve son iki yılın güçlü performansına bağlı olarak bir miktar düşüş öngörmekle beraber, orta ve uzun vadede pozitif büyüme trendin devam edeceğini düşünüyoruz. Ford markası olarak, Türkiye’nin en genç ve en geniş ürün portföyüne sahibiz. Geçtiğimiz yıl Türkiye pazarına sunduğumuz yüksek teknolojilerle donatılmış sportif araçlarımızla bu unvanımızı gururla devam ettirdik. 2017’de de önemli model yeniliklerimizle iddiamızı korumaya ve “Bir Başka Ford” olarak müşterilerimizle buluşmaya devam edeceğiz. Türkiye pazarının yükselen trendi SUV segmentindeki lokomotif modelimiz Kuga, yılın ilk çeyreğinde yenilenecek. Daha çekici bir tasarım ve heyecanla beklediğimiz verimli 1.5 L dizel motor ve otomatik vites seçeneği ile Türkiye pazarında olacak. Yeni Kuga, yeni motor-şanzıman şeçeneği ile SUV segmentindeki iddiasını artıracak. Tourneo Custom’da ise yılın ilk çeyreğinde otomatik şanzıman seçeneğini pazara sunacağız. Yeni opsiyonel havalı süspansiyon özellikleriyle yeni Custom daha konforlu bir yolculuk sunacak. Bu yılın en önemli yenilik haberlerinden biri de geçtiğimiz günlerde dünya prömiyeri ile tanıtımını yaptığımız Yeni Ford Fiesta. Avrupa ve Türkiye’nin popüler B segmenti otomobili Ford Fiesta’nin yeni neslini de 2017’nin son çeyreğinde Türkiye’de satışa sunacağız. Türkiye’de 3 noktada müşterilerimizle buluştuğumuz “Ford Store” konsepti ve tüm bayilerimizde hayata geçirdiğimiz Ford 5 duyu projemizle 2017’de müşterilerimize Ford ayrıcalığını yaşatmaya devam edeceğiz.

 

Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı

Eşref Biryıldız

En zor olan en sonuncusudur hep...

2016 yılı ortalarında başlayıp yılın sonunda daha da etkili olan gerek küresel, gerekse iç piyasalardaki belirsizliğin ve oynaklığın son dönemlerin en yüksek seviyesinde olduğu günlerden geçiyoruz. Öyle ki, hepimizin yakından takip ettiği gibi aynı günün, hatta aynı saatin içinde kurlarda hareketlere şahit oluyoruz. Bu ortam satın alma gücünü etkilediği gibi satın alma arzusunu da kırılgan hale getirdi. Küresel, yerel ve içerideki politik gelişmeleri otomotiv piyasasını daha da olumsuz nitelikte etkilemiş görünümdedir. Tüm bunların üstüne geçen yıl sonunda değişen ÖTV uygulaması ve buna bağlı olarak yeniden şekillendirilmek zorunda olan ürün stratejileri de otomobil pazarının önünde diğer bir engel. Dolayısıyla birkaç ay evvel 2017’de binek otomobil toplam pazarı yüzde 15 düşer diye düşünürken güncel koşulları değerlendirdiğimizde daha fazla küçülebileceğini göz ardı edemeyiz. Bu durumda son yıllarda büyümekte olan pazar için yatırım yapmış ve yapmakta olan yetkili satıcı ve servislerle yeni faaliyete geçmiş olanlar ne yazık ki daha da fazla etkilenecek. Sonuç olarak 2017 sektör için zor bir yıl olacak. Ancak uzun yıllar önce bir yabancıdan duyduğum ve hiç unutmadığım bir söz var: “Türkiye’de insanlar işler iyi giderken hep iyi gidecekmiş gibi, kötü giderken de hep kötü gidecekmiş gibi davranırlar.” Oysa tersi olan çok dönemler var... 1993 çok iyi bir yılken 1994 felaket, 1997 çok iyi, 1999 çok kötü bir yılken 2000 özellikle otomotiv pazarının çok iyi olduğu bir yıl, 2001 ise tam tersi olmuştu. Küresel kriz yaşanan 2009 yılı alınan akıllı önlemlerle teğet geçtiğimiz bir yıldı. “Bu hiç birine benzemiyor” diyebiliriz ancak hiçbiri diğerlerine hiçbir zaman benzememiştir zaten. En zor olan en sonuncusudur hep... Hep verdiğim bir örnek var. 1993’te otomobil pazarı 440 bin adet olmuştu. Aradan 23 yıl geçti ve hala bir kez olsun o yılın iki katına çıkamadı. Bunun en temel nedeni ÖTV artışları... Umarım çok sevgili iki dost olan döviz kuru ve ÖTV artışı eski yıllarda ve özellikle geçen yıl olduğu gibi kol kola girip yine bizleri düş kırıklığına uğratmazlar. Bu ikisinin dengeli ve makul olması yöneticilerin elinde. Yoksa bize yine “sağlık olsun” demek düşecek. Son söz otomobil alma niyetini ertelemeye devam edenlere... Onlar da fırsatların ilanihai süreceğini düşünmemeliler. Çünkü ne üreticinin ne de satıcının cep derinliği sonsuz değil. Hala düşünenler var ise daha fazla düşünmesinler.

 

Mazda Türkiye Genel Müdürü

Nurkan Yurdakul

Şirketler adetten çok kazanca odaklanacak

2016 pek çok yönden ülkemiz ve sektör için unutulmaz bir yıl olarak tarihe geçecek. İlk akla gelecek olan, otomobil pazarının 2015 senesine göre yüzde 4.5 büyümesi ile 1 milyona yakın toplam araç pazarının kendini tekrar etmesi. Bunun yanında temmuz ayında yaşanan darbe girişimi, yıl sonundaki kur hareketliliği ve ÖTV düzenlemesine rağmen satış temposunun artarak devamı ile son çeyrek için tüm beklentileri de aşarak rekor bir yıl yaşadık. 2016 süresince Mazda’nın yeni kurumsal uygulamasını ülke çapında tüm bayilerimizde tamamladık. 2012’de 6. kuşak Skyactiv ürün gamının satışa sunulmasından bu yana önemli ikinci atılımı bu şekilde geride bıraktık. Mazda müşterileri ürün kalite, ekonomi ve performansındaki muazzam gelişimi showroom atmosferinde de yaşamaya başladılar. 2016’da markamızın efsane modeli MX-5 tamamen yeni 4. kuşak versiyonuyla satışa konuldu ve tüm zamanların rekorunu kırdı. Mazda olarak planlarımızı, geride kalan 4-5 yılda olduğu gibi 1600-1800 otomobil bandında oluşturduk. Pazardaki dengesiz iniş-çıkışlardan etkilenmeyen bu hacmimizle her ortamda güvenle ilerliyoruz. Mazda olarak gelişen üstün kalitedeki ürün çeşidi sayesinde bu organik büyümeden dolayı memnunuz. Özellikle her yılsonunda rekabetin agresif indirim kampanyalarından satış ve karlılık olarak etkilenmeden iş modelimizin sağlıkla çalıştığını görmekten ayrıca keyifliyiz. 2017’de genel toplamda pazarın ciddi şekilde daralacağına dair beklentimiz var. Özellikle 2015 ve 2016 yıllarında gördüğümüz adetlerden geri düşen ve şirketlerin adetten çok kazanca odaklanacağı ve özellikle ilk 6 ayda araç stoklarının azlığından dolayı önemli bir daralmayı bekliyoruz. 2017 başından itibaren markamızın global lokomotifi olan Mazda3 modelimiz güncellemelerle satışa sunuluyor. Mazda3 yenilenen özellikleriyle markamızın premium özelliklerini pekiştiriyor. Bu yıl ayrıca tüm dünyada ses getirmiş olan CX-5 modelimiz tamamen yenilerek satışa sunulacak. Yine yaz aylarında Mazda’nın benzersiz tasarımı ile dünya çapında ödüllere doymayan MX-5 RF versiyonunu satışa sunacağız. Mazda her zaman heyecan veren, sorunsuz otomobilleri sahiplerini yüksek seviyede tatmin ederken, markamızı deneyimlememiş olanlar için ise daha dikkat çekici bir 2017 yaşatacağız.

Hyundai Assan Genel Müdürü

Önder Göker

Sektöre, ekonomideki yapısal reformlar yön verecek

Sektörün yeni yıla yeni umutlarla başladığı kesin... Fakat ülkemizin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik yapı ve sürekli gündemin değişmesi bizlerin de her zaman temkinli olmasını zorunlu kılıyor. Şu an için net ve kesin rakamlar vermek çok zor. Çünkü döviz kurları hala sakinleşmiş değil ve piyasalar üzerindeki etkisi gözle görülür şekilde devam ediyor. Buna rağmen kasım ayında otomotiv sektöründe rekor kılındı ve bu da doğal olarak hem markaların hem de tüketicilerin şaşırmasına neden oldu. Fakat ticaret ve kur savaşlarının en şiddetli yansımalarını önümüzdeki dönemde görebiliriz. Trump yönetimindeki Amerika’nın izleyeceği sosyo-ekonomik yol haritası, İtalya’daki referandum, arkasından Almanya, Fransa ve Hollanda’daki seçimler, tüm bunların hepsi 2017’de öne çıkacak. Ayrıca Brexit şekillenecek ve Fed’in alacağı kararlar etkili olacak. Tüm bunlar ekonomiye yön veren adımlar. Bu sebeple 2017’nin sektöre çok büyük bir değişiklik getirmeyeceğini tahmin ediyorum. İyi bir niyetle bakacak olursak, sektör önümüzdeki yılı 850 bin adet seviyesinde kapatır diye düşünüyorum. Bu bağlamda sektörün yüzde  10-15 bandında bir daralma yaşayacağı kesin. Hyundai ailesi olarak 2017’ye ümidimizi kaybetmeden başlamak istiyoruz. İşlerimizin kolay olmayacağı kesin fakat devletin bu konuda yapacağı yapısal reformlar da çok önemli. Çünkü ekonomide tüketici kredi faiz oranları yükseliyorsa krediler pahalılaştığı için borçlanma isteği azalır. Bir otomobili veya hizmeti krediyle almak pahalılaşır. Bu sebeple otomotiv sektörünün can damarı olan kredi faizlerinin düşük seviyelerde, istikrarlı bir şekilde ilerlemesi demek satışların da paralel şekilde artması anlamına gelir. Bizler 2017 yılında sürpriz yeni modellerimizle tüketicilerimizin karşısına çıkacağız. Yeni modellerimizin pazara renk ve taze bir soluk getireceğine inancımız tam. Bu sebeple baştan sona yenilenen i30 modelimizin satışına mart ayında başlayacağız.

 

Nissan Türkiye Genel Müdürü

Sinan Özkök

Ömrünü tamamlamış araçlar için teşvik sektörü hareketlendirir

Nissan olarak 2015’i yüzde 2,7 pazar payı ile tamamladıktan sonra2016’ya hızlı bir başlangıç yaptık ve ilk çeyrek sonunda yüzde 3,4 pazar payına ulaştık. Yılın ilk döneminde 2016’nın En İyi Pick Up’ı seçilen Nissan Navara ve C segmentinin en geniş arka diz mesafelerinden birine sahip Nissan Pulsar’ı lanse ederek ürün gamımızı kuvvetlendirdik. 2016’da, Türkiye pazarına girdiğimiz tarihten bu yana gerçekleştirdiğimiz en yüksek satış adedine ulaştık. Türk otomotiv pazarının bir önceki yıla göre yüzde 1,6 büyüdüğü bir yılda, biz yüzde 21 büyüme ile hem pazar payımızı önemli oranda arttırdık hem de yıl başında hedefl ediğimiz yüzde 10 büyüme hedefini ikiye katlamış olduk. Otomotiv sektöründe yaşanan ÖTV artışı, kurlardaki sert dalgalanmaya rağmen 2016’da 32 bin 53 adet araç satışı ile bir rekora imza atarak, 2015’te yüzde 2,73 olan pazar payımızı yüzde 3,26’ya çıkardık. 2017’nin özellikle ÖTV artışı ve kurlardaki hareketlilik sebebiyle otomotiv sektörü açısından zor bir yıl olacağını söyleyebiliriz. İlk çeyrekte göreceğimiz hacim, yılın geri kalanı için de bir gösterge olacaktır. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve maliyet artışları kasım ve aralık aylarında kısa vadede yansıtılmasa da uzun vadede fi yatların artmasına ve bu doğrultuda talebin daralmasına yol açabilir. İlk üç ayda ÖTV ve kur artışından dolayı yüzde 20’lik bir gerileme bekliyoruz. İlerleyen dönemde pazar toparlansa dahi bu durum yıl sonunda toplam pazarın yüzde 15 seviyesinde daralmasına neden olacaktır. Nissan olarak 2017’yi, tüm bu koşullara rağmen 2016 yılı ile aynı hacimde kapatmayı planlıyoruz. Bir milyonu bir türlü geçemediğimiz mevcut şartlarda, Türk otomotiv sektörünün artık çok daha fazlasını, 1,5 milyonu zorlaması gerektiğini düşünüyoruz. Güçlü bir iç pazar yapısı, önemli bir potansiyele sahip ülkemizdeki yatırımların artması için gerekli kriterlerden biridir. Bir yandan yüksek iç pazar, öte yandan gelişen ihracat imkanları ülkemize yeni oyuncuları çekmek için de büyük önem arz ediyor. Bu yıl pazarda daralma yaşanacağını düşünürsek, alınabilecek önlemler içerisinde ekonomik ömrünü tamamlamış araçlara teşvik verilmesi öne çıkıyor. Bu araçlara yönelik yapılacak bir düzenleme sektöre ivme kazandırılırken, aynı zamanda karayollarında daha güvenli ve çevreci araçlarla seyahat edilmesini sağlayacak.

 

Peugeot Türkiye Pazarlama Müdürü

Mehmet Akın

Yeni lansman ve projelerle heyecanlı bir yıl yaşayacağız

PSA Grubu, 2016’da 3 milyon 146 bin araç satışı gerçekleştirerek 2015’e göre yüzde 5,8’lik bir artış elde etti. Avrupa, 1 milyon 930 bin araç satışı ile grubun en büyük pazarları arasında yerini korurken, Avrupa dışında ise yüzde 9,6 artışla 1 milyon 216 bin satış gerçekleştirilerek büyüme trendini 2016’da da sürdürdü. Peugeot markası dünya satışlarında 1 milyon 920 bin adetle 2016’ya göre yüzde 12,3’lük bir artış gerçekleştirdi. Avrupa satışları1 milyon 56 bin adetle yüzde 4,4 artarken, Avrupa dışında ise satışlar yüzde 25 artışla 817 bin adet olarak gerçekleşti. Bu başarıda, 2016’nın son 3 ayında toplam 60 bin adet üzerinde siparişle Fransa’da C SUV segmentinde podyuma çıkan “Yeni SUV Peugeot 3008” modelinin önemli bir payı var. Peugeot Türkiye, 2016’ya Türkiye’de 25 bin 440 adedi binek, 10 bin 123 adedi hafif ticari olmak üzere toplam 35 bin 563 adet satış gerçekleştirerek pazarın iki katı büyüme göstererek yüzde 3,62 pazar payı elde etti. Peugeot Türkiye, 2017’de iddialı hedefler ve projelerle heyecan verici bir yıl vaat ediyor. Öncelikle Dakar rallisinde podyum basamaklarında 3’te 3’ü Peugeot 3008DKR ile elde edilen sonuçlar, Peugeot Sport mühendislerinin çıkardıkları işin kalitesini kanıtlıyor. Bunun yanı sıra Peugeot Türkiye desteğiyle Yağız Avcı ve Bahadır Gücenmez ikilisi 2016 Türkiye Ralli Şampiyonluklarını ilan ederek Peugeot Sport’un resmi olarak desteklediği takımlar arasında tek şampiyonluğu kazanan takım oldu. Peugeot Türkiye 2017 hedeflerini, Türkiye toplam pazarının 916 bin adet olacağı öngörüsüyle yüzde 4,5 pazar payı ve 41 bin adet satış olarak belirledi. Satış adetlerini artırmaya devam etmek ve üst gam stratejisini hızlandırmak gibi iddialı hedefl ere ulaşmak için 2017’de yeni ürünlerin lansmanı önemli bir rol üstlenecek. SUV atağı, bu yılın en önemli unsurlarından biri olacak ve Peugeot markasının bu segmentteki varlığını ve imajını güçlendirecek. Yılın ikinci çeyreğinde pazara sunulacak olan yeni SUV Peugeot 5008 ile Peugeot SUV ailesi tamamlanacak. Filo fi rmalarının tercihlerinden biri olan 301 modelinin yenilenen versiyonu, yılın ilk çeyreğinde düzenlenecek olan lansmanı ile satış hedefl erine ulaşılmasında önemli bir etken olacak. Ayrıca Expert /Traveller lansmanlarıyla hafif ticari araç ürün gamında atağa geçerek ve dinamik bir pazarda yeni müşterilere ulaşarak pazar payını artırmayı hedefliyoruz.

 

Honda Türkiye Satış & Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı

Cem ÖZÜTOK

B ve C sınıfl arına olan ilgi artacak

2016 yılı siyasi gelişmeler ve ekonomik sonuçlar açısından beklenen ölçüde iyi bir yıl olmadı. Sektör özelinde bakacak olursak yılın ilk yarısında pazarın, bir önceki yılın gerisinde kaldığını gördük. Özellikle temmuz ayında yaşanan darbe girişimi sonrasında pazar geri gelmiş ve takip eden ağustos, eylül aylarında adetler toparlanmış olsa da beklenen rakamlara ulaşılamadı. Bununla beraber ÖTV söylentisi ile birlikte alım talepleri öne çekildi ve kasım ayında pazar yüzde 54 artış gösterdi. Aralık ayında da kurdan kaynaklı fiyat artışlarıyla ilgili beklentiler nedeniyle binek otomobil pazarının 100 binin üzerinde olacağını öngörüyoruz. Tüm bunların sonucunda bir önceki yılın üzerinde kapansa da çok dalgalı bir seyir gösterdi.2017’nin ilk çeyreği talebin öne çekilmesine bağlı olarak yine 2016’nın gerisinde kalacaktır. Toplam pazar beklentimiz ise 700 bin seviyesinde olacaktır. Buradaki satış kaybının belirttiğim üzere ilk çeyrekte daha fazla olmasını beklerken son çeyreğe doğru bu kaybın toparlanmaya doğru gideceğini ön görüyoruz. ÖTV sonrasında özellikle üst SUV sınıfında yer alan araçların satış adetleri düşerken C sınıfının ve yerli üreticilerin adetlerinin çok kayba uğramayacağını öngörüyoruz. Pazarın ağırlıklı olarak B ve C sınıfl arına yoğunlaşmasını, SUV ve D sınıfl arında ise yüzde 15’ler seviyesinde bir daralma olmasını bekliyoruz. Bununla birlikte pazarın en kötü senaryo ile 660 bin olacağını düşünüyoruz. Bizim beklentimiz çerçevesinde 700 bin adetlere ulaşmasını tahmin ediyoruz. Piyasaların belirleyicisi ise ocak ayında ABD yeni başkanı Trump’ın göreve gelmesi ile izleyeceği politikalar olacaktır. Fed’in faiz artırımının hızlanacağı ve yıl içerisinde 5-6 artırımla birlikte neticeleneceği öngörülüyor; bu hem kurlar hem de ekonomimiz adına oldukça riskli bir sürecin geleceği anlamını taşıyor. Bunların hepsini değerlendirdiğimizde 2017 zor bir yıl olacak. Honda açısından baktığımızda ise yeni ürünlerimizin başarılı grafi kleri, satışlarımızı 2017’de de destekleyecektir. Özellikle Ekim 2016’da gerçekleştirdiğimiz Civic lansmanını takiben mart ayında 1.5 lt. 182 bg gücündeki RS modelimizin gelmesi, yeni hatchback’in ürün gamımıza katılması satışlarımızı olumlu etkileyecektir. 2016’yı tarihimizde ikinci kez 20 binin üzerinde satışla kapatıyoruz. 2017’de her ne kadar ekonomik ve politik gelişmeler ile jeopolitik riskler çerçevesinde ekonomimiz negatif ayrışsa da Honda Türkiye olarak pazar payımızı yüzde 20-25 seviyelerinde artırabileceğimizi öngörüyoruz.

 

Suzuki Türkiye Genel Müdürü

Ümit Karaarslan

Önlem alınmazsa 2017 kayıp bir yıl olabilir

2016 yılı otomotiv sektörü için gerek üretim ve ihracat rakamları gerekse iç pazar otomobil ve hafif ticari araç satış rakamları açısından bir önceki yıla göre yüzde 1.6 civarında bir artış göstererek başarılı bir yıl oldu. 2017’de ise TL’nin değer kaybının fi yatlara yansıması ile birlikte talepteki azalmaya bağlı olarak pazarda bir daralma yaşanacaktır. Bunun yanı sıra 2017, otomotivde yeni modellerin piyasaya sunulacağı bir yıl olacak. Ancak ekonomik göstergelere baktığımızda ortada maalesef umut veren bir durum olduğunu söylemek zor. Çünkü 2016’da döviz hareketleri son derece olumlu bir seyir izlerken yılın son iki ayından başlayarak yeni yılın ilk haftalarında da tahminlerin çok ötesinde bir yükseliş gösterdi. Dolayısıyla bu durum tüm 2017’nin görüntüsünü değiştirebilir. Ancak faiz arttırmama riski konusu ile ilgili olarak Merkez Bankası’nın daha rasyonel davranması halinde bu riskin önüne geçilebilir ama herhangi bir faiz artışı olmadığı takdirde bir tehlike ortaya çıkacaktır. Otomotiv sektörüne dönecek olursak, 2017 ilk 4 ayında en az yüzde 20-25 civarında bir azalma olacağını öngörüyorum ancak dinamiklerin bu durumun devam etmesini engelleyeceğini bekliyorum. AB ile ilişkiler, iç ve dış ekonomik ve siyasi gelişmeler ve beklediğimiz önlemler alındığı takdirde 2017 yılı kabul edilebilir kayıpla geçen bir yıl, aksi takdirde kayıp bir yıl olacaktır.

 

Renault Mais Genel Müdürü

Berk Çağdaş

900 bin adet civarında bir pazar bekliyoruz

Türkiye otomotiv sektörü açısından 2016 yılı farklı dinamikleri olan bir yıl olarak gerçekleşti. İlk yarı yılda öngörüler doğrultusunda bir trend izleyen pazarda, ikinci yarı yılda, yeni ÖTV düzenlemesi ve kurlardaki yükselmenin yarattığı baskı belirleyici oldu ve bir önceki yıla göre yüzde 1,62 büyüyerek tüm zamanların en yüksek satış rakamı olan 983 bin 720 adetlik bir performans kaydetti. Toplam otomotiv üretimi de 2015’e kıyasla adet bazında yüzde 9 artarak 1 milyon 486 bine ulaştı. Toplam otomotiv ihracatı ise yüzde 13 büyüme ile 23,9 milyar dolara yükseldi. 2016’da Türkiye ekonomisi, oynaklık endeksi yüksek, iç ve dış faktörler nedeniyle çalkantılı bir yıl geçirdi. Jeopolitik ve makroekonomik nedenlerden dolayı ekonomide yılın üçüncü çeyreğinde, 2009 yılından bu yana ilk kez yüzde 1,8 daralma kaydedildi. Orta Vadeli Program’da 2016 için büyüme tahmini yüzde 4.5’ten yüzde 3.2’ye, 2017 için yüzde 5’ten yüzde 4.4’e düşürüldü. Dünya da politik ve ekonomik açıdan hareketli bir yıl yaşadı. ABD’de yeni başkanlık dönemi, Fed’in ekonomik göstergeler doğrultusunda faiz artırımı konusundaki tavrı, ABD Doları’nın TL’de olduğu gibi diğer para birimleri karşısında değer kazanması, Çin’de büyümenin düşmesi 2017’ye damgasını vuracak gelişmeler olarak öne çıkıyor. 2017 belirsizliğin yoğun olduğu bir yıl diyebiliriz. Avrupa otomobil pazarı Ocak-Kasım 2016 döneminde yüzde 7,7 büyüme kaydetti. Euro bölgesindeki yavaşlayan büyüme, 2017’de Türkiye’nin ihracatının yeterince artmamasına yol açabilir. Çin, AB ve ABD’nin en büyük oyuncu olduğu küresel otomotiv üretim sıralamasında Türkiye 15’inci sırada yer alıyor. Türkiye, üretim kalitesi ve gücü ile sanayi açısından güçlü bir ülke.Küresel rekabet gücümüzü sürdürebilmemiz için ülkemize mutlak yeni yatırım almamız gerekiyor. Yarattığı katma değer ve işgücü nedeniyle lokomotif sektör olan otomotiv sektörü için hem yabancı yatırım hem iç pazar açısından makro ekonomik ve makro politik parametrelerdeki istikrar çok belirleyici. 2017’de sektör olarak sessiz bir ilk çeyrek yaşanacağını tahmin ediyoruz. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren mevsimsellik nedeniyle araç alımları yükseliş trendine geçecektir. 2017’de 900 bin civarında bir pazar yaşanacağını öngörüyoruz.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next